2016 yılının ilk beş ayında en az 18, son üç buçuk yılda ise en az 194 çocuk işçi yaşamını yitirdi.
Nazım Hikmet “dünyayı çocuklara verelim, kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi, hiç değilse bir günlüğüne doysunlar”… diyordu dizelerinde. Evet, yoksulluk en çok çocuklarımızı etkiliyor, savaşlar en çok çocuklarımızı vuruyor, çocuklarımız işyerlerinde en kötü koşullarda çalıştırılıp perişan ediliyor…
Raporumuzun ilk bölümünde çalışan çocuklar ile ilgili elimizdeki somut bilgiler ve konu ile ilgili olarak yapılan açıklamalar üzerinden bazı tespitlerde bulunacağız. İkinci bölümde ise grafikler üzerinden ayrıntıları aktaracağız…
Ülkemizde milyonlarca çocuk işçi bulunduğunu,çocukların yarısı tarımda diğer yarısı ise sanayi ve hizmetler sektöründe çalıştığını açıklayan raporda, çalışan çocuklar korunmadığını ve çalışması yasak olan işkollarında çalışmanın yanında 15 yaşın altında da çocukların çalıştırıldığını, ayrıca çocuk işçi sağlığı ile ilgili bir çalışma yapılmadığını, resmi açıklamalara göre 2013 yılında 21 ve 2014 yılında 16 çocuğun, 2002-20014 yılları arasında 127 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğini, oysa son üç yılda en az 194 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğini açıklandı.
Çocuk işçilik konusunda devlet politikalarının bir ortağı AB olduğunu, AB yetkilileri çocuk işçilik konusunda bir yandan devletin attığı adımlarla olumlu bir çizgide olduğunu söyleyerek övündüğünü, oysa örneğin Türkiye ile imzaladığınız Mültecilerin Geri Kabul Anlaşması sonrası göçmen çocukların hızla tarım ve sanayinin pençesine atıldığını vurgulayan raporda " 2013 yılında çalışırken yaşamını yitiren hiçbir göçmen çocuk tespit edememişken, 2014 yılında 5 Suriyeli çocuk, 2015 yılında 12 Suriyeli çocuk, 2016 yılında 2 Suriyeli çocuk olmak üzere 19 Suriyeli çocuk iş cinayetlerinde katledilmiştir. Genel olarak çocuklar içinde iş cinayetlerinin yüzde 9,8’inde Suriyeli çocuklar kurban edilmiştir. Bu durum yukarıda açıkladığımız Türkiye-AB politikalarının doğrudan yansımasıdır."denildi.
Raporda şu görüşlere yer verildi:
"Çocuk işçilerin en az yarısı tarımda yaşamını yitirmiştir. Bu durumun bir yönünü tarımın çökertilmesi ve aile emeği içinde görmeliyiz. Diğer yönü ise mevsimlik işçiliktir. Çocuklar mevsimlik işçiliğin kadınlar ile birlikte omurgasını oluşturmaktadır ve ‘çocukları çekip alırsanız mevsimlik işçilik kalmaz’…
İnşaat, metal, ticaret, konaklama, gıda ve tekstil işkollarında da hatırı sayılır oranda çocuk işçi çalışmaktadır. Çocuk işçiler kalıcı olarak, yaz sürecinde ya da çırak ve stajyer olarak yani sermayenin “meslek lisesi memleket meselesi” ilkesi kapsamında işyerlerinde çalışmaktadır. 4+4+4 eğitim sistemi ya meslek lisesine gidişi teşvik etmekte ve böylece sermayeye ucuz teknik eleman sağlanmakta ya da çocukları eğitim dışına itmekte ve vasıfsız işgücüne katmaktadır. Özellikle eğitim dışında kalan çocukların yaşamı daha da zorlaşmaktadır. TÜİK’in 2013 yılı açıklamasına göre okula devam etmeyen çocuklar için haftalık fiili çalışma süresi 54,3 saat ile Türkiye ortalamasının üstündedir. Üçte birine işyerinde yemek verilmemektedir. Yüzde 36’sının haftalık izni, yüzde 89’nun yıllık izni yoktur. Ve İSİG Meclisi olarak tespitlerimize göre daha fazla iş cinayetine maruz kalmaktadır…
İş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların yüzde 16’sı kız çocuğu/genç kadındır. Bu oran genel olarak iş cinayetlerinde tespit ettiğimiz kadın işçi ölümünün iki katıdır…
Türkiye’de çocuk işçilik “ilkel birikim” döneminin bir özelliği olarak çok küçük yaşlarda başlamaktadır. Çocuk işçi ölümlerine 6 yaşından itibaren rastlamaktayız. Aşağıda ilgili grafikte ve açıklamada çocuk iş cinayetlerinin yaşlarını okuyabiliriz…
Özellikle Adana’da çocuk işçilik sanayi ve tarımda yaygındır ve bunun sonucu olarak çocuk işçi ölümlerinde ilk sıradadır. Yine İstanbul’da sanayi; Urfa, Antep ve Ankara’da ise tarımda çocuk işçi ölümleri dikkat çekmektedir…
Son üç buçuk yılda en az 194 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi…
2013 yılında en az 59 çocuk işçi,
2014 yılında en az 54 çocuk işçi,
2015 yılında en az 63 çocuk işçi,
2016 yılının ilk beş ayında ise en az 18 çocuk işçi yaşamını yitirdi...
Son üç buçuk yılda çocuk işçiler en çok tarım, inşaat, metal ve ticaret işkolunda yaşamını yitirdi…
Çocuk işçi ölümlerinin işkollarına göre dağılımına bakarsak;
Tarım, Orman işkolunda 98 çocuk;
İnşaat, Yol işkolunda 24 çocuk;
Metal işkolunda 16 çocuk;
Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 14 çocuk;
Konaklama, Eğlence işkolunda 7 çocuk;
Gıda, Şeker işkolunda 7 çocuk;
Tekstil, Deri işkolunda 6 çocuk;
Taşımacılık işkolunda 5 çocuk;
Belediye, Genel İşler işkolunda 5 çocuk;
Petro-Kimya, Lastik işkolunda 3 çocuk;
Çimento, Toprak, Cam işkolunda 2 çocuk;
Madencilik işkolunda 1 çocuk;
İletişim işkolunda 1 çocuk;
Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 1 çocuk;
Enerji işkolunda 1 çocuk;
Çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 3 çocuk yaşamını yitirdi…
Son üç buçuk yılda çocuk işçiler en çok servis/trafik kazası, zehirlenme/boğulma, düşme ve ezilme/göçük nedeniyle yaşamını yitirdi…
Çocuk işçi ölümlerinin nedenlerine bakarsak:
Trafik, Servis Kazası nedeniyle 64 çocuk;
Diğer nedenlerden dolayı (silahlı/fiziksel saldırı, yıldırım düşmesi, kalp krizi, beyin kanaması) 35 çocuk;
Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 25 çocuk;
Düşme nedeniyle 24 çocuk;
Ezilme, Göçük nedeniyle 24 çocuk;
Patlama, Yanma nedeniyle 9 çocuk;
Elektrik Çarpması nedeniyle 8 çocuk;
Nesne Düşmesi, Çarpması nedeniyle 3 çocuk;
Kesilme, Kopma nedeniyle 2 çocuk yaşamını yitirdi…
Son üç buçuk yılda en az 31 kız çocuğu/genç kadın ve 163 oğlan çocuğu/genç erkek yaşamını yitirdi.
Son üç buçuk yılda iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların yaş dağılımı…
6 yaşında 2 çocuk,
7 yaşında 2 çocuk,
8 yaşında 3 çocuk,
9 yaşında 4 çocuk,
10 yaşında 7 çocuk,
11 yaşında 3 çocuk,
12 yaşında 7 çocuk,
13 yaşında 14 çocuk,
14 yaşında 15 çocuk,
15 yaşında 30 çocuk,
16 yaşında 49 çocuk,
17 yaşında 58 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi…
Son üç buçuk yılda çocuk işçiler en çok Adana, Urfa, İstanbul, Antep, Konya ve Manisa’da yaşamını yitirdi…
Türkiye’nin 58 şehrinde iş cinayetlerinde çocuklarımızı yitirdik... Buna göre:
18 ölüm Adana’da;
12 ölüm Şanlıurfa’da;
10 ölüm İstanbul’da;
9 ölüm Gaziantep’te;
8 ölüm Ankara’da;
6 ölüm Konya ve Manisa’da;
5 ölüm Bursa, Hatay, Kayseri, Kocaeli ve Mardin’de;
4 ölüm Antalya, Balıkesir, Erzurum, Kahramanmaraş ve Mersin’de;
3 ölüm Ağrı, Aksaray, Aydın, Düzce, Elazığ, Isparta, İzmir, Karaman, Kırıkkale, Malatya, Samsun, Tekirdağ ve Yozgat’ta;
2 ölüm Batman, Bolu, Denizli, Diyarbakır, Gümüşhane, Muğla, Muş, Osmaniye, Sakarya, Sivas, Şırnak, Uşak ve Van’da;
1’er ölüm ise Bartın, Bingöl, Burdur, Çanakkale, Çorum, Edirne, Eskişehir, Giresun, Hakkari, Kırklareli, Kilis, Rize, Siirt, Tokat ve Yalova’da yaşandı.
2013 yılından bugüne iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuk işçileri; Furkan Ateş, Şahin Aytaç, Mehmet Şeyhan, Selman Mertaslan, Adem Kum, Behlül Ataş, Özcan Gencer, Abdulsamet Eren, Ferhat Ali, Ercan Tuğlu, Halil Berke Aygün, Mahmut Altunsöz, Sefa Doğan Özer, Mendul Meryem, Osman Yardımcı, R.Y., Serhat Bilmez, Ufuk Özcan, İ.D., Aytuğ Kesim, Hekim Casım Nebo, Mazlum Candede, Halil İbrahim Alış, Ömer Faruk Bulut, Bünyamin Buyun, Abdulhamit Taben, Ahmet Taben, Yusuf Kara, Tuba Nur Ekinci, Hayriye Kurt, Eyüp Ağırman, Benal Temurlu, Furkan Öztürk, Ali Çite, Mehmet Bölükbaşı, Sultan El Halil, Burhan Tutak, Ferhat Çalışkan, Furkan Akalın, Ramazan Baş, Bahri Emen, Aziz Mavi, Orhan Aslan, Muhammet Aydemir, Mazlum Turan, İbrahim Kılıçaslan, Ayberk Ayvalık, Serdar Yakar, Abdülkadir İda, Abit Yıldız, Hatice Dayanç, Mustafa Koçer, Burak Kaya, Muhammed Hasan, Yasin Tomaç, Yıldırım Öz, Bahattin İlet, Ali İbrahim, Burak Aslan, İslam Bayat, Abdullah Şeker, Yunus Emre Solmaz, Oğuz Uysal, Aysel Gezici, Mehmet Kizir, Basil Ali, Songül Evran, Salih Sak, Hüseyin Karakaş, Malik Şahingöz, Mustafa Şahingöz, Dersim Hacı, Çağla Yalçın, Recep Kaynak, İbrahim Oturan, Ahmet Toros, Kubilayhan Altınışık, Hacı Ölgen, Enis Kök, Ramazan Gürcan, Didem Öztürk, Veli Can Çelik, Harun Demir, Reşat B., Ferhad Ş., Raid Hasan, Dijle Karakaş, Berkan Altay, Yusuf Toprak, Samır Muhammed, Enes Alkan, Bedirhan Ok, İsmail Gür, Seda Nur Tatar, Çetin Akdoğan, Zehra Alda, Ayşe Alda, Oğuzhan Çalışkan, Emin Halastar, E.P., Nurullah Yeşilyurt, Kübra Yaşatır, Süleyman Sertan Buluş, Nacin Freyş, Hale Çelik, Sedat Yalçın, Furkan Çavuş, Osman Özen, Ali Saltık, Barış Ergin, Yasir Geylani, Ahmet Ataş, Yılmaz İdareci, Hamitcan Aslan, F. Y., Sebahat Ö., İbrahim Can Duran, Resul Yılmaz, Hüseyin Demir, Ali Fırat Belder, Ahmet Güneysu, Seyrani Köstü, Emre Aksüt, Abdul Hakim, Yavuzhan Gemici, Harun Efe, Mehmet Öztürk, Serdar Özdemir, Osman Avcı, İbrahim Bozkurt, Yücel Arı, Hasan Bakdur, Muharrem Dursun, Salih Eroğlu, Orhan Sürer, Gökhan Örüç, Behzat Özen, Pınar Akbaş, Emine Demirel, Eren Erenoğlu, Fırat Sarıçam, Serdar Demir, Faruk Can Güvenç, Sami Kozan, Ali Karkaş, İlhan Yiğit, Faruk Dumlupınar, Vefa Aydemir, Nazar Güvendiren, Mahmut Ateş, Esma Bağcı, Şifa Bağcı, Rabia Cirik, Ayşe Cirik, İbrahim Yavuz, Ş.Ü., Sabri D., Hüseyin Çelik, Yasin Çelik, Muratcan Turan, Ferhat İridağ, Mahir Aytaç, Gökhan Kayalıoğlu, Deniz Esen, Bayram Süzel, Mustafa Tomay, Abdülkerim Karadöl, İbrahim Kara, Ferdi Çakır, Yakup Kartal, Nezir Akgül, Süleyman Kasar, Volkan Özpamuk, Sabahattin Donat, Hüseyin Ceylan, Ökkeş Gögebakan, Salih Dikici, Kübra Şenateş, Kader Yalçın, Oya Korkan, Aslı Oruç, Sülayman Yörük, Soner Karatut, Bayram Yıldız, Yonca Akkuş, Ferit Güler, Mustafa Demirray, Ahmet Yıldız, Serkan Altunay, Murat Güner ve 4 çocuğu; saygıyla anıyoruz!"