Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir Platformu yaptığı açıklamada, Rosa Kadın Derneği’nin kapatılması ve üyelerinin komik suçlarla tutuklanmasına tepki gösterdi.
Açıklamada, “Üç buçuk yaşındaki böbrek hastası Dilgeş‘in annesiyle birlikte, risk taşıyan, yaşamları tehdit eden cezaevi koşullarında yaşamaya mecbur bırakılması hangi vicdana sığar? diye soruldu.
Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir Platformu, Karşıyaka İzban’da bir araya gelerek, çocukların cezaevine konulmasına ve kadın örgütlerine yönelik artan saldırı ve tutuklamalara ilişkin açıklama yaptı.
Kadınlar üzerlerine astıkları dövizlerle ve ellerinde ses aletleriyle yaptıkları kısa bir yürüyüşten sonra Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu adına Mehtap Alişan kısa bir masal anlatımı yaptı.
Masal anlatımından basın açıklamasını Kadınlar Birlikte Güçlü adına Ayşenur Kizaroğlu, Gizem Coşkun ve Nihal Gür Akyıldız okudu.
21 Yüzyılda atılan her adımın suç sayıldığı günlerden geçildiğinin altı çizin açıklamada, kadın kazanımlarının yok sayılmasına, doğanın talan edilmesine, çocukların yaşamlarının ve geleceklerinin çalınmasına sessiz kalmayacakları belirtildi.
Kadınların birarada ve dayanışma içinde oldukları belirtilen açıklamada, “Tüm çabalarımıza rağmen, varlığımız karşısında tüm duyularını kapatmış olan erkek egemen zihniyetin aktörleri sesimizi kısmak, görünürlüğümüzü yok etmek istiyor. Yandaş medyası ve kurumları aracılığı ile kadınların mücadelesini, birbirine yurt olmasını, kadın dayanışmasının büyümesini engellemek için özgürlük mücadelemizi kriminalize etme faaliyetlerine aralıksız devam ediyorlar” denildi.
“ROSA KADIN DERNEĞİ ÜYELERİNE KOMİK SUÇLAMALAR”
Geçtiğimiz yıl Antakya Mor Dayanışma Dadın Derneği’nin mühürlenmesine ve 51.000 TL’lik cezanın kesilmesine ve üyelerinin taciz edilmesi hatırlatılan açıklamada, geçtiğimiz günlerde Rosa Kadın Derneği üyelerinin ve TJA aktivistlerinin evlerinin basıp gözaltına alınmasına ve komik suçlamalarla tutuklanmasına da tepki gösterildi.
Pandemi sürecinde çıkartılan infaz yasası adı altında kadın ve çocukların yaşamını tehdit edenlerin serbest bırakıldığının altı çizilen açıklamada, üç buçuk yaşındaki böbrek hastası Dilgeş‘in annesiyle birlikte, risk taşıyan, yaşamları tehdit eden cezaevi koşullarında yaşamaya mecbur bırakılması hangi vicdana sığar? diye soruldu.
İHD’nin verilerine göre ülkenin farklı cezaevlerinde 700 civarı çocuğun yaşamı tehdit eden koşullarda yaşamaya mecbur bırakıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu işin psikolojik boyutuna, çocukta yaratacağı travmalara sıra gelmiyor bile. O zor koşullarda bir yandan kendileri ayakta kalmaya çalışırken bir yandan çocuklarının yaşadıklarına tanıklık eden kadınların hissettiklerini anlatacak söz bulamıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
“KAPATILAN KADIN DERNEKLERİ AÇILSIN”
Türkiye toplumunun zor günlerden geçtiği kaydedilen açıklamada, böyle bir süreçte ihtiyaç duyulan tek şeyin yetkililerin olabildiğince hassasiyetle, yaşatmayı esas alan uygulamaları hayata geçirmesi, gerçek adaleti sağlamaları istendi.
Adalet çağrısı yapan kadınlar, “Kapatılan kadın dernekleri geri açılsın. Mühürler ve cezalar kaldırılsın! Özgürlük mücadelesi yürüten kadınlar serbest bırakılsın! Çocuklar cezaevlerinde değil parklarda büyüsün!” talebinde bulundu.
Son olarak açıklamada, mücadele çağrısı yapıldı.