Kayıplar Haftası dolasıyla İzmir'de yapılan açıklamada, bu mücadeleden asla vazgeçilmeyeceği kaydedildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, kayıplar haftasında yürüdü, denize karanfiller bıraktı. Konak'taki eski Sümerbank önünde yapılan açıklamada, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ile, "Kayıplar vicdanındır sahip çık" ve "Kayıplar belli failler nerede" yazılı pankartlar taşındı.
Basın metnini okuyan Şube Başkanı Zafer İncin, gözaltında kaybetmenin bir devlet politikası olduğunun altını çizdi. Cumartesi Annelerinin ilk kez 27 Mayıs 1995'de İstanbul'da Galatasaray Meydanı'nda oturmaya başladıklarında, gözaltına alınıp katledilen Hasan Ocak'ın, Kimsesizler Mezarlığı'nda 10 gün önce bulunduğunu hatırlatan İncin, "Aylardır kayıp olarak aranan Rıdvan Karakoç'un da Hasan Ocak'la aynı akıbeti paylaştığının ortaya çıkarılması, diğer kayıp yakınları için de umut oldu. Yürütülen Hasan Ocak kampanyasından hareketle kayıplara karşı mücadelenin uluslararası düzeyde ele alınması amacıyla, bir yıl sonra İstanbul'da gözaltında kayıplara karşı uluslararası bir kurultay toplandı. 17-19 Mayıs 1996 tarihleri arasında tüm baskılara, göz altılara rağmen toplanan Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı, Arjantinli Plaza De Mayo Anneleriyle Cumartesi Annelerini ve dünyanın birçok yerinden kayıp ailelerini bir araya getirdi, acılar kadar mücadele deneyleri de paylaşıldı" dedi.
Kurultayda birleşik mücadelenin sürekliliğini sağlamak amacıyla ikincisi ise Hasan Ocak'ın işkence ile katledilen bedeninin bulunduğu tarih olan 17 Mayıs'tan hareketle 17-31 Mayıs tarihlerini "Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası" ilan edildiğini belirten İncin, "Araştırmalarımıza göre; 1400 civarında insanımız kaybedildi. Bunların bir kısmı kimsesizler mezarlıklarında, bir kısmı toplu mezarlarda bulundu. Hala akıbeti belli olmayan 800 insan, 800 can var. Bu kaybedilen kişilerin hangi düşünceleri savundukları bize göre önemli değildir. Sadece insan olmaları yeterlidir. Mücadelemiz insan hakları mücadelesidir" dedi.
İnkar, cezasızlık ve zaman aşımı politikalarının derhal son verilmesini isteyen İncin, "Gözaltında kaybettiğiniz bu insanların kemiklerini istiyoruz, bir mezarları olsun istiyoruz. Kayıplarımızı kaybedenlerin yargılanmasını, tarihinizle yüzleşmenizi istiyoruz. Şunu iyi bilin ki bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz" ifadeleri kullanıldı.
Bir süre yapılan sessiz oturmanın ardından, Sümerbank önünden denize yüründü. Eylem, kayıplar anısına denize bırakılan karanfillerle sona erdi.