NECDET ÖZSAYGIN

Gençler ülke sorunlarına ilişkin sorulara şu görüşleri iler sürdüler...

Ülkemizdeki önemli sorunlardan biri olan işsizlik ile başlayalım...

Ülkemizde yaklaşık 4,5 milyon işsiz var. Neredeyse her üç gençten biri işsiz.Milyonlarca işsiz,milyonlarca umutsuz,çaresiz evini geçindiremeyen insan yaşıyor bu ülkede ama AKP de patronlar da halkın derdine derman olmuyor.

AKP’nin iddia ettiği gibi kriz yoksa bu kadar işsiz neden? AKP iktidara geldiğinden beri Tekel’den Telekom’a Sümerbank’tan Şeker fabrikalarına kamu malı onlarca işletmemizi sattı. İşleyen fabrikalarımızı kapattı.Tarım ve hayvancılığı bitirdi.Krizi işte kendi elleriyle böyle getirdi.

Peki işsizlik sorununu nasıl çözeceksiniz?

Özel fabrikalar kamulaştırılsın. Üç beş patrona peşkeş çekilen kamu varlıklarımız derhal geri alınsın. Yurttaşlarımızın ekmek kapısı fabrikalar yeniden açılsın. Bir düşünün bu ülkede çalışanlar işçiler,emekçiler her hafta saatlerce fazla mesaiye kalıyor.Yani yapılacak işler için bir işçinin günlük emeği yetmiyor.Patronlar işin bitmesi için bir işçiden hep daha fazla istiyor.İşçileri insani sınırları zorlayan koşullarda çalıştırmak yerine eksik kalan işler için yeni işçiler işe alınsın.Böylece hem işsizlik sorunu hem fazla mesai sorunu ortadan kaldırılsın.

Her işletmede genç ve kadın çalıştırmak zorunlu olmalı. Özellikle eğitimli genç işsizler için yeni iş alanları açılmalı. Gençlerimiz, kadınlarımız işsizliğe mahkum edilmemeli.

Verimli tarım arazilerimizin sanayi bölgelerine dönüşümüne son verilsin. Tarım alanlarında betonlaşma acilen durdurulmalı. Tarım ve hayvancılık için köylülere teşvik verilmeli. Yeni bir tarım politikası geliştirilmeli.

İşsizlik Fonu ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

İşsizlere yardım için sözde bir işsizlik fonu bulunuyor ama işsiz kalan emekçiler geçtiğimiz yıl fonda toplanan 130 milyar TL’nin yalnızca 19 milyar TL’sini alabildiler. Geri kalan 111 milyar TL devletin ve patronların kasasına gitti.

İşsizlik Fonuna çözüm;

1-İşsizlik fonunda biriken para patronlara değil emekçilere aktarılsın.

2-İşsizlik maaşı alma ölçütleri genişletilsin. Herkes çalıştığı süre kadar maaş alabilsin.

3-İşsizlik maaşı herkes için en az asgari ücret düzeyine çekilsin. Üst barem için kıdem tazminatı tavanı seçilsin.

Asgari ücret konusunda ne düşünüyorsunuz? Ne kadar olmalı?

Asgari ücret milyonların meselesi. Yaklaşık 10 milyon işçi asgari ücretle çalışıyor ve bu sayı tüm çalışanların neredeyse yarısı ediyor.Yani her iki çalışandan birisi asgari ücretli.Milyonlarca insan asgari ücretle geçinmeye yaşamını sürdürmeye çalışıyor,tabii buna yaşam denirse 2.020 TL ne kiraya yetiyor ne elektriğe, ne gıdaya, ne doğalgaza. İtibardan tasarruf olmaz diyerek Saraylarda Zev-kü sefa içinde yaşayanlar milyonlarca emekçiyi onların ailelerini çocuklarını ana babalarını sefalet koşullarına mecbur bırakıyor.2020 yılında Sarayın bütçesi yüzde 231 artarken emekçiye açlık sınırının altında asgari ücret reva görüyor.

“ASGARİ ÜCRET EN AZ 3000 TL OLMALI”

Asgari ücrete çözüm var;

2.020 TL’lik asgari ücretle Türkiye’de 44 kg biftek alınırken iflas denen Yunanistan’da 85 Kg biftek alınabiliyor. Her gün kutsal aileden bahsedenler aileler parçalanıyor diye ağlaşanlar, fetvalar yayınlayanlar, iş ücrete gelince aileyi tanımıyor. Asgari ücret 2017-2018 yıllarında enflasyon karşısında eridi.Asgari ücret 2015’den bu yana 102 dolar geriledi.

-Asgari ücret hesabında uluslararası standartlara uyulmalı, işçinin aileside dikkate alınmalı.

-Asgari ücret tespitinde geçim koşulları enflasyon ve milli gelir artışı dikkate  alınmalı.

Bu gün bir asgari ücretlinin maaşı eline ulaşmadan eriyor! Vergiler zaten az olan asgari ücreti daha da eritiyor. Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalı. Asgari ücret insanca yaşanacak ücret olmalı.Asgari ücret en az 3000 TL olmalı.

Ekonomik kriz, emekçilerin artan borç yükü, ekonomik nedenlerle artan intiharlar sözkonusu. Bu konularda neler düşüyorsunuz?

Geçim sorunu nedeniyle her gün yeni bir yurttaşımızın intihar haberiyle sarsılıyoruz. İktidar ve yandaşı sermayedarlar için kriz filan yok.Türkiye’de beş yandaş inşaat firması ihale alanında dünyada ilk 10’a girdi.İktidara yakın şirketlerin milyarlarca dolarlık vergi borçları silindi. Oysa ülkemizde her 10 kişiden 7’si borçlu olduğunu söylüyor. Üstelik bu sayıya konut ödemesi yapanlar dahil değil. Sermayedarların filan değil biz emekçilerin bankalardan aldığımız tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarımız 550 milyar liranın üzerinde.Son iki ayda 4,5 milyon kişiye haciz işlemi yapıldı.Her yeni doğan bebeğimiz bankalara 6 bin TL borçla hayata gözlerini açıyor.Her il’e en az bir tane açılan üniversitelerde okuyabilmek için kredi ve yurtlar kurumundan(KYK) kredi alan 542 bin genç 2 milyar TL’den fazla olan borçlarını ödeyemiyor.Maaşları enflasyon altında ezilen insanlar yaşamak için,okumak için, yemek yiyebilmek, vergileri ödeyebilmek için borçlandılar.

“SERMAYEDARLARIN VERGİ BORÇLARI NASIL SİLİNİYORSA BİZİM BORCUMUZDA SİLİNSİN! “

Tüketici kredisi ya da birkaç bin TL’lik kredi kartı ödemeleri büyük işler için değil. Ekmeğimizi soframıza koymak, çocuğumuzu okula göndermek için harcanıyor. Hayat pahalılığı yüksek enflasyon sona ersin. Emekçiler gündelik ihtiyaçlar için bile borca batmak zorunda kalmasın! Lüks bir hayat değil, insanca yaşamak istiyoruz. Bu borç düzenine teslim olmayacağız.

Yandaş sermayedarların milyarlarca liralık vergi borçları nasıl siliniyorsa bizim borcumuzda öyle silinsin!

Biliyorsunuz emeklilik artık bir hayal! Bu konudaki düşünceleriniz?

Ülkemizin en büyük sorunlarından biri emeklilik hakkının gasp edilmesi. Milyonlarca emekçi, yıllarca çalışıp didinip emekliliklerini huzur içinde geçirmeyi beklerken siyasi iktidar ve patronlar tarafından ‘’mezarda’’emekliliğe zorlanıyorlar. Alın teri döken emekçiler yaşa takılıyor,Cumhurbaşkanı 46 yaşında emekli oluyor.Prim ödemesi tamamlanmasına rağmen haksız biçimde yaş engeline takılan emekçiler yıllarca sürecek ücretsizliğe mahkum oldular. Yıllarca alın teri döken ve ülkesine hizmet eden emekçiler için emeklilik bir haktır engellenemez ve gasp edilemez. Kaynaklarımız Sarayın harcamalarına ve patronların borçlarının silinmesine harcanacağına yurttaşlarımızın emeklilik yıllarını huzur ve refah içinde geçirmesi için harcanmalı. İşe girdiği tarih itibariyle prim ödemelerini ve gün sayısını doldurmuş her yurttaşımız emeklilik hakkına kavuşmalıdır. Emeklilere yapılan zamlar enflasyon oranı baz alınarak belirleniyor.Ülke ekonomisinin büyüme rakamları ise, bu artışlara yansıtılmıyor. Emekli aylıklarına yapılacak zamlar enflasyon oranı+refah payı oranı gözetilerek yapılmalı. Milyonlarca emekçi emeklilik yaşı gelmesine rağmen çalışmaya devam ediyor. Milyonlarca gencin işsizliğin pençesinde kıvrandığı bir ülkede emeklilik koşulları kolaylaştırılmalı,prim ve gün sayısı dolmuş emekçilerimiz emeklilik hakkına kavuşmalı.Emeklilikteki sosyal haklar ve imkanlar artırılmalı.Ücretsiz sağlık, ücretsiz ulaşım ,evde bakım hizmetleri tüm emekli yurttaşlarımıza karşılıksız ve nitelikli biçimde sağlanmalı.