"İşimi istiyorum" talebiyle Kemeraltı çarşı girişinde açıklama yapan KESK İzmir Şubeler Platformu, mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.
İZMİR
"İşimi istiyorum" talebiyle Kemeraltı çarşı girişinde açıklama yapan KESK İzmir Şubeler Platformu, haksız, hukuksuz şekilde ihraç edildikleri işlerine iade edilinceye, faşist baskılar son buluncaya kadar erkek egemen sisteme, sömürüye ve her türlü şiddete karşı mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.
KESK İzmir Şubeler Platformu, "İşimi istiyorum" talebiyle Konak'taki Kemeraltı çarşısı girişinde basın açıklaması yaptı. "Çalışma hakkımı istiyorum, işimi istiyorum. KHK zulmüne son" yazılı pankartın açıldığı eylemde, hakları için itiraz eden, sesini yükselten, mücadele edenlere yönelik baskı ve zulüm politikaları hatırlatıldı. Açıklamada, "Ülkenin yarısından fazlasını Hitler Almanya'sında olduğu gibi fişlediler, ‘sakıncalılar' listesi oluşturdular. Bu listeleri esas alarak işe alıyorlar ya da işten çıkarıyorlar, atama yapıyorlar ya da yapmıyorlar, ihaleler veriyorlar ya da vermiyorlar. Hukuk devleti değil polis devleti uygulamalarıyla ülkeyi yönetiyor, kararlar veriyorlar" denildi.
İktidarın ekonomik ve siyasi krizi, ülkeyi yönetemem halini perdelemeye yönelik baskılarına, sermaye yanlısı politikalarına karşı kamu emekçilerinin gerçek sorunlarına ve taleplerine dikkat çekmek için KESK ve bağlı sendikaların İstanbul'dan Ankara'ya başlattığı yürüyüşün bugün Çalışma Bakanlığı önünde sonlandığı kaydedildi.
Açıklama, şöyle devam etti: "Yürüyüşümüz, ‘artı yeter' haykırışıdır. Yürüyüşümüz, demokrasi ve adalet içindir. Barışa dair umudu gerçeğe dönüştürmek, eşitlik ve özgürlüğü sağlamak içindir. Gerici kuşatmaya karşı laiklik ve aydınlık bir gelecek içindir. Yürüyüşümüz çalışma hakkımız içindir. İstanbul Sözleşmesi tek adamın kararıyla feshedilemez, hala yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz demek içindir. Satış sözleşmelerine karşı gerçek toplu sözleşme ve grev hakkımız içindir. Yürüyüşümüz hukuksuzca ihraç edilen KESK'lilerin, kamu emekçilerinin işe iade edilmesi, OHAL komisyonunun lağvedilmesi içindir. Emeklilerimizin insanca yaşayabileceği ekonomik, s osyal ve adil bir ortam içindir. Sermayenin pandemi koşullarında Kod 29 adı altında binlerce işçiyi işten atma ahlaksızlığına karşı kamu emekçilerinin ve işçilerin birlikte mücadele ve dayanışması içindir."
Açıklamada, "OHAL komisyonu denen oyalama ve onaylama komisyonu süreci uzatmakla alenen ve bilerek suç işliyor. KESK'lilerin dosyalarının önemli bir kısmını sona bırakarak süreci işkenceye dönüştürüyor. ‘Ne kadar süründürsek o kadar iyidir' niyetiyle hareket ediyor. Bu, iktidarın özelleştirme, güvencesizlik, performans, ayrımcılık, gericilik politikalarına karşı geldiğimiz, emekçilerin haklarını, insanca yaşam koşullarını savunduğumuz için açıkça hınç almadır" ifadeleri kullanıldı.
Kamu emekçileri haksız, hukuksuz şekilde ihraç edildikleri işlerine iade edilinceye, faşist baskılar son buluncaya kadar erkek egemen sisteme, sömürüye ve her türlü şiddete karşı mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.