RAMAZAN YILDIRIM

Tabi büyük öfke içindeyiz. Bu nedenle tepkilerimiz çoğu zaman siyaset disiplinin den ve sosyolojisinden uzak ve duygusal olmaktadır. Örneğin bu gün kendisine yurtsever diyen insanlar sanki Diyarbakır, Van ve Mardin' e kayyumu atayan iktidar değilde, HDP nin yöneticileriymiş gibi tepki gösteriyorlar.

Bu tepkiler tipik olarak yenilgili ve dolayısıyla umutsuz ruh halinin dışavurumudur. Siyaset tarihi ve sosyolojisi ışığında meseleler okunmadığı için tepkiler içe yöneliyor. Öylen ki HDP ne yapsa, ne konuşsa beğenilmiyor. Oysa bu parti nihayetinde demokratik siyaset yapıyor. Tabiatıyla mücadele biçimi ve dili de buna göre oluyor. Bulunduğu zeminde olması gereken sözünü söylüyor, sokağa çıkıyor, bunun için gaz ve Jop yiyiyor. Bunun dışında beklenen dil ve mücadale hatı bu tür kurumları aşar. Zaten öteden beri çarpık olan, çarpık ele alınan hususlardan bir tanesi de demokratik siyaset ile volontarist siyaset alanlarını birbirine karıştırmak olmuştur. Adam demokratik siyaset platformunda bulunuyor ama volontarist dil kulanıyor. Volontarist platformda ama demokratik siyaset kurumlarında gövde gösterisi yapıyor. Bunun sonucu olarak herkesin ayakları birbirine dolanıyor.
Konuyu tekrar bu güne getirecek olursak; Örneğin bu gün yapılan basın açıklamalarında onlarca kişi gözaltına alındı. Vekiller dövüldü ve yerlerde sürüklendiler. Bu sabah 29 ilde operasyon yapıldı ve 500 'e yakın insan gözaltına alındı. Unutmayalım, beğenmediğimiz HDP nin binlerce yöneticisi ve çalışanı tutsak durumdadır. Ne yani, içeri düşen ve ölen iyi de, her gün ilçenin kapısını çalanlar, iyi kötü ortada görünenler, sağa sola koşturanlar kötü mu oluyor? Bu tarz çarpık yaklaşım öteden beri süre geliyor. Ölenler kahraman, ölmeyenler ise ne kadar çok emek verse de, bedel ödesede görünmüyor. Yeri geldiğinde hiçleştiriliyor. Bu da değeri aşındırıyor. Oysa emeğe saygı gösterenler, sahiden vicdan ve ahlak sahibi olanlar bir çırpıda her şeyi yakıp- yıkmaz. Tabiki eleştiri olur, olmalıdır. Ama eleştiri adı altında çamur atmak, hakaret etmek, emekleri yok saymak, hafif deyimle sorumsuzluktur. 
Ne zaman bir saldırı olsa, ilk aklımıza gelen " HDP mecliste çekilmeli" oluyor. Niye bunu söylüyoruz, neyi amaçlıyoruz? Diyelim ki çekildi, bu kimin işine yarar? Çekilirse meclisin işlemiyeceğini mı düşünüyoruz. Ama zaten meclis uzun zamanından beri işlemiyor ki... Her şey tek elden toplanmamış mı? HDP mecliste çekilirse iktidarın canına minet olur. CHP için de olan bir kaç demokrat vekil de olmazsa, ortam iktidarın isteyeceği dikensiz gül bahçesi olur.
Tabi ki gerektiğinde mecliste çekilinir, ama bunun zamanı ve sonuçları iyi analiz edilmelidir. Boykot taktiğinde olduğu gibi, " sine i millet" demek her zaman yerinde olmayabilir. Aksine daha ağır kayıplara yol açabilir.