Güncel

Hrant Dink davası: Muammer Güler ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdi

Hrant Dink davasının bugün görülen duruşmasında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, Adem Polat, Recep Koçpınar ve Satılmış Şahin "tanık" sıfatıyla ifade verdi. Duruşma Çarşamba saat 10:00'da devam edecek.

13 Haziran 2019 Saat: 00:03
Hrant Dink davası: Muammer Güler ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdi
Hrant Dink davası: Muammer Güler ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün yazarı Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 85 sanığın yargılandığı davaya bugün devam edildi.

BirGün gazetesinden Anıl Ataş'ın haberine göre, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşmasında  eski İçişleri Bakanı ve eski İstanbul Valisi Muammer Güler “tanık” sıfatıyla ifade verdi.

Hrant Dink, eski İstanbul Valisi Muammer Güler’in talimatıyla makama çağrılmış ve burada MİT mensupları tarafından tehdit edilmişti. Adem Polat, Recep Koçpınar ve Satılmış Şahin’in de tanık olarak ifade verdiği duruşma yarın saat 10:00’da devam edecek.

Bugün görülen davada Güler, Polat, Koçpınar ve Şahin’in tanık sıfatıyla verdiği ifadeler şöyle:

Avukat Hakan Bakırcıoğlu’nın Güler’e Valilik’te yapılan görüşme ve dönemin İstanbul Bölge Görevlisi Özel Yılmaz’ın ifadesini sorması üzerine, Güler, “Cinayetten 3 yıl önce yapılan bu bu görüşmenin cinayetle ilgisi yoktur. Görüşme talebi olduğunu Vali Yardımcısı bana söyledi. Baskı yapılmadı gözdağı verilmedi. Görüşme bir resmî organizasyon değildi. Kesinlikle ifade ediyorum bu görüşmenin Hrant Dink’in öldürülmesiyle bir ilgisi yoktur. Aba altından sopa gösterilmesi gibi bir durum değil.” dedi.

Avukat Hakan Bakırcıoğlu,  Güler’e Sabiha gökçen haberiyle ilgili Genelkurmay bildirisini okudu. Dink’in “beni hangi amaçla çağırdıkları belliydi” dediği yazısını da okudu. Güler, “Katılmıyorum, konuyla ilgisi var mı bu sorunun?” Bu yazı sonrası ve 301 yargılanması sırasında zaman zaman eylemler oluyordu. Emniyet gerekli önlemleri alıyordu. Koruma için şahsi talep olmadı sonradan böyle bir talepte bulunmak istemediği kanaati oluştu bende. MİT’in açık kaynaklardan yaptığı tespitler, Hrant Dink’in yazdıkları, Emniyet tarafından da değerlendirilir bunlar. Agos da takip edilirdi. Bana bilgi aktarılmadı bunlarla ilgili.”

İlginizi çekebilir:  Hrant Dink davasının 91'inci duruşması: MİT yanıt vermedi

Güler şu ifadeleri kullandı:

“Daha önce de söylediğimiz gibi olayın farklı boyutları olduğunu söyledik. 2004 yılında çıkan bir yazı üzerine kamuoyunda bir huzursuzluğun oluştuğu görüldü. Valiliğe gelen bildirimler sonrası gerekli önlemler alındı. Teknik takip vs yapıldı. Trabzon il emniyetten İstanbul’a gönderilen yazı var, Hrant Dink’e karşı eylem yapılacağı bilgisini içeren. Dink ölümünden 1 hafta önce Agos’ta başlattığı yazı dizisinde vali yardımcısının odasında yapılan bir görüşmeden bahsediliyor, buradan bir algı yaratılıyor. O görüşmede Ermeni cemaatiyle alakalı görüşmeler yapıldı. Hakkımda açılan soruşturma da kapanmış bir sorun olmadığı görülmüştür.”

Hakan Bakırcıoğlu Hrant Dink’in tehdit altında olmasına rağmen işletilmeyen koruma konusunu sordu. Aynı dönemde koruma tedbiri alınan Orhan Pamuk sürecini örnek verdi.

Muammer Güler, “Koruma ile ilgili emniyet birimlerinden bir teklif gelmedi. Trabzon’da Hrant Dink ile ilgili yürütülen soruşturmada da böyle bir talep Yok. Teklif ve bilgi gelseydi elbette gereği yapılırdı. Hrant Dink ile ilgili bana emniyet ve istihbarat birimlerinden bir koruma teklifi olmadı. Bu teklif resmi yazıyla bildirilir karşılıklı görüşmeyle olmaz. Hassasiyet oluştuğu dönemlerde Ermeni vatandaşlara ilişkin koruma tedbirleri Agos gazetesinin olduğu bölge de içinde gerektiğinde alınmıştır. Cinayet sonrası failin yakalanması için bütün ihtimaller araştırılmış gereği yapılmıştır. Tüm birimleri harekete geçirdik.” dedi.

Muammer Güler: Koruma komisyonunda gündem dışı bir konu ele alınmaz. Kişinin Koruma talebi yoksa ilgili birimler de bu talebi oluşturabilir. Böyle bir talep gelmemiştir.

Trabzon Emniyeti’nin 11 ay boyunca yaptığı soruşturma sonrası İstanbul Emniyeti’ne korumayla alakalı bir talep gelmemiştir. Bize gelen bilgiler yetersizdi, daha fazla bilgi gelmiş olsaydı emniyet gerekeni yapardı.

Ben ve İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın resmen bir koruma teklifinde bulunması uygun olmazdı. Ama Trabzon’dan gerekli bilgiler gelip bize ulaşsaydı gereği elbette yapılırdı. Sayın Cerrah’ın bu olayla ilgili en küçük bir ihmali yoktur.

İlginizi çekebilir:  Hrant Dink davasının 91'inci duruşması: MİT yanıt vermedi

İstanbul İstihbarat Müdürü Ahmet İlhan Güler de üzerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirmiştir. Trabzon Emniyetinin 11 ay takibi var. Trabzon jandarmasının da takibi var. Bu süreçte İstanbul’a gelen takip yazısı var ama ham bilgi ve teyit edilmemiş. Trabzon’daki bilgilerin İstanbul istihbaratıyla da paylaşılması gerekirdi.
Okan Şimşek’in Avukatı: Trabzon emniyet 11 ay takip yapmış Hrant Dink’e yönelik yapılacak eyleme dair. İstanbul’a konuyla ilgili bir yazı geldiğini ifade ediyorsunuz. Ama siz bunu ham bir yazı olarak değerlendiriyorsunuz. 

Muammer Güler: Gelen yazıda ne yapacağı ne olacağına dair yeterli bilgi yoktu
Avukat: EGM’de 20’ye yakın yazı yazıldığını söylüyorsunuz. Yani Trabzon Emniyetinin ve EGM’nin cinayetten 11 ay önce olayla ilgili bilgisi varmış doğru mudur? 
Muammer Güler: Bu konuda detaylı bilgim yok

Aranın ardından o dönem Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli olan tanık Adem Polat, SEGBİS aracılığıyla Ağrı’dan ifade vermeye başladı. Polat, şunları söyledi:

“Cinayetten önce bu şahısları hiç duymadım. Recep Koçpınar ile birlikte Adem Bülbül isimli şahsı İstanbul Esenler otogarı üzerinden aktarmalı olarak Edirne’ye götürmüştük. Satılmış Şahin yanımızdaydı. Esenler otogarda bir arkadaşı yanımıza gelmişti. Yanlış hatırlamıyorsam polis memuruydu, bize kendini öyle tanıtmıştı. Sivildi. Görsem tanımam. Gelen kişi Ogün Samast değildi.

Pelitli’de olan olaylardan dolayı bir irtibat noktası kuruldu. 2007 kış vaktinde bir kahvehaneyi seyyar karakol haline getirmiştik. Ogün Samast ve Yasin Hayal’i ismen cinayetten sonra duymuştum. Cinayetten önce bilmiyorum.”

Hrant Dink cinayeti öncesinde 2005-2006’da Trabzon jandarmasında Pelitli’de asker olan Recep Koçpınar Aksaray’dan SEGBİS ile ifade verdi: “Ogün Samast ile karşılaştık. Komutan Satılmış Şahin ‘Ne haber Ogün’ dedi. O da ‘İyiyim’ dedi. Edirne tarafına mahkum götürdük. İstanbul’da Esenler otogarında aktarma yaptık. Adem Polat ve satılmış Şahin vardı. Satılmış’ın biriyle görüştüğünü hatırlamıyorum. Bir ara yarım saat ayrıldı. Ogün Samast’ı orada görmedim. Pelitli’den Yasin Hayal, Erhan Tuncel, Zeynel Abidin Ceylan’ı cinayetten sonra ev aramaları oldu oradan biliyorum”
Adını sonradan Volkan olarak değiştiren Satılmış Şahin: Pelitli beldesindeki geçici karakol cinayetten sonra kuruldu. Otogardan sonra tekrar bilet alıp Kırklareli-Lüleburgaz’a gittik. Dönüşte de mahalleden bir arkadaşım geldi, onunla sigara içmek için ayrılmıştık. Ogün’ün o tarihlerde otogarda olması kesinlikle tesadüf. Orada olduğunu bilmiyordum. Kameralardan bakılıp görülebilir bunlar.
Recep Koçpınar: Göreve genellikle birlikte gidiyorduk. 
Şahin: Ben yanınızdan ayrılmadım. Mahalleden bir arkadaşım geldi onunla konuştum. Sigara içmeye çıktım. Otogardan ayrılmadım. Otogarda sadece arkadaşım Ahmet Kahveci ile görüştüm. Şuan Amasya Devlet Hastanesinde sağlık memuru. Tanık olarak dinlenmesi gerekiyorsa dinlenebilir kendisi. Ogün Samast’ı da tanımıyorum, selamlaşmadım.
Recep Koçpınar: Selamlaşan Satılmış astsubaydı dün gibi hatırlıyorum, kafasında aynı beyaz bere vardı.

Duruşma çarşamba saat 10:00’da devam edecek.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız