İSTANBUL - İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs programını açıkladı. İşçi ve emekçiler, taleplerini 1 Mayıs gününe kadar kentin birçok noktasında yapacakları açıklamalarla haykıracak.
Koronavirüsü salgını nedeniyle konfederasyonların aldığı kararla bu yıl kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapılmayacak. Ancak İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri 1 Mayıs gününe kadar kentin farklı yerlerinde gerçekleştireceği açıklamalarla taleplerini dile getirecek.
“Virüs değil, kapitalizm öldürür!”, “ Krizin de salgının da faturası da sermaye sınıfına!”, “Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!”, “Yaşasın Sosyalizm” sloganları ile gerçekleştirilecek bu etkinlik programları belli oldu. Buna göre açıklama yapılacak yerler ve zamanları şöyle:
* 28 Nisan; Çapa Hastanesi Önü 12.30
* 28 Nisan; Fikirtepe Fortis Sinanlı Şantiyesi Önü 12.30
* 28 Nisan; Haramidere Sanayi önü (18.00)
* 28 Nisan; Beylikdüzü Migros Karşısı Bakır ve Pirinççiler Sanayi Sitesi ( 18.30)
* 29 Nisan; Sirkeci PTT önü (13.30)
* 29 Nisan; Tuzla İçmeler Köprüsü (17.00)
* 29 Nisan; İkitelli Arena Park (18.00)
* 30 Nisan; Kazancı Yokuşu Kadın Örgütleriyle kadın anması (18.00)
* 30 Nisan veya 1 Mayıs günü Kazancı Yokuşunda gerçekleştirilmesi planlanan anma program ise Valilik’ten gelecek izin ile belirlenecek.”
TALEPLERİNİ AÇIKLADILAR
Tüm işçi ve emekçilere, 1 Mayıs günü mücadele ve dayanışmayı güçlü bir şekilde seslendirme çağrısında bulunan Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, bulundukları yerlerden dile getirecekleri taleplerini ise şöyle sıraladı:
“* Tüm kaynaklar halk sağlığı için seferber edilmelidir.
* İşten çıkartmalar, ücretsiz izinler yasaklanmalı, tüm çalışanlar ücretli izne çıkarılmalıdır.
* Çalışmanın zorunlu olduğu sektörlerde, işçilerin salgına karşı korunması için hekimler ve işçilerin denetiminde önlemler alınmalıdır.
* Salgın süresince tüm faturalar devlet tarafından karşılanmalıdır.
* Kayıt dışı çalışan ve şu anda hiçbir geliri olmayan, işçi-emekçilerin, yoksul halka doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır.
* Tüm hastaneler kamulaştırılmalıdır.
* Salgına karşı toplumun korunması için gerekli kaynak, sermaye sınıfı ve rantiyeye konaca servet vergisi ile karşılanmalıdır. Bu kaynağın kullanımı toplumun denetimine açık olarak organize edilmelidir.
* İnfaz yasasındaki ayrımcılık, devam eden kayyım politikaları ve belediyelerin çalışmalarının engellenmesi üzerinden sürdürülen siyasi baskılar son bulmalıdır.”