Kamudan ihraçlar geçtiğimiz Cuma günü İnsan Hakları Derneği İstanbul şubesinde bir araya gelerek bir platform kurma kararı aldılar.
NECDET ÖZSAYGIN
İSTANBUL-15 Temmuz darbe girişimi sonrası kamudan ihraç edilen KESK üyesi kamu çalışanları İstanbul’da üç merkezde Bakırköy,Kadıköy ve Kartal ilçelerinde haftanın dört günü ve günde üç saat oturma eylemleri yapmış, bu eylemlerin 72 haftasında 24 Haziran seçimleri bahane gösterilerek yasaklanmıştı.
Seçim sonrası KESK İstanbul Şubeler Platformu aldığı bir kararla bu eylem tarzını haftada bir gün basın açıklaması şeklinde yapacağını açıkladığından bu oturma eylemlerine yasak getirildi. Kamudan ihraçlar geçtiğimiz Cuma günü İnsan Hakları Derneği İstanbul şubesinde bir araya gelerek bir platform kurma kararı aldılar. Bu platformu daha da büyüterek ileride daha geniş bir katılımlı toplantı düzenleyeceklerini kamuoyu ile paylaştılar.
Kuruluş bildirgesinde şu görüşlere yer verdiler;
15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sonrasında 3 ay dolmadan kaldırılacağı söylenen
OHAL 7 defa uzatılarak 2 yıl boyunca sürdürüldü. OHAL süresince 37 kez Kanun Hükmünde Kararname çıkarıldı, 450.000 kişi hakkında işlem yapıldı, 120.000'in üzerinde gözaltı ve tutuklama yaşandı, 200.000'e yakın kamu görevlisi kamudan ihraç edildi, 150'den fazla yayınevi, gazete, dergi, radyo vb. ve 1.500'e yakın dernek kapatıldı. Yüzbinlerce kamu emekçisi bu dönemle birlikte ‘ güvenlik soruşturmaları’ gerekçe gösterilerek kamu görevine başlatılmadı. Yaşanılan sürecin ağırlığına dayanamayan binlerce ihraç çok ciddi hastalıklara kapıldı, kimileri bu hastalıklar sonucunda ya da canına kıyarak yaşamını yitirdi. İnsanlar çevreleri, aileleriyle birlikte açlığa ,yoksulluğa, ölüme mahkum edildiler.
OHAL'in amacını ve kapsamını aşan KHK'lar ile "masumiyet karinesi", "suç ve cezanın şahsiliği", "mahkemeye başvuru hakkı" gibi anayasal güvence altındaki temel haklar dahi yok sayıldı. Darbe girişiminden bu yana neredeyse 3 yıl geçmesine rağmen halen antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalar devam etmekte olup ihraçlarla ilgili yaşanan olumsuz süreç devam etmektedir.
OHAL sonrasında da KHK'lar olanca ağırlığıyla fiilen devam etmektedir. Bu denli büyük bir bilançonun altından kalkamayacağını gören AİHM, tarafına gönderilen dosyalara bakmayı reddederek, hükümet eliyle oldu bittiye getirilerek kurulan OHAL Komisyonu'nu adres gösterdi. Ancak OHAL Komisyonu tarafından şu ana kadar görülen dosyaların %94'ü reddedildi.
Yaşanan bu hukuksuz atmosferde ekonomik, sosyal-kültürel, psikolojik ve daha birçok açıdan kırım yaşamakta olan biz ihraçlar bir araya gelme ihtiyacı ve gerekliliği duymaktayız. Yaşanan her kırım bizler için bir mücadele ve dayanışma alanına dönüşmüştür. Bu mücadele ve dayanışma alanlarını bir çatı altında birleştirmek, varolan bu ağı büyütüp güçlendirecektir. Bu nedenle İstanbul özelinde bir araya gelme gerekliliği, İstanbul KHK Platformu'nun kurulmasının temelini oluşturmaktadır
Amaç, İlimizdeki bütün ihraçların ve KHK mağdurlarının bir platform çatısı altında bir araya gelmesini sağlamak ve bu konuda ortak tutum geliştirmek ve demokratik mücadele yoluyla sesimizi yükseltmektir.
OHAL ve idari komisyonlarının hukuksuz ve keyfi uygulamalarını gözler önüne sermek ve bertaraf etmektir.
İhraçlarla ilgili yaşanan mağduriyetlere karşı toplumsal hassasiyetin oluşmasını sağlamaktır.
Demokratik çerçevede toplumsal mücadele yoluyla anti demokratik uygulamaların son bulması ve demokrasiye geçiş sürecinin hızlandırılmasını sağlamaktır.
İhraç edilen kamu görevlileriyle ilgili tüm hukuki işlemler, OHAL komisyonuyla değil mevcut hukuk sistemi içinde yer alan mahkemeler tarafından yürütülmelidir.
Bizler ihraç edilişimizi hukuksuz ve siyasi olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle OHAL inceleme komisyonu lağvedilmeli ve hukuksal süreç başlatılmalıdır.
OHAL komisyonunun görev süresinin Cumhurbaşkanı kararıyla 1 yıl uzatılması, özellikle 15 Temmuz 2016 sonrası yaşananların, idarenin keyfi kararlarıyla hukukun nasıl katledildiği, temel sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasınınbile suç kapsamında değerlendirilerek doğrudan cezalandırma yöntemlerinin hayata geçirildiğinin göstergesidir.
Hukuki niteliği tartışmalı olan OHAL Komisyonunun Türkiye Cumhuriyetinin anayasal kurumları olan mahkemeleri yok sayarak onların yerine karar vermesi açık bir anayasa ihlalidir ve suçtur.
Bubasın açıklaması yoluyla İstanbul KHK Platformu’nun kuruluşunu ve ülkemizde demokrasi ve hukuk işlevsel hale gelinceye kadar platform olarak fiili meşru mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna deklare ediyoruz. Yürüteceğimiz bu mücadelede sivil toplum kuruluşlarını, siyasi partileri, bütün demokrasi güçlerini herkesi bize destek ve dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.
KHK’lar Gidecek Biz Kalacağız.