Güncel

"İşimiz için direniyoruz…Demokrasi, özgürlük, barış ve adalet istiyoruz"

Dün KESK İstanbul Şubeler Platformu Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) üyeleriyle birlikte Kadıköy rıhtımında bir basın açıklaması yaptı.

14 Ekim 2019 Saat: 12:44
"İşimiz için direniyoruz…Demokrasi, özgürlük, barış ve adalet istiyoruz"
"İşimiz için direniyoruz…Demokrasi, özgürlük, barış ve adalet istiyoruz"

NECDET ÖZSAYGIN

İSTANBUL/KADIKÖY

KESK İstanbul Şubeler Platformu  adına konuşan platform sözcüsü, 15 Temmuz 2016’da ülkemizde bir darbe girişimi yaşandığını, darbe girişimini Allah’ın bir lütfu olarak değerlendiren hükümetin bunu fırsata çevirdiğini,  20 Temmuz 2016’da OHAL ilan etiğini, OHAL’ın  20 Temmuz 2018 tarihinde kaldırıldığını ifade ederek,  730 gün boyunca çıkarılan 32 KHK ile yaklaşık 126.000 kamu görevlisi mesleğinden ihraç edildiğini vurguladı.

Daha sonra açıklamada şunlara yer verildi:

"Bu süreçte devlet kurumlarında işletilen isimsiz ihbar mekanizmaları ile en temel hak ve özgürlükler ayaklar altına alındı. Demokrasi isteyen, barış isteyen, emekten yana duran kısacası tüm muhalif kesimlerle de hesaplaşma fırsatına dönüştürüldü. Hazır kör topal işleyen demokrasi askıya alınmışken hazır devlet büyükleri karşısında cübbesinin olmayan düğmesini,olmayan iliğine geçirmeye çalışan hakim ve savcılarca sağlanan hukuk düzeni askıya alınmışken emekçilerin her türlü hak arayışının ‘’terör’’ ile çabucak ilişkilendirilebildiği bir dönem yaşatılmaya çalışıldı.Olağanüstü hal kalktıktan sonrada durum değişmedi.Hukuksuzluk devam etti.Barış isteyen akademisyenler yargılandı ceza aldı,seçilmiş belediye başkanları meclis üyeleri görevden alındı.Yerlerine kayyum atanarak halkın iradesi gasp edildi.Gazeteciler tutuklandı.Milletvekilleri ve parti liderleri tutsak alındı.

Bu uygulamalar bize gösteriyor ki Türkiye yeni rejime geçtiğinden beri bir türlü normalleşemiyor. Ekonomisini, dış politikasını tek adama bağlayan sistem ne istikrar,ne güvenlik ne de barış getiriyor.Demokrasiyi ise, bütünüyle yok ediyor.Tam da bu yüzden sürekli OHAL anlamına gelen yasa ve kararnameler yayınlayarak halkı ve demokratik muhalefeti bastırarak,gözlerini korkutarak tehdit ve hamasetle ülke yönetilmek isteniyor.Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalara aykırı kanunilik ilkelerini ayaklar altına alan baskıcı yasa ve uygulamalarla hamasi nutuklarla demokratik kitle örgütleri ve basın hizaya çekilerek yaratılacak suni bir istikrar havasıyla yurttaşlara sahte bir güven duygusu pompalanmak isteniyor.

Halkımız ise, bu süreçte yoksullaşıyor. İş güvencesini kaybediyor. İş cinayetlerinde ölüyor ya da yaralanıyor. Gözaltılarla yada haksız hukuksuz tutuklamalarla dize getirilmeye çalışılıyor. Özellikle eğitimde ve sağlıkta niteliksiz ve partizan kamu hizmetine mahkum ediliyor. Biz ilk KHK yayınlandığında ve arkadaşlarımız işinden edildiğinden beri bu basın açıklamalarında hep işimizi geri istiyoruz dedik.KHK mağduriyetlerini giderin dedik. OHAL’i kaldırmak hukuksuz KHK’ların fiili sonuçları ortada durduğu sürece ülkede yeniden adaletin tesis edilmesi anlamına gelmez dedik.Her gün haklı çıktığımız başka bir örneği yaşamaktan bıktık.

Biliyoruz ki tüm bunlar içine girdiğimiz yeni rejimin doğal sonuçlarıdır ve ülkemiz yeniden demokratikleşmeden bu felaketlerin sonu gelmeyecektir. KESK İstanbul şubeler platformu olarak iki yıl boyunca İstanbul’un 3 meydanında haftanın üç günü oturma eylemleri ve basın açıklamaları ile bu hukuksuzluğu halkımızla paylaştık. Binlerce insana AKP iktidarının olağanüstü hal bahanesi ile binlerce kamu görevlisini nasıl haksız ve hukuksuz biçimde işinden ettiğini ve kendisine biat etmeye zorladığını anlattık. Ardından İstanbul’un tüm meydanların da sesimizi duyurmak için geçtiğimiz yıl boyunca ilçe, ilçe dolaştık. Şimdi buradayız, Kadıköy den siz İstanbul halkına sesleniyoruz.

Elbette hukukun tesis edileceği, demokrasinin kurulacağı günler gelecektir. O zaman geldiğinde kaybettiklerimiz birer hatıradan çok bizlere bunları yaşatan zihniyetten hesap sormak için kullanacağımız belleğimiz olacaktır.

15 Temmuz darbe girişiminden bu güne bizlere yaşatılan bu zulüm karşısında asla pes etmedik asla boyun eğmedik.

Evet boyun eğmedik akademi boyun eğmedi. Verilen hapis cezalarına, işten atmalara, değersizleştirme, ötekileştirme ve yok saymalara rağmen mahkeme koridorlarında dik durmaya ve barışı savunmaya devam etti.Sonuçta doğru olan kazandı.Anayasa mahkemesi barış istemenin cezalandırılamayacağına hükmetti ve emirle ceza yağdıranlar hak ettikleri karşılığı aldı.Barış akademisyenleri bir bir beraat etmeye başladı.

Sağlık çalışanları boyun eğmedi herkes için parasız ulaşılabilir ve kamusal sağlık hizmeti istemeye devam etti. Bu talepleri ve mücadelesi için KHK ‘larla işinden edilen üyelerimizle birlikte direndi arkadaşlarımız. İşlerine iade edilene kadar da direnmeye devam edecek.

Belediye çalışanlarımız boyun eğmedi, herkes için kamusal parasız ulaşılabilir belediyecilik hizmeti için mücadele eden belediye çalışanlarımız da bu mücadeleleri nedeniyle KHK listelerine yazıldı. Meselenin ne darbe girişimiyle ne FETÖyle mücadele ile hiçbir ilgisi yoktur. Her gün belediyelerde gözler önüne serilen rant paylaşımının belgeleri bizi haklı çıkarmıştır.

Eğitim emekçileri boyun eğmedi. KHK’larla işinden edildi. Hiç bir hukuki idari soruşturma yapılmadan terörize edilerek işten atılmaları haklıymış gibi gösterilmeye çalışıldı. Onurlarıyla yaşamak için yapmak istedikleri işlere de alınmadılar. Aileleriyle birlikte birer sosyal ölü haline çevrilmeye çalışıldılar ama boyun eğmediler.Herkes için laik demokratik bilimsel anadilinde parasız ve kamusal eğitim istemeye,bunun mücadelesini vermeye devam ediyorlar.Giderek derinleşen ekonomik kriz artan vergiler yağmur gibi gelen zamlar herkes için adil vergi sistemi isteyen vergi memuru ve maliye çalışanı arkadaşlarımızın de neden KHK listelerine yazıldığını açıklıyor.KESK ve bağlı sendikaları halkın ağır vergiler altında ezilmesine ve her geçen gün yoksullaşmasına karşıda mücadele etti.Bunu talep eden ve halkı bu yönde bilinçlendirmeye çalışan KESK üyeleri vergi borçları bir kalemde silinen batık kredileri devlet bankaları tarafından finanse edilen bir avuç patrondan elbette daha değersiz AKP hükümetinin gözünde.

Ancak biz her zaman doğru olanı halk görürü bilir dedik ve gerekçesini sizlerle paylaştık. KHK zulmü bu ülkede onlarca insanı intihara sürükleyen onlarca aileyi dağıtan, aileleri ile birlikte milyonları bulan insanın hayatını zindana çeviren bir zulümdür. Daha iki hafta önce Ege denizinde boğularak can veren çocukların da  ne FETÖ ile ne de bir terör örgütüyle iltisakını kurmak mümkündür.

İnanıyoruz ki son yerel seçimlerde doğru neredeyse bulup gereğini yapacağını gösteren İstanbul halkı demokratik ortak bir yaşam adil bir düzen için birlikte mücadele etmeye devam edecektir. Başta tüm kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımızı bu onurlu mücadelede bizlere omuz vermeye KESK’e bağlı sendikalara üye olmaya davet ediyoruz. Elbette halkımıza Demokrasiyi birlikte tesis edeceğiz ve mutlaka kazanacağız diyerek mücadeleye devam çağrısı yapıyoruz. Elbette işinden ekmeğinden edilen arkadaşlarımızın tamamı işine geri dönene kadar meydanlarda olacağız. Asla boyun eğmeyeceğiz.İşimizi ekmeğimizi geri alacağız.

Yaşasın KESK yaşasın örgütlü mücadelemiz."

Öte yandan, açıklama sırasında KHK'lı kamu görevlileri, Emniyet tarafından Suriye ile ilgili Savaş sözcüğünün kullanılmaması, kullanılması halinde müdahale edileceği konusunda uyarıldı.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız