Süresiz açlık grevi ve ölüm orucu direnişinde olan Grup Yorum üyelerinin durumuna dikkat çekmek amacıyla İstanbul Barosu, İstanbul Tabip Odası, aydın ve sanatçılar baro binasında açıklama yaptı.
Grup Yorum üyeleri özellikle son iki yılda çalışmalarını yürüttükleri İstanbul'daki İdil Kültür Merkezi'ne yönelik polis baskınları, bu baskınlarda enstrümanların kırılması ve 7 üyelerinin hala tutuklu olması nedeniyle 200 günü aşkın süredir açlık grevinde.
"İdil Kültür Merkezi basılmasın, konser yasakları kaldırılsın, arama listeleri-kararları kaldırılsın, tutuklu Grup Yorum üyeleri serbest bırakılsın, hakkımızda açılan davalar düşürülsün" talepleriyle süresiz açlık grevi ve ölüm orucu direnişinde olan Grup Yorum üyelerinin durumuna dikkat çekmek amacıyla İstanbul Barosu, İstanbul Tabip Odası, aydın ve sanatçılar baro binasında açıklama yaptı.
Açıklamaya açlık grevini 213. gününde ölüm orucu direnişine çeviren Helin Bölek'in annesi Aygül Bilgi, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, sanatçı Ataol Behramoğlu ve akademisyen Nuriye Gülmen de katıldı.
Grup Yorum üyelerinin eylemlerinin giderek yaşam haklarını tehdit ettiğinin altını çizen İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, durumun ciddiyetine rağmen hukuksal temelli bir ilerlemenin hala sağlanmıyor oluşunu anlamlandıramadıklarını belirtti. Durakoğlu, yapılan açıklamanın Grup Yorum üyelerinin durumuna dikkat çekmek ve neler yapılacağına yönelik karar vermek olduğunu kaydetti.
SAİP: KALICI HASARLAR OLMADAN YETKİLİLER DUYARLILIK GÖSTERMELİ
"Tabipler her zaman insanın sağlığından yana tavır alırlar" diyen İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, hekimlerin varlık amacının yaşamı uzatmak olduğu kadar insanların özgür iradesiyle vermiş oldukları kararlara da saygı duymak olduğunun altını çizdi. Sorunların çözümünde başka bir yol ve seçenek kalmadığı durumlarda hapishanede ya da gözaltında insanların açlık grevi ve ölüm orucu direnişine başladığını söyleyen Saip, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile birlikte açlık grevinde olan Grup Yorum üyelerinden gelen talep doğrultusunda düzenli takipte olduklarını dile getirdi. Saip, şöyle devam etti: "Bu taleplerin ve sorunların kalıcı hasarlar bırakmadan, çünkü açlık grevlerinin şu an gelmiş olduğu aşama, ölüm orucunun düzeyi malesef kalıcı hasar bırakabilir ve ölümle de sonuçlanabilir. Ölüm de kalıcı hasarlar olmadan yetkililerin bu konuya duyarlılık göstermesine, sorunların çözümünün diyalog yoluyla yapılmasına ve bu kişilerin sağlıklarına tekrar kavuşmasını İstanbul Tabip Odası olarak istiyoruz."
BEHRAMOĞLU: SANATÇILARI SUSTURAMAYACAKLARINI İYİ BİLSİNLER
Sanatçı Ataol Behramoğlu da Grup Yorum'a yönelik baskıların kabul edilemez olduğunu vurguladı. "Bu nasıl bir kin, sanata, sanatçığa, yaratıcılığa karşı bu nasıl bir kin" diyerek tepki gösteren Behramoğlu, Sanatçılar Girişimi ve sanatçı arkadaşları adına bütün yetkilileri derhal sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı. Aksi takdirde yetkililerin olası sonuçların altından kalkamaycaklarını söyleyen Behramoğlu, "Sanatçıları susturamayacaklarını iyi bilsinler, bir an önce sorumluluklarını yerine getirerek açlık grevlerini sona erdirmeleri için Grup Yorum'un insani taleplerini yerine getirsinler. Başta muhalefet olmak üzere parlamentodaki bütün milletvekillerini de bu konuda duyarlı olmaya ve bir an önce girişimlerde bulunmaya davet ediyorum" dedi.
ANNE BİLGİN: BEN KIZIMDAN TÜRKÜ DİNLEMEYİ ÇOK SEVİYORUM
Açlık grevini 213. gününde ölüm orucu direnişine çeviren Helin Bölek'in annesi Aygül Bilgi ise bir anne olarak kızının nasıl acı çektiğini gördüğünü belirtti. Bölek'in sinir uçlarının iltihaplandığını ve çektiği acıdan dolayı uyuyamadığını aktaran Bilgi, herkesi direniş alanına çağırarak Bölek'in son halini görmesini istedi. "Benim kızım türkü söylüyor, türkü söylemesi çok hoşuma gidiyor. Ben ondan türkü dinlemeyi çok çok seviyorum ama ben bundan sonra da onun türkü söylemesini istiyorum" diyen anne Bilgi, ne yapılması gerekiyorsa bir an evvel yapılmasını istedi. Bilgi, "İbrahim'in babası Ahmet ağabey de çocuğunu seviyor o da 99. günde ölüm orucuna çevirdi. Sanatçılar, aydınlar her şeyi bir yana bırakın insan olarak bir anne, babanın sesini dinleyin. Ben çocuğumun ölmesini istemiyorum, Ahmet ağabey de istemiyor. Ben ce siz de istemiyorsunuz. Daha güzel türküler dinlemek istemez misiniz? O pırıl pırıl insanları sahnede görmek istemez misiniz? O yüzden rica ediyorum, konuşmamı duyan herkes bir şeyler yapsın ama hızlı yapsın" diye konuştu.
GÜLMEN: BEDENİNİ AÇLIĞA YATIRMIŞ BİRİNE 'DİRENİŞİ BIRAK' ÇAĞRISI
YAPILMAMALI Kendisi de hukuksuz bir şekilde OHAL KHK'sıyla ihraç edildiği işine geri dönmek talebiyle 324 gün açlık grevi direnişi yapan akademisyen Nuriye Gülmen, bir açlık grevi ve ölüm orucu direnişçisine "direnişi bırak" çağrısı yapmamak gerektiğini vurguladı. Gülmen, "Arkadaşlarımız bedenlerini ölüme yatırmış ve bunu kendi tercih etmiş. Açlık grevini bırakma yönünde çağrı yapmayalım. Ölümün ucundalar, dönüşü yok. Açlık grevi bir yerde ara verilebilir ama diğer iki arkadaşımız ölüm orucunda. Onlara da çağrı yapmak gerektiğini söylemek ve dillendirmek aslında bu eyleme zarar veren bir şey" ifadesini kullandı.
'ÇÖZÜM İÇİN HERKES KESİMİ BİR ADIM ATMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
Sanat Meclisi'nin hazırladığı basın metnini Ece Ataer okudu. Ataer, uzun zamandır ağır bedellerin sanat insanlarına ödetildiğini hatırlattı. Ataer, sanat insanları olarak sanata ve sanatçılara yönelik bu baskılara karşı seyirci kalamayacaklarının altını çizdi ve şöyle devam etti: "Uzun süredir konser yasaklarıyla sahneye çıkması engellenen Grup Yorum elemanları gri bültenlerle başlarına para ödülü konup hapislere atılınca bedenlerini açlığa, ölüme yatırdılar. Bu direniş başta sanat alanı olmak üzere tüm kamuoyuna açık bir çağrıdır. Ülkede sanatsal üretimimiz, yaşamımız özcesi varlığımız tehlikededir. Ülkede sanat alanının ve kamuoyunun bu duruma karşı bir çözüm bulması hayati öneme sahiptir. Çözüm için herkes kesimi bir adım atmaya çağırıyoruz."
KAYNAK: ETHA