9. Yargı Paketine tepki gösteren İzmir Kadın Platformu, kadını eve hapsederek makbul kadın yaratmak isteyen iktidara karşı direnişi sürdüreceklerini kaydetti.
ERKAN SOYLU
İzmir Kadın Platformu, kadınların yıllarca mücadeleyle elde ettiği kazanımlarına yönelik saldırı olan 9. Yargı Paketini Karşıyaka çarşıda protesto etti.
"Kadınlar yargı paketine sığmaz. 9. Yargı Paketini geri çek" pankartı açılarak, "Soyadı dayatmasına hayır", "Aile değil kadınız, feminist isyandayız" ve "Yargı paketini iade ediyoruz" dövizleri taşındı. "9. Yargı Paketi" yazılı siyah bir paket getiren kadınlar kadın haklarını yok sayan maddeleri içeren kağıtları yırtıp attı.
Basın metnini okuyan Didar Gül, AKP-MHP iktidarı özellikle de yerel seçimlerdeki yenilgilerinden sonra saldırı konseptini derinleştirdiğini, İçine girdikleri devlet krizinden kadınlara, çocuklara, Kürtlere, LGBTİ+lara, emekçilere, hayvanlara saldırarak çıkma hesapları yaptığını ifade ederek, “Emekçiler her geçen gün daha da büyüyen yoksulluk ile mücadele ederken zenginliklerine zenginlik katan bir avuç sermayedarın devleti olmaya devam eden bir devlet gerçeği var. Açlık sınırı altında asgari ücreti bize reva görüp tasarruf adı altında Temmuz zammı yapmazken kendi maaşlarına 17 asgari ücrete denk gelecek biçimiyle zam yapıyorlar”dedi.
NEFRET POLİİTİKALARI VE CİNSİYETÇİLİK KÖRÜKLENİYOR
Gül açıklamada, kan kokulu yasa tasarıları ile sokak hayvanlarını öldürme planı yaparken yükselen itirazları görmezden geldiklerini, Kürt halkının seçilmişlerine kayyım atayarak halk iradesini yok saydıklarını, kayyıma karşı iradesini savunanları gözaltına alıp tutukladıklarını, IŞID'e karşı direnişi savunan siyasetçilere onlarca yıl hapis cezaları verdiklerini, nefret politikaları ile cinsiyetçiliği körüklediklerini, kadınlara ve LGBTİ+lara aile güzellemeleri ile saldırdıklarını, Onur yürüyüşlerine saldırırken LGBTİ+ları terör örgütü diye lanse etme cürretini gösterdiklerini vurguladı.
GENÇLERİN GELECEKSİZLEŞTİRİLMESİNE HAYIR
Maarif eğitim modeli, ÇEDES gibi hamlelerle eşitlikçi, parasız eğitim hakkını gaspederken yaptıkları her adımda laikliğe saldırmaya devam ettiklerini ve gençleri geleceksizleştirdiklerini dile getiren Gül, “Her gün kadınların öldürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Bir günde 7 kadının erkekler tarafından öldürülmesine rağmen kılını kıpırdatmayan iktidar konu kadınların hakları olunca saldırı için her türlü planı devreye koyuyor. İnfaz yasasında düzenleme yasası altında, kadın ve çocuklara yönelik suçların faillerine yeni bir af düzenlemesi, yani tekrar tekrar suç işlemiş ve mahkum olmuş hükümlerin koşullu salıverilmesi gündemde”dedi.
KADINA YÖNELİK TACİZ, TECAVÜZ, ŞİDDET VE CİNAYETLERE İZİN VERMEYECEĞİZ
Gül, yeni bir saldırı ise 9. Yargı Paketi. Erkek egemen devletin tüm kurumları; kadın düşmanı söylem ve politikaları hayata geçirerek, kadına yönelik her türlü şiddet faili olan erkeklere ceza indirimleri uygulayarak, kadınları koruyan yasalara saldırarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından 6284 sayılı kanunu hedef alarak, kadınların her türlü şiddete maruz kaldığı aile kurumunu kutsallaştırarak kadına yönelik taciz, tecavüz, şiddet ve cinayetleri dolaylı olarak desteklediğini söyledi.
KİMLİKSİZLEŞTİRME SAVAŞI VERİYORLAR
Gül açıklamasında, “9.yargı paketi dedikleri şey, ailenin korunması ve güçlendirilmesi adı altında, Erdoğan'ın sunum bölümünü yazdığı 73 sayfalık broşürle başlayan ve kadınların toplumsal yaşama katılmasının engellenmesi amacı ile yapılan planın bir parçası. Kadının sadece aile ile tariflenmesi ile bir kimliksizleştirme savaşı veriyor. Evlilik oranlarının düşmesini ciddi bir tehlike olarak gören, çocuk doğurma oranlarının düşmesiyle nüfus politikalarının önümüzdeki dönem ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade eden Erdoğan, doğum oranlarının düşmesini,kadınların uzun yıllar eğitim hayatı içerisinde kalması bu nedenle geç evlenmesi ile gerekçelendirerek kadınlara alternatif eğitim modelleri üretiyor. Yaşlı bakımı, çocuk bakımı, evde üretim yapabileceği meslekler ile kadını eve hapsederek makbul kadını yaratmaya çalışıyor. Ekonomik kriz ile birlikte derinleşen yoksullukta OVP ile kadınlara esnek yani güvencesiz, ucuz işgücü olmak dışında bir seçenek sunmuyor.”diye konuştu.
SOYADINDA EŞİTLİĞİ SAVUNMAYA DEVAM
Kadınların kazandığı haklara saldırı bu defa da 9. Yargı Paketi ile bir de “Soyadında eşitlik” hakkımıza saldırı olarak karşılarına çıktığını, kadınların hangi soyadını kullanacaklarına dair kararı verme hakkını ellerinden almaya çalıştıklarını dile getiren Gül şunları ifade etti: “Kadınların evlendikten sonra kendi soyadını tek olarak ya da erkeğin soyadı ile birlikte kullanma hakkını , "anne babasının soyadının farklı olmasının çocuğun ruhsal sağlığını etkileyeceği" gerekçesiyle ellerinden alarak ve kadının, erkeğin soyadını kullanmasını zorunlu kılarak; kadının erkeğe eklemlenmiş, kimliksizleşmiş bir varlık olmasını amaçlıyor. Gittikçe büyüyen kadın mücadelesini, kadın dayanışmasını ve cins bilincini yasalarla zapturapt altına alıp meşru bir zemine oturtmaya çalışıyor. Ama yok öyle yağma! “
YARGI PAKETİNİZİ GERİ ÇEKENE KADAR MÜCADELEYE DEVAM
Sokakta mücadele ederek kazandıkları hiçbir hakkı savunmakta tereddüt etmemenin gücüyle seslendiklerini vurgulayan Gül, “Soyadında eşitlik” hakkı bizim ve vazgeçmeye niyetli değiliz. Tıpkı hala vazgeçmediğimiz ve tekrar imzalatacağımız İstanbul Sözleşmesi gibi, tıpkı koruduğumuz 6284 gibi…Söz konusu yasa içerisinde 6284'e saldırı anlamına gelen uzaklaştırma kararının ihlali sonrası hapis cezasına itiraz hakkı ya da "etki ajanlığı" ismiyle kadın ve LGBTİ+ları hareketsiz bırakma gibi şeytanın aklına gelmeyecek maddeleri nasıl geri çektiyseniz "soyadında eşitlik" hakkımıza yönelik kadın düşmanı maddenizi de geri çekeceksiniz”dedi.
Gül konuşmasını "Soyadı Dayatmasına Hayır" demeye devam edecek, yargı paketinizi geri çekene kadar mücadele edeceğiz”diye tamamladı.