Hükümet, milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerindeki zam teklifini 3+3 olarak açıkladı.
Hükümetin kamu emekçilerini enflasyona ezdirmediğini iddia eden Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu, toplusözleşme görüşmelerinde yüzde 3 zam dayattı. AKP’nin 16. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yüzde 16 teklif ettiklerini söyleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve beraberindeki heyet bu teklife üzerinde “Bu teklife kapalıyız” yazılı dövizler açarak tepki gösterdi. “Bir siyasi partinin 16. yıl dönümü diye yüzde 16 zam talep edilir mi? Yüzde 30 için 30 yıl mı bekleyeceğiz?” diyen Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Memur Sen’e “Memur-Sen iş bırakma kararı alsın hep birlikte iş bırakma eylemi yapalım” çağrısında bulundu. KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de Memur-Sen’i gerçek bir toplusözleşme için çağrılarına kulak vermeye çağırdı.
3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon memur emeklisini ilgilendiren ve 2018-2019 yıllarını kapsayan toplusözleşme görüşmelerinin dünkü oturumunda hükümet zam teklifini açıkladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıda Memur-Sen ve Kamu-Sen temsilcileri ile Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu başkanlığındaki heyet görüştü. Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Bakan Sarıeroğlu, son 15 yıl içinde en düşük memur maaşında yüzde 97 artış sağlandığını savundu. 2012-2017 döneminde kat sayı artışı dışında bazı kamu görevlilerinin ücretlerinde ilave artışlar olduğunu belirten Sarıeroğlu, toplusözleşme tekliflerini ele almaya devam edeceklerini söyledi. Bakan Sarıeroğlu kamu emekçilerinin ücretlerinde 2018 ve 2019 yıllarında her 6 ay için yüzde 3 zam ve enflasyon farkı teklif etti.
Bakanın ardından söz ala Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, açlık ve yoksulluk sınırını hatırlatarak iyileştirmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Yalçın, “Ülkenin ekonomik anlamda güçlenmesi kamu görevlilerine yansıtılsın. Sanırım kamu işveren heyetinin elindeki hesap makinesi eski Türkiye’den kalma. Bu nedenle bu teklife kapalıyız. Bugün görüşme bizim için bitmiştir. Yeni makul teklifler geldiğinde cebimiz de kapımız da açık olacaktır” dedi. Yalçın, AKP’nin 16. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yüzde 16 zam teklif ettiklerini söyledi. En düşük memur maaşının yüzde 97 yükseldiğinin iddia edildiğini ancak en düşük ücret olarak 2 bin 405 lira maaşlı kamu görevlisinin yoksulluk sınırının yarısı ücret aldığını dile getiren Yalçın, “‘Enflasyona ezdirmedik’ söylemi alım gücü hesaplamadan söylendiği için illüzyona dönüşüyor. Biz enflasyon farkının aştığı aydan itibaren yansıtılmasını istiyoruz. Zammın enflasyon farkı kadar olması demek memur maaşının stabil tutulması demektir” diye konuştu.
Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise Hükümetin bu teklifle masaya gelmesinin ‘saygısızlık’ olduğunu söyledi. Toplusözleşmenin 3 zamla geçiştirilmesinin mümkün olmadığını belirten Koncuk, telaffuz edilmesinin bile doğru olmadığını dile getirdi. Türk-İş ya da işçi sendikalarına farklı, memur sendikalarına farklı bir yaklaşımın söz konusu olduğunu belirten Koncuk, bu toplusözleşmenin başta sendikalar olmak üzere herkes açısından okul olduğunu ifade etti. Memur-Sen’i kendisi için daha fazla toplusözleşme ikramiyesi istemekle eleştiren Koncuk, “Şu sendikaya bu kadar, diğerine şu kadar toplusözleşme ikramiyesi derseniz hükümet de yüzde 3 teklifle gelir. Beraber hareket etmek yerine ‘sendika kasam dolsun’ diye hareket edersen böyle olur. Bir siyasi partinin 16. yıl dönümü diye yüzde 16 zam talep edilir mi? Yüzde 30 için 30 yıl mı bekleyeceğiz? Böyle sendikacılık olmaz. Memur-Sen iş bırakma kararı alsın hep birlikte iş bırakma eylemi yapalım. Kamu Sen olarak her türlü eyleme destek oluruz” dedi.
Hükümetin teklifine ilişkin sorularımızı yanıtlayan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ise “Önemli olan şu anda Memur- Sen’in kendi teklifine sahip çıkıp çıkmayacağıdır. Teklifin uyuşmazlığa gidip gitmeyeceğini süreç gösterecek” dedi. Memur- Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın hükümetin teklifini “kabul edilemez” bulmasının taktik olabileceği uyarısında bulunan Gezen, “Taktik olup olmadığını ve sorumluluğu kendi üstlerinden atmak için mi böyle davrandıklarını takındıkları tutumla göreceğiz. Biz hep söyledik, o masa emekçilerin haklarının kazanılacağı bir masa olmaktan ziyade, iktidarın çıkarlarına hizmet eden bir masa. Memur-Sen de umarız bunun farkına varır ve gerçek bir toplusözleşme masası için çağrımıza kulak verir” diye konuştu.
Toplusözleşme görüşmelerinde 15 gün içinde bir sonuç alınamaması durumunda hakem heyeti karar alacak. Ağustos ayında toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde uzlaşma sağlanamazsa, taraflar Uzlaştırma Kuruluna başvurulacak.
Ancak Uzlaşma Kurulu oluşmasında çoğunluk Hükümette. Uzlaştırma Kurulu, Bakanlar Kurulunun yüksek yargı organı üyeleri arasından seçeceği bir üye, Çalışma Bakanının belirleyeceği 4 üye, sendikalar tarafından seçilecek 4 üye ve sendikalar tarafından belirlenecek 7 üye arasından Hükümetin belirleyeceği bir üyenin yanı sıra, Bakanlar Kurulunun akademisyenler arasından seçeceği bir üyeden oluşuyor.
KAMU emekçilerinin 2003’ten 2017’ye kadar enflasyon hesapları ve yetkili sendika oyunları nedeniyle yaşadığı kayıplar yüzde 60’ı geçti.
Bunun başlıca nedenlerinden biri ise çarpıtılmış enflasyon hesapları. Zira dar gelirlilerin harcamalarının yüzde 90’ının oluşturan gıda, kira ve ulaşım gibi temel kalemlerin enflasyon hesabındaki ağırlığı geçen sürede yüzde 27’den yüzde 21’e çekildi. Maaş artışlarının ağırlıklı olarak enflasyona dayalı yapılması da beraberinde kayıpları getirdi.
Bir diğer oyun ise memur maaşlarının zam oranlarının açıklanmasında çoğunlukta olan kamu emekçilerinin değil, en düşük ücretli kesimin baz alınması. En düşük ücretli memurları ise 15/1 kıdeminden hizmetli personel oluşturuyor. Ancak 3 milyon kamu emekçisi bulunurken, 15/1’dan hizmetli personelin sayısı ise 50 civarında. Özellikle seyyanen yapılan artışlarda sadece bu kesim ileri sürülerek zam oranı yüksek gösteriliyor.
Maaş artışlarında büyüme rakamları da hesaba katılmıyor. Büyümeden pay verilmemesi de kamu emekçilerinin ücretlerinde erime anlamına geliyor.
Memur-Sen üç alternatifli bir teklifte bulunmuştu. İlk teklifte, 2018 yılında yüzde 10+6, 2019 yılında ise yüzde 10+8 zam istemişti. İkinci teklifte, 2018 ve 2019 yıllarında taban aylığa 75 lira net zam ve her 6 ay yüzde 7 zam istemişti. Üçüncü teklif ise 2018’den itibaren ek ödeme oranlarına 15 puan ilave zam ve ilk yıl yüzde 6+6 zam ile, 2019 için yüzde 10+8 zam talebini içeriyor. Türkiye Kamu-Sen, 2018’de seyyanen net 150 lira, yüzde 10+10 artış ve bu artışların üzerine ekonomik büyüme ve refah paylarını içeren yüzde 3’lük zam ile 2019’da seyyanen net 150 lira ve yüzde 8+8’lik artış ile yüzde 3 ekonomik büyüme ve refah payı artışı teklifinde bulundu. KESK ise diğer konfederasyonlardan farklı olarak yüzdelik artış yerine en düşük kamu çalışanı maaşının kira, yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç 3 bin 450 liraya çıkarılmasını istemişti.
1 Ağustos’ta başlayan kamu emekçilerinin 2018-2019 yıllarını kapsayan 4. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde dün yapılan toplantı öncesi kamu emekçileri eylem yaptı. Eş Başkanları ihraç edildiği gerekçesiyle görüşmelere alınmayınca görüşmelerden çekildiğini açıklayan KESK’in çağrısıyla yapılan eylemde hükümetin dayatmalarına, sefalet zammına ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı birlik olma çağrısı yapıldı.
Sakarya Caddesi’nde KESK Eş Genel Başkanları Mehmet Bozgeyik ve Aysun Gezen’in katılımıyla yapılan eylemde konuşan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Devrim Kahraman, Memur-Sen’in toplusözleşme görüşmelerindeki tutumuna tepki gösterdi. Hak gasplarına, güvencesiz ve geleceksiz çalışma koşulları dayatılmasına, işten atmalara ve sefalet zammına karşın Memur-Sen’in bir şey yapmadığını ifade eden Kahraman, “Bu sendikanın tek derdi yandaşlarının tayin, terfi ve kendi istikbal ve kariyerlerini düşünmektir” dedi. Memur-Sen’in on binlerce üyesi KHK’lerle ihraç edildiğinde dahi tek satır açıklama yapmadığına dikkat çeken Kahraman, “Kayyım atanan belediyelerde çalışanlara ‘Memur Sen’e geçerseniz ihraç edilmezsiniz’ teklifini götürmeleri bu sendikanın zihniyeti ve sendikal anlayışını ortaya çıkarmaktadır. Anlaşılan Memur-Sen darbe ve OHAL’i ‘Allah’ın bir lütfu’ olarak görmektedir” diye konuştu.
Memur-Sen’den toplusözleşme sürecinde emekçilerden yana bir tutum beklemediklerini ifade eden Kahraman, iktidara göbekten bağlı bir sendikanın emekçileri temsil etmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Herkesi KESK’te örgütlenmeye çağıran Kahraman, OHAL’in kaldırılmasını, KHK’lerin iptal edilmesini, demokratik rejime geçilmesini ve insanca yaşayacak ücret ve güvenceli iş imkanının sağlanmasını istedi.
Eylemde konuşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, mevzuattaki toplusözleşme düzeninin bir orta oyundan öteye gitmeyerek emekçiler için sefalet ve yoksulluk sınırının altında ücret dayatmasının ortaya çıkacağını söyledi.
Bozgeyik, masada bulunan sendikaların hükümetin vereceği sefalet zammı sonrası cevaplarını merakla beklediklerini belirterek, “KESK olarak TİS sürecinden bir beklentimizin olmadığını bir kez daha belirtiyoruz. OHAL kalkmadıkça, ihraç edilen kamu emekçileri işlerine iade edilmedikçe asla kabul etmeyeceğiz” dedi. Diğer konfederasyon ve üyelerine çağrıda bulunan Bozgeyik, baskıcı ve otoriter politikalara karşı yan yana durmaya ve bu politikaları teşhir ederek birlikte mücadele yürütmeye çağırdı.
TİS görüşmesinin olduğu günün AKP’nin 15. kuruluş yıldönümü olduğunu hatırlatan Bozgeyik, “Bugün Harikalar Diyarında kendileri için yarattıkları cennet, geride kalan 80 milyon için yarattıkları cehennemi kutlayacaklar” dedi. AKP’nin 15 yıl boyunca özellikle eğitim ve sağlık alanını cemaat ve tarikatlara bıraktığını, kadın emekçilere “ya mezar ya ev” dediğini kaydeden Bozgeyik, kamu eliyle işleyen kurumların varlık fonuyla peşkeş çekildiğini ve toplumsal yaşamda laiklik karşıtı politikaların ve antidemokratik uygulamaların artarak devam ettiğini söyledi. KESK üyeleri eylemin ardından bir süre oturma eylemi yaptı.(Ankara/EVRENSEL)