İstanbul Üniversitesi önünde toplanan yüzlerce kişi teslim olmayacaklarını ifade eden bir basın açıklaması yaptılar.
İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen Eğitim-Sen üyesi eğitim emekçileri için, eğitim emekçileri, öğrenciler, DİSK’e bağlı sendikaların üyeleri, işçiler olmak üzere yüzlerce kişi İstanbul Üniversitesi önünde “Teslim Olmayız!” şiarıyla bir araya geldi.
KESK’e bağlı Eğtim-Sen üyesi ve “Barış İçin Akademisyenler” grubundan 11 akademisyenin daha OHAL/KHK ile ihraç edilmesini protesto etmek üzere yüzlerce kişi İstanbul Üniversitesi önünde bir araya geldi.
İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi, SES Aksaray Şubesi, Eğitim-Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, İstanbul Tabip Odası ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği’nin çağrısıyla, İstanbul Üniversitesi tarihi giriş kapısı önünde bir araya gelinerek “(K)eyfi, (H)ukuksuz, (K)ıyımlara Son! Geri Döneceğiz!” ve “Üniversite Teslim Olmaz” yazılı pankartlar açıldı. “Ferman Devletin, Üniversiteler Bizimdir”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Üniversite AslaTeslim Olmaz” sloganları atıldı.
OHAL/KHK ile görevden alınan Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi üyesi Levent Dölek, “Bizler devletin okullarında okuduk, parasız eğitimden yararlandık. Biz bu halkın parasıyla okuduk ve halkımıza karşı sorumluyuz. Biz bu sorumluluğu birilerinin istediği şeyleri söylemeyeceğiz. Bizim üzerimizde cepheye gönderilen emekçi çocuğu Mehmetçiğin de, buz dolabında cenazesi saklanan Kürt bebesinin de hakkı var. Biz bu sorumlulukla hareket etmeye çalıştık ve öyle devam edeceğiz. Biz geriye döneriz dedik. Neye güveniyoruz. Elbette ki, çökertilmiş bir hukuk sistemine bel bağlamayacağız” dedi.
Ülkenin ve coğrafyanın savaşlarla kan gölüne çevrildiğini, bunu yapan emperyalistlerin ise “Endişeliyiz” demesine tepki gösteren ve emperyalistlerden medet ummadıklarını belirten Dölek, “Biz bu memleketin gerçek sahiplerine, onurlu dik duran insanlarına güveniyoruz. Şu bastığımız Beyazıt Meydanı’nda Turan Emeksiz’in anısı var, Deniz Gezmiş’in anısı var. Biz gücümüzü oradan alıyoruz. Biz gücümüzü Ali İsmailleri, Berkinleri doğuran analardan alıyoruz gücümüzü. Biz 15-16 Haziranları yaratan işçi sınıfından, Renault’nun, Tofaş’ın grevci işçilerinden, bu üniversitenin her türlü zorluğa rağmen yükünü omuzlayan taşeron emekçilerinden alıyoruz gücümüzü. Biz kazanacağız. Bizim kazanmamız sadece bizim görevimize dönmemiz, öğrencilerimizle buluşmamız değil. Ülkenin içinde bulunduğu karanlığı düşündüğümüzde bizlerin işten atılması bir teferruat boyutundadır. Bizim mücadelemiz, iktidarın istibdadına karşı, bu halkın vermekte olduğu özgürlük mücadelesinin bir parçasıdır ve bundan sonra da öyle olacaktır. O yüzden herkes gücüne güvensin, omuz omuza durmaya devam etsin.” dedi.
Levent Dölek’in konuşmasının ardından kitle “Ferman Devletin, Üniversiteler Bizimdir”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları attı. Ardından geçici olarak görevinden uzaklaştırılan eğitim emekçilerinden Zeynep Kıvılcım’ın mesajını ise isteği üzerine bir kadın öğrenci okudu.
Üniversite öğrencileri adına Kübra Okumuş ise konuşmasında “İstanbul Üniversitesi’nin eğitim emekçileri, öğrencileri, işçileri bilirler ki, bizim hocalarımız her zaman sermayenin, iktidarın güdümündeki rektörlüğün saldırılarına karşı, bilimsel eğitimi, demokratik kazanımlarımızı ve emeği savundular” dedi. İstanbul Üniversitesi eğitim emekçilerinin her zaman öğrencilerinin yanında olduğunu, 10 Ekim Ankara Katliamı anmasında polisin saldırısında öğrencilere barikat olduklarını belirten Okumuş, “Hocalarımızın görevden alınma nedeni KHK değil, her zaman en önde verdikleri mücadeledir. AKP iktidarı unutmasın ki, Beyazıt her zaman mücadelesiyle var olmuştur. Bizim tarihimiz Deniz Gezmişlere, Turan Emeksizlere dayanır. 6. Filo eylemlerinden, YÖK protestolarına, boykotlardan grevlere, asistanlarından öğrencilerine her türlü eyleme ev sahipliği yapmıştır” dedi.
Üniversitenin seçtiği rektör yerine iktidarın tayin ettiği rektör Mahmut Ak’ın bir polis komseri edasıyla görev yaptığını, öğrencilere yönelik saldırıları savunduğunu, tacizcileri koruduğunu belirten Okumuş, “Biz İstanbul Üniversitesi olarak ne bu saldırılara sessiz kalırız, ne de öğretmenlerimizden vazgeçeriz. Biz İstanbul Üniversitesi öğrencileri, iktidarın OHAL ilanını fırsat bilip rektörlüğün işten çıkardığı taşeron işçisi Cemal Bilgin ağabeyimizin yanındayız. Tüm KESK’li öğretmenlerimizin yanındayız. Onların okula dönmesi için mücadele edeceğiz. Bugün hocalarımızı uğurluyorsak da, mücadelemizi yükselteceğiz ve hocalarımızın görevlerine dönüşünü alkışlarla karşılayacağız. Üniversite öğrencisi biat etmez, etmeyeceğiz. İstanbul Üniversitesi öğrencileri teslim olmaz!” diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmanın ardından kitle “Üniversiteler Bizimdir Bizimle Özgürleşecek” sloganları attı.
İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi, SES Aksaray Şubesi, Eğitim-Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi, İstanbul Tabip Odası ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği adına ortak basın açıklamasını ise Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Tahsin Yeşildere okudu. 29 Ekim günü yayınlanan KHK ile onbinden fazla kamu görevlisinin ihraç edildiğini, üniversitelere Cumhurbaşkanı’nın keyfi rektör atamasının önünün açıldığnın belirten Yeşildere, isimlere bakıldığında iktiran artan oranda Türkiye’nin ilerici, demokrat, hail ve barış yanlısı birikimini hedef aldığını belirtti. İktidarın yıllardan beri Fetullah Gülen cemaatiyle el ele kurumları ele geçirme çabasında olduğunu hatırlatan Yeşildere, 2008’de başaramadıkları bu tasfiye girişimlerini 15 Temmuz darbesini fırsata çevirerek gerçekleştirmeye çalıştığını ifade etti.
Yeşildere, savunma hakkının ortadan kaldırılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Kitle hep birlikte tekrar “Teslim Olmadık Olmayacağız”, “Ferman Devletin Üniversiteler Bizimdir”, “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam” sloganlarıyla basın açıklamasını sona erdirdi. (Serpil Ünal)
3 Ek