İZMİR

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Buca’da yer alan Çevik Bir Meydanı’nın isminin değişmesi talebini desteklediğini açıkladı.

İHD İzmir Şubesi konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Çevik Bir’in 12 Eylül darbe döneminde Kenan Evren’in başyaveri olduğunu hatırlatarak, “Tüm darbe dönemlerinde görev üstlenmiş, işkencelere katılmış bir kişinin İzmir'de önemli meydanlardan birinin adını taşıması insan haklarının başkenti olma iddiasında bulunan İzmir iline yakışmamaktadır” dedi.

Geçtiğimiz hafta Konak Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Mete Hüsünbeyi’nin İzmir Büyükşehir Belediyesine Çevir Bir Meydanı’nın isminin değiştirmesi talebiyle verdiği dilekçeyi İHD İzmir Şubesi olarak destekledikleri ifade edilen açıklamada, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nı bu konuda adım atmaya davet ediyoruz” denildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: 

Konak Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Mete Hüsünbeyi’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne hitaben yazmış olduğu; Buca’da yer alan Çevik Bir Meydanı’nın isminin değişmesi talebini İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi olarak biz de destekliyor ve İzmir büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nı adım atmaya davet ediyoruz.

Çevik Bir, 12 Eylül döneminde Genelkurmay Başkanı Kenan Evrenin özel kalem müdürü iken Kenan Evren kanlı darbe sonucu Cumhurbaşkanı olduğunda  da başyaveri oldu.

Faruk Bildirici'nin "Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi" adlı kitabında Çevik Bir'in, 12 Mart'ta TMMOB  ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen'e işkence yaptırdığı ifade edilmekte. Yavuz Önen de bunu doğrulamaktadır. Nisan 1998 yılında Çevik Bir'in başında olduğu birim tarafından  "Andıç" adı verilen belge hazırlanmış,  basına servis edilmişti. Sonradan yalan ifadeler olduğu ortaya çıkan andıçta bazı gazeteci ve aydınlar  hedef gösterildi. Adı geçen gazetecilerin işlerine son verildi. Hedef gösterilenlerden dönemin İnsan Hakları Derneği Başkanı ve halen onursal başkan olan Akın Birdal Mayıs 1998 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralandı. 

Tüm darbe dönemlerinde  görev üstlenmiş, işkencelere katılmış bir kişinin İzmir'de önemli meydanlardan birinin adını taşıması İnsan Haklarının Başkenti olma iddiasında bulunan İzmir iline yakışmamaktadır.