MUSTAFA AKBULUT

İZMİR

Kaz Dağları’nda Kanadalı Alamos Gold Şirketi’nin yapmak istediği altın ve gümüş madenciliğine karşı tepkiler devam ediyor. Çevrecilerin başlattığı “Su ve Vicdan Nöbeti” her geçen gün büyürken, İzmirli çevreciler de 4 gün boyunca Efem Çukuru’ndan başlayıp Çiğli, Foça, Burhaniye, Edremit ve Kazdağları’na kadar 20 ayrı noktada kitlesel yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirecek. 

Yaklaşık 60 kişilik grup  dün ilk olarak Menderes Efemçukuru’nda toplandı. Ardından ise Konak eski Sümerbank önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz ile İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de destek verdi. Yapılan açıklamada, “Su hayattır, su havzasında altın madeni işletilemez, Efemçukuru Altın Madeni derhal kapatılmalıdır” denildi.

Yapılan açıklamada şu ifadeler yer verildi:

‘İzmir’in damı’ olarak nitelenen Efemçukuru’nda büyük tehlike 

“Efemçukuru İzmir kentinin içme suyunun yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında, yaklaşık 300 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı’nın uzak koruma alanında ve baraja su sağlayacak derelerin ise mutlak koruma alanı içinde yer almaktadır. Efemçukuru’nda 1 Haziran 2011 tarihinden bu yana, bir Kanada şirketi olan EldoradoGold’a bağlı Tüprag şirketi tarafından altın madeni işletmeciliği yapılmaktadır. Efemçukuru Altın Madeni’nin İzmir’in su havzası için büyük risk yaratacağı şimdiye kadar pek çok bilimsel rapor ile belgelendi ve bu raporlara dayanarak Mahkemelerce pek çok karar verildi. Faaliyetini sürdüren işletme; ‘İzmir’in damı’ olarak nitelenen Efemçukuru’nda büyük tehlike yaratmaktadır. En yakın yerleşim yeri olan Efemçukuru’na içme suyu sağlayan sondaj kuyusunda, suya bazı kimyasalların karışması sonucu, bu kuyu iptal edilmiş, yeni bir sondaj açılmak zorunda kalınmıştır. Kirliliğin, Tahtalı ve Balçova barajları ile havzadaki diğer sondaj ve su kaynaklarına da ulaşmayacağını kimse garanti edemez. Altın madenlerinde kesin olarak bulunan ve kanserojen olan ağır metaller ise çok uzun yıllar doğada kalacak, havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletmeye devam edecektir. Bu işletme hakkında birçok dava açılmış, birçok dava kazanılmış olmasına karşın, hukukun arkasından dolaşılarak yapılan manevralarla maden işletilmeye devam edilmiştir. Bu dava süreçlerinin geldiği son aşama, basın açıklamamızın ekinde sizlere sunulmuştur.”

Su hayattır

Açıklamada son olarak şunlar dile getirildi: “Bu aşamadan sonra, İzmir’in yerel yönetimi, demokratik baskı grupları ve İzmirliler olarak sesimizi daha fazla yükseltmemiz gerekiyor. Su hayattır, su havzasında altın madeni işletilemez, Efemçukuru Altın Madeni derhal kapatılmalıdır. ‘Efemçukuru’ndan Kazdağlarına Su, Vicdan ve Yaşam Yürüyüşü’nde, başından sonuna kadar, etkinliğimize destekleriniz, katkılarınız bizim için çok değerlidir. Bu ülkede yaşayan, ayrımsız herkesin yaşamını ve geleceğini derinden etkileyen ekolojik krize karşı birlikteliğimiz, bizimle birlikte yürüyüşe katılamazsanız bile bulunduğunuz yerden göstereceğiniz destekler, geleceğimiz için çok değerlidir.”

Efem Çukuru’nda yapılan basın açıklamasının ardından yürüyüşün ikinci noktası olan Gaziemir Nükleer Atık Alanı’na doğru hareket edildi. Konakta yapılan basın açıklamasından sonra Cumhuriyet meydanında bulunan otobüslere binmek üzere yürüyüşe geçildi. Ancak polis yürüyüşe engel oldu. Düzenleme komitesinin 2 şer kişi yürüme teklifine karşılık polis ‘ 2 ser kisi dersiniz sonra ileride birleşirsiniz” diyerek olumsuz yanıt verdi. Çevre aktivistleri yürüyüşün engellenmesini alkışlarla protesto etti.

Çevreci  yürüyüşçüler  Çiğli, Foça ve Bergama Koza Altın İşletmelerinde açıklamalar yaptıktan sonra  yola devam ediyorlar. Çevreciler bu akşam Çevreci yürüyüşçüler bu akşam saat 17.00’de Burhaniye’de yapılacak olan mitinge katılacaklar.

İzmir yürüyüşçülerinin programları şöyle devam edecek: