Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Oya Aslan ve Barkın Timtik'in aralarında bulunduğu Halkın Hukuk Bürosu (HBB) üyesi 22 avukatın davası 7,8,9,10, 11 Kasım tarihleri arasında görülecek.
7 ile 11 Kasım tarihleri arasında Silivri Hapishane Kampüsünde görülecek olan ve aralarında ÇHD Genel Başkanı Kozağaçlı'nın da bulunduğu 22 avukatın yargılandığı davanın kritik bir eşikte olduğu belirtildi. Deliller yönünden şüpheler varken davanın siyasi saiklerle sonlandırılmak istendiğini kaydeden hukuk örgütleri, bu duruşmada karar çıkmayacağını ancak avukatlık mesleğinin kriminalize edilmesine karşı davaya katılım çağrısı yaptı.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Oya Aslan ve Barkın Timtik'in aralarında bulunduğu Halkın Hukuk Bürosu (HBB) üyesi 22 avukatın tutsak yargılandığı davanın duruşması 7,8,9,10, 11 Kasım tarihleri arasında Silivri Hapishane Kampüsü'nde bulunan duruşma salonunda görülecek. Duruşma öncesi bir araya gelen hukuk örgütleri, Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısıyla davaya katılım çağrısı yaptı.
Toplantıya, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Toplumsal İçin Hukukçular Derneği ve Adalet İçin Hukukçular temsilcileri ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, HDP Ankara ve TİP Ankara il örgütü temsilcileri katıldı.
'DERDEST OLAN DAVA İLE BİRLEŞTİRİLDİ'
Adalet İçin Hukukçular, ÇHD Ankara Şube, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, İHD Ankara Şubesi, ÖHD Ankara Şubesi ve Toplumsal Hukuk adına hazırlanan ortak metni Nilay Nayman tarafından okundu. Söz konusu davanın 2013 yılında ÇHD ve HHB'ye soruşturma dosyasında adı geçen avukatların ofis ve evlerine yapılan baskınlarla başladığını hatırlatan Nayman, 2017 yılında yeni bir baskın ve gözaltı dalgasıyla başlayan, 17 avukatın tutsak yargılandığı, toplamda 20 avukat hakkında görülen ikinci dosyanın hükmünün Barkın Timtik ve Selçuk Kozağaçlı yönünden bozularak, onlar yönünden şu an derdest olan dava ile birleştirildiğini belirtti.
Kozağaçlı'nın 6, Timtik'in 5, Aslan'ın ise 2 yıl 9 aydır tutsak olduğuna dikkat çeken Nayman, birleştirilen iki dosyada esasen tüm sanıkların avukat ve takip edilen davalar, müvekkilleri ve mesleki faaliyetleri, hapishane ziyaretlerinin suçlama konusu olarak yöneltildiğini söyledi.
'SİYASİ SAİKLERLE YARGILAMA SONLANDIRILMAK İSTENMEKTEDİR'
Deliller yönünden hala masada olan şüpheler giderilmeden mahkeme ve başsavcılık eliyle davanın hızlı bir şekilde bitirilmeye çalışıldığının altını çizen Nayman, 'Savunmanın yıllardır sürdürdüğü hukuki tartışmaların hiçbiri dikkate alınmadan iddianamenin kopyala yapıştır metodu ile esas hakkında mütalaaya aktarılması da adil yargılanma hakkı ve savunma hakkının ilkesel olarak ihlal edildiğini, yok sayıldığını ve siyasi saiklerle söz konusu yargılamanın nihayete erdirilmek istendiğini ortaya koymaktadır' dedi.
Nayman, şöyle devam etti: 'Mahkemenin umursamaz ve ceza yargılamasının en temel ilkelerini dahi ihlal eden yargılama pratiği göz önüne alındığında kamuoyunun davaya ilgisinin, Silivri Hapishane Kampüsü Duruşma salonunda tutsak meslektaşlarımızın yanında olmanın, etkin şekilde savunmaya ve avukatlara yönelen bu saldırıya karşı durmanın önemi daha belirgin bir şekilde kendini göstermektedir.
'AVUKATLIK MESLEĞİ HOYRAT BİR ŞEKİLDE KRİMİNALİZE EDİLMEK İSTENİYOR'
7-8-9-10-11 Kasım 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan duruşmanın özel bir önemi olduğunu düşünmekteyiz. Davanın karara çıkıp çıkmamasından bağımsız, avukatlar olarak mesleğimizin ve meslektaşlarımızın bu şekilde hoyrat bir biçimde kriminalize edilmesi girişimine güçlü bir şekilde 'hayır' demenin kolektif sorumluluğumuz olduğu kanısındayız.
Bu nedenle tüm meslektaşlarımızı, baro başkanlarını, hukukçuları ve kamuoyunu halkın savunma hakkına ve avukatlık mesleğinin bağımsız varlığına olan bu saldırıya karşı dayanışmaya, meslektaşlarımızı savunmaya ve 7-8-9-10-11 Kasım tarihleri arasında Silivri Hapishane Kampüsünde görülecek olan duruşmaya çağırıyoruz.'