İzmir'de “Politik cinayetler, cezasızlık ve Deniz Poyraz davası” konulu panel düzenlendi.
İzmir
İlk olarak konuşan Av. İmdat Ataş, Türkiye’de çokça politik cinayetin yaşandığından bahsederek sözlerine başladı. Politik cinayetlerin davalarında devletin tutumunun her seferinde aynı olduğunu ifade eden Ataş, bunun en son örneğinin Deniz Poyraz davasında yaşandığını anlattı. Cezasızlık politikasından söz eden Ataş, cezasızlıkla mücadelede uluslararası mevzuatlara değinerek, adalet hakkı, gerçeği bilme hakkı, tazminat hakkı, bir daha tekrarlanmama meselesi şekilde 4 ana maddeyi sıraladı.
“ÖNLENEBİLECEK HER DURUM POLİTİK BİR CİNAYETTİR”
Deniz Poyraz davasında gerçeği bilme hakkının da göz ardı edildiğini ifade eden Ataş, “Bizden bu katliamın bir psikopatın yaptığı bir saldırı olduğuna inanmamız isteniyor. Hâlbuki verdiğimiz mücadelede bu kişinin devlet ve paramiliter güçlerle ilişkileri ortaya çıkarıldı. Ama yargı ve polis gücünü elinde bulunduran devletin bunları dikkate almaması cezasızlık politikasının temelini oluşturuyor” dedi.
İş cinayetlerinde de bu durumun yaşandığını söyleyen Ataş, Soma ve Amasra katliamları örnek vererek şunları söyledi; “Devlet kendi çalışanını koruduğu gibi patronları da koruyor. Hiç ceza alan patron görmedik. Önlenebilecek her durum politik bir cinayettir.”
Ataş son olarak, “Bu politik gücü yıkıp ve yerine yenisini kuramazsak dün Deniz Poyraz katledildi ama yarın içimizden başkalarının uğradığı saldırıda aynı şeyleri konuşacağız. Bu bakımdan bu verilen mücadele yeniden tekrarlanmama garantisinin ölçüsüdür. Bizim bugüne kadar işlenen bu suçlar nedeniyle devletten çokça alacağımız var. Bunun için ciddi mücadele ve bedeller ödemek zorundayız” diye konuştu.
“ADALET SAĞLANMAZSA POLİTİK CİNAYETLER DEVAM EDECEK”
Daha sonra söz alam gazeteci Ruken Tuncel ise, Tuncel, “Onur Gencer’in mahkeme salonundaki davranışları, aileyi, avukatları ve mahkeme heyetini tehdit eden duruşu çok şey söylüyordu. Bir katilin ne kadar korunduğunu kendinden emin halinden bile anlamak mümkün. Arkanızda biri olmazsa bu kadar net ve cesur davranamazsınız. Onur Gencer’de bu emin olma hali çok fazla. Kendisi bireysel kararı olduğunu söylese de ona nefretin işlendiği belli” dedi. “Siyasi cinayetler artıyor ama katil profilleri de değişiyor. Hrant Dink davasında adil bir yargılama sağlanmadı Deniz Poyraz yaşandı. Eğer adalet sağlanmazsa politik cinayetler devam edecek ve karşımıza daha farklı katil profilleri çıkacak” diyen Tuncel, mahkemelerin adalet sağlaması gerektiğini söyledi.
“BİZ SADECE TETİĞİ ÇEKEN ELİN PEŞİNDE DEĞİLİZ”
Son olarak konuşan Eski İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de tarafı yoksullar ve ezilenler olan davaların yargılamasında düşman hukukunun işletildiğini söyledi. Siyasi iktidarın “benim mağdurum”, “senin mağdurun” anlayışını işlettiğini ifade eden Yücel, “İktidar düşman gördüğü kişilere karşı cezasızlık kültürünü işletiyor. Bu cezasızlık kültürü farklı işliyor. Kiminde etkin ve yetkin bir soruşturma yapılmadığı için failleri hiç bulamıyoruz. Tüm çabalarım yargı ve iktidarın duvarına çarpıp geri dönüyor. Kiminde ise failler bulunsa bile arka planı aydınlatılmıyor” diye konuştu.
Tahir Elçi, Deniz Poyraz gibi davalarda süreçlerin aynı olduğunu ifade eden Yücel, “Biz sadece tetiği çeken elin peşinde değiliz. O el kadar o ele komut verenleri, ona yol veren, önünü açanların da sorumlu olduğunun farkındayız. Ama bunun adına hukuk diyerek yapılan işin yargılama olduğuna inanmamızı bekliyorlar. Oysa avukatların taleplerin geri çevrilmesi, bu tür davalarda avukatları istemediklerini gösteriyor. Hak savunucularını, avukatları ve demokratları kendilerine engel olarak görüyorlar. İktidar böyle yaparak katillere ‘Benden yanaysan ben seni korurum’ diyor. Devletin ceberut eli hakikati arayan vicdanlı insanların karşısına dikilmiş oluyor” dedi.
Yücel son olarak şunları söyledi; “Yargı herkes için ihtiyaç. Karanlık tabloyu rengarenk bir tabloya çevirecek, ülkeyi yaşanabilir, demokratik bir ülkeye çevirerek güçteyiz. O günler çok yakın.” Panel soru-cevap bölümüyle sona erdi.