İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri, İstanbul Tabip Odası’nın Cagaloğlu’ndaki şube binasında bir araya gelerek “Deprem değil rantçı düzeniniz öldürür” diyerek basın toplantısı düzenledi.
İSTANBUL
SULTAN GÜNER
İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri, Deprem Kriz Koordinasyonu kurduklarını dile getirerek, iktidara alınması gereken önlemleri tek tek sıraladı. Yetkililerin alanında uzman meslek örgütleriyle mutlaka koordineli olarak çalışması gerektiğini vurgulandığı açıklama, “Türk Tabipleri Birliği; Türk Mühendis ve Mimar Odalar, Türk Diş Hekimleri Birliği gibi örgütlerler işbirliğine gidilmeli bu kurumların ve bu kurumlarla koordine içinde olan demokratik kitle örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, belediyelerin de çalışmaları engellenmemelidir” denildi.
“Kader demek suçluları aklamaktır”
İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri adına ortak açıklamayı KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mesut Mike okudu. Her büyük felakette olduğu gibi bu deprem felaketinde de devletin enkaz altında kaldığını söyleyen Mike, “Deprem kuşağında olduğu bilinen ülkemizde ilgili kurumların her an deprem olacakmış gibi hazır olmaları gerekirken kamu kurumlarının hazırlıksız olduğu bir kez daha görülmüştür. Önlem alınmadığında meydana gelen her felaketi “kader” diye adlandıranlar şunu bilsinler ki ne madende ölmek, ne demiryollarında bedeni parçalanmak ne de göçük altında kalmak kader değildir. Kader demek suçluları, sorumluları aklamaktır” diye konuştu.
“İnsan yaşamını hiçe sayan davranışlar engellenmelidir”
“Tedbirsizlik sonucu gerçekleşen her ölümü “şehitlik” olarak adlandırmak insanlara başınıza gelene razı olun, itiraz etmeyin demektir” diyen Mike, “Bu kabul edilemez. Enkaz alanında akılla mantıkla izah edilemeyen tekbir getirme, slogan atma gibi insan yaşamını hiçe sayan davranışlar derhal engellenmelidir. Enkazdan çıkmış ve ağır travma yaşamış bir insanın başında tekbir getirmek izah edilebilir bir durum değildir” dedi.
“10 ilin afet bölgesi ilan edilmesi yeterli”
İktidarın depremin yaşandığı 10 il için ilan ettiği OHAL kararı da ciddi soru işaretleri yarattığını aktaran Mike, “Afet bölgesi ilan edilmesi durumunda gerekli tüm çalışmaların yapılması, bütün kamu ve özel işletme kaynaklarının depremzedeler için seferber edilmesi mümkün iken OHAL’e neden ihtiyaç duyulduğu izaha muhtaçtır. İktidarın olası hırsızlık ve yağmalamaları OHAL gerekçesi göstermesi tam bir ikiyüzlülüktür. Deprem gerçeğini görmeyen denetimsiz yapılaşma politikası, 3-5 müteahhide peşkeş çekilen kamu kaynakları AKP hükümetinin hırsızlıklara ve yağmalamaya karşı tavrını ortaya koymaktadır. Hırsızlık gerekçeli kamuoyuna yansıyan polis şiddeti ve mültecileri hedefe koyan ırkçı söylemler gerçeği gizleme çabasından başka bir şey değildir. Deprem bölgelerinde yapılması gereken en radikal tedbirler için dahi anayasal, yasal engel bulunmamakla birlikte çalışmaların hızlandırılması ve kolaylaştırılması için 10 ilin afet bölgesi ilan edilmesi yeterlidir” dedi.
“KYK yurtlarının boşaltılması anlaşılır değil”
Bir başka sorunun da ülke genelinde üniversitelerin uzaktan eğitime yönlendirilmesi olduğunun altını çizen Mike, “Depremin yaşandığı on il dışında uzaktan eğitime geçmeyi gerektiren bir durumun olmadığını da belirtmek isteriz. Plansızlığın ve kriz yönetebilme kabiliyetinden yoksunluğun faturası, gençlerimizin eğitim hakkı feda edilerek çıkarılamaz. Anlaşılıyor ki mevcut deprem felaketinin ortaya çıkardığı tablo karşısında akıllarına ilk gelen tedbir KYK yurtlarının boşaltılmasıdır. Ülkenin dört bir yanında devlet kurumlarının ve birçok kuruluşun yazlık-kışlık sosyal tesisleri varken; devletin, yapılmış tamamlanmış ama boş duran on binlerce daireyi bu süreçte hizmete sunma imkânları varken; depremzedelerin hizmetine sunulabilecek daha fazla otel ve kurum kuruluş misafirhaneleri varken, ilk elden KYK yurtlarının boşaltılması anlaşılır değildir” diye konuştu.
“Toplanan deprem vergileri derhal açıklanmalı”
Mike sözlerine şöyle devam etti: “Afet değil bu bir katliamdır bunun sorumlusu da siyasi iktidardır. Halkın kaynaklarını ranta, talana, yolsuzluklara, savaş politikalarına harcayan depreme hazırlık konusunda olduğu gibi ülkenin temel meselelerini es geçen ve devlet gücü olarak halka kan kusturan siyasi iktidardır.2002-2022 arasındaki 20 yıllık AKP iktidarında toplanan deprem vergilerinin miktarı ve akıbeti derhal açıklanmalı ve bu paranın tamamı ile yıkılan kentler yeniden inşa edilmelidir.”