SAKARYA – Sakarya İSİG Meclisi Girişimi, havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada sorumluluğu olan "üst düzey kamu görevlilerinin" yargılanmasının engellendiğini belirtti.
Sakarya İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Girişimi, Hendek’te bulunan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'ndaki patlamalarla ilgili Sakarya Adapazarı Kültür Merkezi (AKM) önünde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Gerçek sorumlular yargılanmadan iş cinayetleri son bulmaz” ve “Kaza değil bu bir cinayet” pankartlarının açıldığı açıklamaya birçok yurttaş da katıldı.
‘İHMAL YOKSA PATLAMA NEDEN OLDU?’
Yapılan açıklamada söz alan Makine Mühendisleri Odası (MMO) Sakarya İl Temsilciliği Yürütme Kurulu Başkanı Salim Aydın, 6 gün içinde ardı ardına yaşanan patlamalarda 10 yurttaşın hayatını kaybettiğine anımsatarak, yetkililerin, “ihmal varsa gereği yapılacaktır” şeklindeki ifadelerini hatırlatarak, “Peki ihmal yoksa yıllardır bu patlamalar ve bu ölümler neden oluyor?” diye sordu. Her yıl yüzlerce işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini, meclislerine gelen iş cinayetlerinin yüzde 98’inin “sendikasız işyerlerinde” meydana geldiğine dikkati çeken Aydın, “Bu işyerinde de durum benzerdir. Yine düşük ücret, kötü çalışma şartları ve bu şartların sonucu olan meslek hastalıkları emekçilerin kaderi olmamalıdır” diye belirtti.
‘GERÇEK SORUMLULAR KORUNUYOR’
Yaşanan “kara tablonun” sorumluluğunun iş güvenliği uzmanı, ustabaşı ve mühendislere yüklenmesinin sebebinin “gerçek sorumluların” korunması için olduğunu ifade eden Aydın, “Kanunlar işyerinde her türlü önlemi alma, gerektiğinde üretimin durdurulması gibi sorumlulukları işverene vermiştir. Bununla birlikte önlem alma konusunda gerçek anlamda yetki ve güce sahip olan iki kesim vardır. Birincisi işveren diğeri ise kamu otoritesidir. Her iş cinayeti sonrasında bu iki kesimin korunduğu ve fiil yükümlülüğü ve yetkisi olmayanların cezalandırıldığı, kanuna ve adalete aykırı uygulamalar son bulmalıdır” diye konuştu.
‘ŞEFFAF OLUNMALI’
Aydın, iş cinayetlerinde sorumluluğu olan üst düzey kamu görevlilerinin yargılanmasını engelleyen tutumdan vazgeçilmesi gerektiğinin vurgulayarak, “Soruşturmalar gizlilikle değil, şeffaflıkla yürütülmeli, sorumlular kamuoyunun gözünden kaçırılmamalıdır” çağrısında bulundu.
Açıklamanın devamında Aydın, iktidara cevaplaması için şu soruları sordu:
“* Süleyman Soylu yaptığı açıklamada değerlendirmelerin 1987 yılında yayınlanmış bir tüzüğe göre yapıldığını, bu tüzüğün eski olduğunu söylemiş, peki 2007 yılında açılan bu fabrika tüzük hükümlerine uymadığı halde nasıl açılmış, çalışmasına kim neden izin vermiştir? AKP 18 yıllık iktidarı boyunca bu alandaki mevzuatı neden yenilememiştir?
* Yılda en az 3 kez denetlenmesi gereken bu fabrika kaç kez denetlenmiştir, denetim sonuçlarında tespit edilmesi gereken eksikler raporlarda var mıdır? Ya da bu eksiklerin giderilmesi için ne tür yaptırımlar uygulanmıştır?
* İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulmuş herhangi bir komisyon bu işletmeyi denetlemiş midir?
* Daha önce yaşanan patlamalar sonrasında bu işletmenin faaliyetleri neden durdurulmamıştır?
* Burada üretilen ürünlerin uygunluk testleri ve üretim onayları nasıl verilmiştir?
* Kalan patlayıcı maddelerin neden 30 km uzaktaki bir alana taşınmıştır ve kullanılan araç Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun mudur?
* Neden 1,5 tonluk patlayıcı madde bir araca yüklenmiştir. Neden daha küçük parçalar halinde taşınmamıştır?
* Çalışma öncesinde ayrıntılı risk değerlendirmesi yapılmış mıdır?
* Taşınan patlayıcılar hakkında askerler ve kamyon şoförü bilgilendirilmiş midir?
* Taşınan maddelerin patlayıcı olmadığı fitil vb. olduğu yönünde bir bilgi verildiği iddiası araştırıldı mı?
* Üniversiteler ve meslek örgütlerinden bu süre zarfında teknik açıdan neden destek alınmadı?
* Meclise sunulan meclis araştırma önergesi neden reddedilmiştir?”