Kadınlar Birlikte Güçlü'nün çağrısıyla Süreyya Operası önünde bir araya gelenler "Gülistan Doku'ya ne oldu?" yazılı pankart açtı.
SULTAN ESEN
Yapılan basın açıklamasında, “Dersim gibi kameralarla 7/24 gözetlenen bir kentte Gülistan Doku 5 Ocak 2020’den beri bulunamıyor. Bulunamıyor çünkü erkek-devlet bulunmasını istemiyor" denildi.
Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla bugün (27 Ocak) saat 19.00’da Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya gelenler “Gülistan Doku’ya ne oldu?” yazılı pankart açtı.
“Kadınlar birlikte, birlikte güçlü” sloganıyla başlayan eylemde basın açıklamasından önce yapılan konuşmada “Gülistan Doku’ya ne olduğunu biliyorlar ama gizliyorlar. Bizler Kadınlar Birlikte Güçlü olarak, bugün buraya bir kez daha Gülistan Doku’ya ne oldu diye sormaya geldik. Çünkü Gülistan Doku’ya ne oldu diye sormaktan vazgeçersek bir kişi daha eksileceğiz. Birbirimizden vazgeçersek bir kişi daha eksileceğiz. Bizler bir kişi daha eksilmemek için bugün buradayız” denildi.
“Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” ve “Tesadüf değil erkek şiddeti” sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklaması yapıldı.
Sinem Tuğcu’nun okuduğu basın açıklamasında, “Dersim gibi kameralarla 7/24 gözetlenen bir kentte Gülistan Doku 5 Ocak 2020’den beri bulunamıyor. Bulunamıyor çünkü erkek-devlet bulunmasını istemiyor” denildi.
“Aygül Doku’nun cezalandırılma sebebinin adalet nöbetiyle failin ve erkek yargının uykularını kaçırması olduğunu biliyoruz”
Fail Zaynal Abarakov’un yargılanmadığının ve Gülistan Doku’nun bulunması için etkin soruşturma yürütülmediğinin vurgulandığı açıklamada Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku’ya 2 bin 250 TL idari para cezası ve 5 ay hapis cezası verildiği hatırlatılarak “Aygül Doku’nun cezalandırılma sebebinin ‘Gülistan Doku nerede?’ diye ısrarla sorması, adalet mücadelesinde kararlı olması, adliye önünde adalet nöbetiyle failin ve erkek yargının uykularını kaçırması olduğunu biliyoruz” denildi.
“Biz sizin balkondan düştü, camdan düştü, ordan atladı, intihar etti iddialarınıza inanmıyoruz”
Açıklamada “‘İntihar etti’ denilerek olayın üstü kapatılmaya çalışılırken, 753 gündür vazgeçmeden Gülistan Doku için haykıran Bedriye Doku’nun sesine ses katıyoruz: ‘Yeter artık!’ diye haykırıyoruz. Çünkü ‘intihar’ denilerek örtbas edilmek istenenin erkek şiddeti olduğunu biliyoruz. Bunu Şule Çet’ten, Elif Sinan’dan, Duygu Delen’den, Gamze Açar’dan, Feyza Nur Saydan’dan hatta Rabia Naz’dan biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Sedefnur Çağlar’ın, polis olan erkek arkadaşının yanında 7. kattan ‘düşmesini’, ‘kıskançlık sonucu intihar etti, ben onu kurtardım’ diyerek kendini aklamaya çalışan erkekten biliyoruz. 2021 yılında 217 kadının şüpheli bir şekilde ölü bulunmasından ve çoğu kadın cinayetinin intihar denilerek üstünün kapatılmaya çalışılmasından biliyoruz. Biz sizin balkondan düştü, camdan düştü, ordan atladı, intihar etti iddialarınıza inanmıyoruz. İntihar edecek kadınlar nedense hep bir erkeğin yanında ya da en son bir erkekle beraberken artık yaşamak istemediklerine karar veriyor. Bu tesadüf olabilir mi?” denildi.
“Şüpheli ölümlerin tesadüf değil erkek şiddeti olduğunu biliyoruz”
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
Şüpheli ölümlerin tesadüf değil erkek şiddeti olduğunu biliyoruz. İntihar dahi olsa, arkasında sistematik bir erkek şiddeti olduğunu, intihar olduğu koşullarda erkeğin suçunun hafifleyeceği fikrinin yayılmasına neden olan erkek-yargının katillere böyle bir çıkış yolu gösterdiğini tekar söylemek istiyoruz.
Taciz, tecavüz ve istismar sonrası gerçekten kadınların intihara sürüklenmesi ve yaşamlarını yitirmesi durumunda da fail erkekleri cezalandırmayan erkek-yargının; erkeklerin uyguladığı şiddeti ‘intihar’ kılıfıyla gizlemeye çalışmasının önünü açtığını biliyoruz.
Zonguldak’ta komşusunun istismarına maruz kaldığını intihar notunda yazan Damla Demir’in tırnaklarından alınan örneklerle DNA’sı eşleşen erkeğin adının dahi korunmasından ve ev hapsi kararıyla ödüllendirilmesinden biliyoruz! İper Er, uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzü sonrası intihar etti, bu durumda bile tecavüzcü katil Musa Orhan’ın geleceği gözetilerek, iyi hal indirimleri ile cezasız bırakılmasından biliyoruz! Garibe Gezer, Kandıra Cezaevi’nde sistematik tecavüze, şiddete maruz bırakıldığında intihar etti dendi, onca delile rağmen bir soruşturma dahi açılmadı Cezaevlerinde kadınların yaşadığı tacizin ve şiddetin cezasız kalmasından biliyoruz. İntihar etti dediğiniz kadınların yaşamak istediğini haykırdıklarını duymayan erkek egemen sistem kadınların katlinden sorumludur!
“Bir tek şüpheli kadın ölümü bile kalmayana dek mücadelemiz sürecek”
Açıklamanın sonunda “753 gündür bulunmayan Gülistan Doku nerede diye soruyoruz ve Gülistan’a ne olduğu aydınlatılana kadar, tüm sorumlular hesap verene kadar sormaya devam edeceğiz! Katledilen kadınların ismini haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz! Katillerin ‘intihar’ iddiasının arkasına sığınmasına izin vermeceğiz! Bir tek şüpheli kadın ölümü bile kalmayana dek mücadelemiz sürecek! Tüm kadınları ve LGBTİ+’ları, erkekten yana olan bu düzeni birlikte değiştirmeye çağırıyoruz” denildi.