Ankara’daki hukuk örgütleri, yargıçlar Ayşe Sarısu Pehlivan ve Yargıç Orhan Gazi Ertekin hakkında açılan soruşturmalara tepki göstererek, “HSK bu soruşturmalarla hukuka değil, yürütmeye olan bağlılığını bir kez daha göstermiştir” dedi.
Ankara’daki hukuk örgütleri, Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan’ın ve Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Yargıç Orhan Gazi Ertekin’in Grup Yorum Üyesi İbrahim Gökçek hakkında yaptıkları sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle görevden uzaklaştırılmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Mezopotamya Ajans'ın heberine göre, Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, Toplumsal Hukuk, Hukukçu Dayanışması, Demokrasi İçin Hukukçular, Adalet İçin Mücadele üyesi avukatlar ve Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Mustafa Karadağ katıldı. Açıklamada “Yaşamı Savunan Yargıçlara Açılan Soruşturmalar Geri Çekilsin” dövizleri açıldı.
Hukuk örgütleri adına açıklama yapan Hukukçu Dayanışma Üyesi avukat Ebru Beşe, soruşturma konusu olan sosyal medya paylaşımlarında, yargıçların yaşam hakkını sahip çıktığını belirti. Beşe, devletin yaşam hakkını pozitif koruma yükümlülüğü olduğunu hatırlatarak, “Türkiye’de siyasal iktidar bu pozitif yükümünü açıkça terk etmiştir. HSK da siyasal iktidara paralel olarak bu pozisyonu yargıya dayatmaktadır. Haklarında soruşturma başlatılmış olan yargıçlar, mesleklerini bu insan hakları perspektifiyle, insanlığın ortak değerlerine saygı ve evrensel hukuk ilkelerine bağlılıkla yerine getiren, adaleti amaç edinmiş yargıçlardır. Bu nedenledir ki, yaşam hakkını savunmuşlardır. Adaletin herkes için tesisine inanan, bu tarihsel bilinçle mesleğini ve yaşamını sürdüren sesleri duymak, biz hukukçular için bir onurdur” diye konuştu.
BAĞIMLI YARGI VURGUSU
Yargıçların sesinin de emekten, yaşamdan, barıştan yana tüm diğer sesler gibi kısılmak istendiğine dikkat çeken Beşe, şunları söyledi: “Gerçeklerin perdelenmesine izin vermeyen gazetecilerin, insan hakları savunucularının, her türlü hak gaspının karşısında duran avukatların, sosyal medyada iktidarı eleştiren yurttaşların ‘terör’ soruşturmaları ve yargılamalarıyla bastırılmak istendiği bilinmektedir. Hangi ifadelerin ‘terör’ suçu kapsamında yargılandığı kadar, hangi ifade ve eylemlerin yargılamaya konu yapılmadığı da, yargının bağımsızlığına ilişkin bir ölçüdür. Ayşe Sarısu Pehlivan’ın, yaşamı savunan ifadeleri ‘terör’ soruşturmalarıyla bastırılmak istenirken, bir cenazeyi mezardan çıkartıp yakmakla tehdit edenler, tecavüz ve ölüm listeleri hazırlayanlar hakkında hiçbir işlem yapılmaması, yargının iktidardan yana aldığı pozisyonun açık bir göstergesidir. Tüm bu soruşturmalar, bağımlı yargıda fikirlerini özgürce ifade edebilen tek bir yargıç kalmaması ve tam bir bağımlılaştırma amacındadır.”
‘YARGI TESLİM ALINMAYA ÇALIŞILIYOR’
Pehlivan ve Ertekin’in hala konuşabilen ve bağımsız örgütlü mücadele yürüten yargıçlar olduğunu vurgulayan Beşe, diğer yargıç ve savcılara gözdağı verilmek üzere yargıçların susturulmaya çalışıldığını söyledi. Yargıçlara yönelik linçin, adli soruşturma ve disiplin soruşturması ile eş zamanlı yürüyen Avukatlık Kanunu değişikliği ile savunmanın ve savunmanın meslek örgütünün zayıflatılmasının, bağımlılaştırılması için yapılan hamlelerin yargının tüm unsurlarının teslim alınmasına yönelik kapsamlı bir süreç işletildiğini ifade eden Beşe, “HSK bu soruşturmalarla, hukuka değil, yürütmeye olan bağlılığını bir kez daha göstermiştir. Bu karar, yargının içinde bulunduğu durum açısından ne yazık ki şaşırtıcı değildir. Siyasal iktidarın beğenmediği ve eleştirdiği kararları veren yargıçların başına gelenlerin bir devamı niteliğindedir” diye konuştu.
HSK’YE ÇAĞRI
HSK’nin hakimlik teminatına ve sendikal teminatlara da aykırı bu kararından geri dönmesi çağrısında bulunan Beşe, devamla şunları söyledi: “HSK’yı, hak ve özgürlüklere siyasal iktidarın gözüyle değil, düşünce ve ifade özgürlüğünü gözeten bağımsız yargı perspektifiyle bakmaya çağırıyoruz. Biz, iktidardan gelen talepleri emir telakki etmeyen, biat etmeyen, yaşam hakkının kutsallığını savunan, insan haklarından taviz vermeyen, demokratik bir hukuk devleti talep eden, toplumsal barış için çalışan hukukçular olarak, bağımsızlıklarından taviz vermeyen yargıçlarımızın yanındayız. Onların insanlıktan, yaşamdan, hukuktan yana tutumları ve duruşları, bizim de duruşumuzdur.”