İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, İran'da Pexşan Azizi ve Şerife Muhammed'e verilen idam cezalarını protesto etmek için Cağaloğlu'nda bulunan İran Konsolosluğu önünde yan yana geldi.
İHD İstanbul Şubesi, İran'da Kürt kadın aktivistler Pexşan Azizi ve Şerife Muhammed'e verilen idam cezalarına tepki göstererek, uluslararası kamuoyunu idamlara karşı tavır almaya çağırdı.
Basın açıklamasını okuyan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İran İslam Cumhuriyeti'nin yoğun hak ihlalleri işlemeye ve idam cezaları uygulamaya devam ettiğini belirterek, 2023 yılında İran'da en az 384 kişinin idam edildiğini söyledi.
"İran devletinin otoriter yapısı düşünce ve ifade özgürlüğünü sürekli ihlal etmesi özellikle kadınlar ve LGBTİ+ bireylere karşı son derece sert, erkek egemen, militer ve feodal yaklaşımları artık İran kamuoyu tarafından da tepkiyle karşılanmakta" diyen Keskin, İran'ın bilinen tüm hukuk, kural ve kaidelerden azade bir biçimde neredeyse her gün idam cezası uygulamalarını sürdürdüğünü söyledi.
Özellikle Jina Mahsa Amini'nin katledilmesiyle patlak veren ayaklanmanın ardından idam cezasına başvurmanın rejimin rutini haline geldiğini belirten Keskin, ne Türkiye'de, ne Ortadoğu'da, ne de Avrupa'da İran'ın bu sistematik suçlarına karşı yeterince duyarlılık gösterilmediğini vurguladı.
'AZİZİ VE MUHAMMED ONURLU YAŞAM ARAYIŞI NEDENİYLE MAHKUM EDİLDİ'
Uluslararası toplumun da bu suça karşı yeterli duyarlılık göstermediğini söyleyen Keskin, şöyle devam etti: "İran'da en son 23 Temmuz 2024 tarihinde Pexşan Azizi ve Şerife Muhammed isimli Kürt kadınlara hakkında idam cezası verilmiştir. Bu idam cezalarının gerekçesi asıl olarak söz konusu kadınların Kürt siyasi hareketine mensup oluşlarıdır. Şu anda cezaevinde olan ve idam kararının uygulanmasını bekleyen Pexşan Azizi'nin kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptığı mektubunda şöyle söylediğini öğrendik: 'Şerife Muhammed ve ben idam sırasında bekleyen diğer kadınlar, sadece özgür ve onurlu yaşam arayışı nedeniyle mahkum edilen ilk ve son kadınlar değiliz, olmayacağız. Ancak can verilmeden özgürlük de gerçekleşmez. Özgürlüğün bedeli ağırdır. Suçumuz Jin, Jiyan, Azadiyi birleştirmektir.' Pexşan Azizi'nin de mektubunda belirttiği gibi ifade özgürlükleri engellenerek yargılanan ve idama mahkum edilen bu kadınların, idam cezasının durdurulması gerekmektedir."
'İDAMA KARŞI TAVIR ALIN'
Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerinin bu idamları engellemek için diplomatik kanalları kullanması gerektiğini söyleyen Keskin, tüm dünyadaki insan hakları savunucularını bu konuda tavır almaya çağırdı.
Keskin, şu ifadeleri kullandı: "Coğrafyamızda yerleşik medyayı İran'daki idamlara karşı duyarlı olmaya, ses çıkarmaya, yayın yapmaya davet ediyoruz. Coğrafyamızda bulunan tüm insan hakları örgütlerini, kadın örgütlerini, sendikaları, muhalif siyasi partileri de İran'da gerçekleşen ve gerçekleşecek olan idam cezalarını engellemek için tavır almaya çağırıyoruz. İran İslam Cumhuriyeti yetkililerine sesleniyoruz, idam devlet eliyle işlenen bir cinayettir. İdam cezalarına son verin. Pekşan Azizi ve Şerife Muhammed'in hakkında verilmiş idam cezalarını kaldırın."