4.Vardiya İşçi Dayanışması toplantısı "emeğimize onurumuza ve haklarımıza sahip çıkmak için yola çıkıyoruz" şiarıyla, Taksim Ortak Yaşamı Geliştirme Vakfı salonunda yapıldı.
4.Vardiya İşçi Dayanışması toplantısı, "emeğimize onurumuza ve haklarımıza sahip çıkmak için yola çıkıyoruz" şiarıyla,farklı iş kollarında çalışan öncü işçilerin ve sendika temsilcilerinin katılımıyla Taksim Ortak Yaşamı Geliştirme Vakfı salonunda yapıldı.Toplantı sinenevizyon gösterimi ile başladı. İşçi temsilcilerinin yaptıkları konuşmalarda işçi sınıfının sorunlarını dile getirip, çözüm önerilerini ifade ettiler.
Toplantı ile ilgili yayınlanan deklerasyonda şu görüşlere yer verildi:
Emeğimize Onurumuza ve haklarımıza sahip çıkmak için yola çıkıyoruz:
İşçi sınıfıyız biz,üreten biz yaşamı baştan aşağı kuran biz.Biz durursak çarklar dönmez yaşam durur.Güç bizdedir.İşçi sınıfı bir kez yan yana geldi mi haramilerin saltanatını tir,tirtitretir.Güç örgütlü işçi sınıfındadır.Yaşamı kuran bu güç eşitliğe,özgürlüğe hasret olan insanlığın umudunuda büyütecektir.4.vardiya işçi dayanışması olarak işçi sınıfının haklarının yok sayılıp gasp edildiği,taşeron sistemiyle katmerli bir şekilde sömürüldüğü,iş cinayetlerinde katledildiği,dünyanın dört bir yanında sürgün göçmen olarak açlığa ve ölüme itildiği bir dönemde yola çıkıyoruz.Kapitalizmin yarattığı adaletsizlikler gün geçtikçe derinleşiyor.Sermaye sahipleri günden güne keyfileşiyor ve saldırılarını artırıyor.İnsani çalışma koşullarından dahi çok uzak ve güvencesiz çalışıyoruz.
İtirazımız emeğin sömürülmesine paranın saltanatınadır.
İşçi sınıfının farklı kesimlerinden biraraya gelerek yola çıkıyoruz.Tekstilişçisi,metalişçisi,turizmişçisi,inşaatişçisi,temizlikişçisi,evişçisi,madenişçisi,büroişçisi,plazaişçisi,mevsimlik işçi Suriyeli,Afganistanlı,Afrikalı,Moğol işçi sektör farkı dil,din,ırk farkı gözetmeden bizi ayrıştırmaya çalışanlara inat bir araya geldik.İlk defa bir araya gelmiyoruz elbette.Yüz yıllardır sömürü başladığından bu yana haklarımız için farklı şekillerde örgütlendik.Kimi zaman yardım sandıklarıyla büyüttük dayanışmamızı,kimi zamanda haklarımızı almak için sendikalar kurduk.Siyasi partilerde yer aldık.Bizi parçalıyarak emeğimizi gasp edenlere inat bir araya gelmenin mücadeleyi büyütmenin yolunu aradık bulduk.
Dünya işçi sınıfının mücadele tarihi bu anlamda yolumuzu aydınlatıyor.Kölelik koşullarına karşı direnişi örgütleyen 1 mayıs şehitleri ‘’Eşit işe eşit ücret 8 saatlik iş günü’’mücadelesi verirken yakılan Newyork’lu dokuma işçisi kadınlar kan emicilere karşı işçi sınıfının iktidarını kuran Paris Komünarları yarattıklarıyla bu karanlık günlerde bizlere ışık tutuyor.Türkiye işçi sınıfının azımsanmayacak mücadele birikimi 4.vardiya’nın önemli güç dayanaklarındandır. Zehra Kosova’dan Kemal Türkler’e İsmet Demir’den Kenan Budak’a Türkiye işçi sınıfı mücadelesinin unutulmaz önderleri yarattıkları değer ve mücadele geleneğiyle örgütümüzün meşalesi olacaklar.Bu anlamda gücümüzü dünya ve Türkiye’de ki işçi yoksul halklara ödetmek istiyor.Sınıfın var olan haklarına saldırıyor.İş güvenliğinden yoksun koşullarda çalışmaya zorlayarak iş cinayetlerinde bizleri katlediyor.Sınıfın her türlü örgütlenme hakkı gasp edilmeye çalışılıyor.Yaşadığı krizi üretimden kopup spekülasyona kayarak atlatmaya çalışan kapitalizm işsizliğin artmasına ve kalıcılaşmasına neden oluyor.Güvencesizlik gelip geçici olmaktan çıkıyor.Kalıcı bir hal alıyor.Yaratılan güvencesizlik ve savaş sarmalında işsizlik ve açlıkla yüz yüze gelen emekçi halklar dünyanın dört bir yanına saçılıyor.Göçmen işçilik hem ülkemizde hem de dünyanın pek çok merkezinde geçici bir durum olmaktan çıkıyor ve her geçen gün nicelik olarak artıyor.Tüm bunlarla birlikte Türkiye’de ki karanlık iktidar var olan yasal haklarımıza dahi saldırıyor.3.havalimanı inşaatında olduğu gibi ortaçağ kölelik koşullarını dayatıyor.İlkel zamanlarda yaşandığı gibi işçileri katledip rögorlara atıyor direnen işçileri tutukluyor.Sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor.Yetmiyor. Flormar’da olduğu gibi kapıda direnen arkadaşına selam veren işçi de işten atılarak sınıf dayanışması parçalanmaya işçiler açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyor.
Bize verecekleri ücretlere buluştukları lüks yemeklerde karar verecek kadar örgütlü ve fütursuz olan sermayeye karşı biz de ancak örgütlülüğümüzü büyüterek cevap verebiliriz .Kendi yasalarını dahi tanımayan paranın saltanatını ancak onların çizdiği sınırları yok sayarak yıkabiliriz.Bu anlamda yasaların sınırlandırıcılığında değil her türlü yetkiyi gücünden alan bir anlayışla mücadeleyi büyüteceğiz.Klasik sendikacılık anlayışıyla TİS yaparım maaşımı alırım anlayışıyla değil,sınıf kardeşinin her koşulda yanında olan,mücadeleyi ve örgütlülüğü büyüten bir anlayışla sendikaları da yeniden sınıfın sendikası yapmak için yola koyuluyoruz.Bizi taşeron sistemle bölüp statü farkları üzerinden sömürüyü katmerlendirmeğe çalışanlara inat işçilerin birliğini yaratacağız.
Karlarına kar katmak için savaş çıkaran,insanları çoluk çocuk demeden katleden yerinden yurdundan eden kapitalist sistem suçlu göçmen işçilermiş gibi bizi birbirimize düşürmeye çalışıyor.Bu şovenist yaklaşımlardan uzak sınıf dayanışmasını örmek için göçmen işçi kardeşlerimizle kol kola yürüyeceğiz.Sadece haklarımız,yaşamımız,ücretlerimiz için değil dünyayı yaratanın biz olduğumuz bilinciyle işyerlerimizi ülkemizi dünyayı yönetmek için de mücadele edeceğiz.Bizi öldürene kadar çalıştıran sermayedarlara bir vardiyada kendimiz için haklarımız için çalışarak cevap vereceğiz.
Katılımcılar:
Flormar İşçileri, 3.Havalimanı İşçileri, Ataşehir Belediyesi İşçileri,İnşaat Yapı İş Sendikası,Devrimci Turizm İş Sendikası, Bam-İş, Bat-İş Sendikaları Bursa’dan, Zeytinburnu Belediyesi’nden KHK İle İşten atılan Kenan Güngördü.