İHD İzmir şube yöneticisi Ahmet Çiçek, Bahçeci'nin kayıp hikayesini okudu: "İsmail Bahçeci Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenciydi. Aynı zamanda Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanıydı. Defalarca gözaltına alındı, ağır işkence gördü. 1991 yılında Adana’da gözaltına alındı ve sekiz gün boyunca gözaltına alındığı inkâr edildi. 24 Aralık 1994'de ise İstanbul Levent civarlarında dört sivil kişi tarafından sürüklenerek sivil bir ekip otomobiline bindirilerek kaçırıldı. İsmail’in Aksaray’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından OHAL bölgesinde işlendiği iddia edilen bir suçun soruşturması için gözaltına alındığı haberi geldi, ancak ondan sonra İsmail'den bir daha haber alınamadı. İsmail’in son sözü ise 'Beni Kaybedecekler’ ‘oldu. 

İŞKENCE İLE KATLEDİLİP ÇUKURA ATILDI 

Adını vermeyen ve İsmail’in arkadaşı olduğunu söyleyen birinin, İsmail’in evini arayarak telefona çıkan babasına 'oğlunuz gözaltında, ona sahip çıkın, işkence görmesin' dedi. Fatma ve Şehmuz Bahçeci oğullarını her yerde aradı. Devletin her kademesine başvurdu. Başbakan Çiller ve Cumhurbaşkanı Demirel randevu taleplerini kabul etmedi. Görüştükleri İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, onlara İsmail’in işkence ile öldürülüp bir çukura atılmış olabileceğini söyledi. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe de ‘Dua edin de oğlunuz polislerin elinde olsun. Araştırıp size haber vereceğim’ dedi ama aileyi hiç aramadı." 

KİMLER SORUMLU?  

Çiçek, Bahçeci’nin kaybedilişinden dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay, Devlet Güvenlik Mahkemesi İstanbul Başsavcısı Ahmet Köksal ve İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun olduğunu söyledi.  

Gözaltında inkara karşı aile ve arkadaşlarının İHD ve Af Örgütü'ne başvurarak, konuyu ülke ve dünya kamuoyuna duyurduklarını söyleyen Çiçek, tüm delillere rağmen 28 yıldır etkin bir soruşturmanın yapılmadığını söyledi. Bahçeci’nin akıbetinin karanlıkta bırakıldığını ifade eden Çiçek, "Ondan geriye yazdığı şiirler, çizdiği karikatürler, sazı ve fotoğraflardaki gülüşü kaldı" dedi.  

DURUŞMA 20 OCAK'TA  

Çiçek, Bahçeci ailesinin de müdahil olduğu, Ankara JİTEM davasının Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ettiğini belirterek, 20 Ocak 2023’de görülecek duruşmada İsmail Bahçeci ve dosyada adı geçen tüm kaybedilen, katledilenler için hukuka ve adalete uygun bir karar verilmesi çağrısında bulundu.  Çiçek, 2022 yılının son gününde bir kere daha "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" diyerek konuşmasını tamamladı.  

Açıklama, yapılan oturma eyleminin ardından son buldu.