Kanal İstanbul Projesi'nin yeniden askıya çıkarılan imar planlarına itiraz etmek için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde buluşan Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, itiraz dilekçelerini teslim etti.
Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu'nun çağrısıyla Ataşehir'de bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne Kanal İstanbul Projesi'ne karşı itiraz dilekçesi teslim edildi.
Müdürlük önünde, "Kanala itirazımız var" yazılı pankart ve projeye itirazların yer aldığı pankartlarla açıklama yapıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca onaylanarak yeniden askıya çıkarılan 1/100.000, 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli imar planlarına itiraz etmek için bir araya geldiklerini kaydeden Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, bakanlığın konuyu oldu bittiye getirdiğini kaydetti.
Açıklamada, Kanal İstanbul Projesinin asıl amacı şöyle sıralandı:
• "Bir ulaşım projesi değildir. Bölgede yaşayan halkın yaşam koşullarını iyileştirmek yerine köyleri, sermayeye açacak şekilde imar izinleri verdiğinizi biliyoruz ki bu bir yapılaşma, rant projesidir.
• Bu proje, 'kentsel dönüşüm' adı altında milyonları evlerinden, yerlerinden edecek, iş yerlerini dahil yok edecek; lüks siteler, AVM'lerle dolu 'Yenişehir'e dönüştürecektir.
• Dünyanın pek az kentinde olan ama İstanbul'da bir arada olan doğal varlıklar, dünyanın yedi lagününden biri, göller, endemik çeşitliliği ile ünlü̈ Kuzey ormanları, tarım alanları, yaban hayatı, göç sırasında konaklayan kuşlar, denizler, hepsi bu projeyle yok edilmeye çalışılmaktadır."
'KANAL'A DEĞİL; DEPREME, SAĞLIĞA BÜTÇE AYIRIN'
Açıklama şöyle devam etti: "Salgın hızını almış yürürken, Kanal da Kanal diyenlere sesleniyoruz; bilim insanları İstanbul'da 1 milyon konutun güvenli olmadığını, 100 bini aşkın konutun ise olası depremde yıkılabileceğini öngörüyor. İnsanlar deprem olduğu için değil, kötü yapılaşmadan dolayı can verirken, evsiz kalırken, bir avuç zengine kar sağlayacak Kanal Projesi'ne değil depreme bütçe ayrılmalıdır. Pandemi başından beri toplam vaka sayısında dünya yedincisiyiz. Nüfusa göre günlük vaka sayılarında ise dünyada birinci sıradayız, Türkiye'nin hala toplam nüfusunun yüzde 13'nün aşılandığı da biliniyor. Yine ve yeniden tekrar ediyoruz. Hal böyleyken Kanal Projesi'ne değil salgınla mücadeleye bütçe ayrılmalıdır. Biliyoruz ki bu planlar, son 20 yıldır türlü hukuki ve idari kılıflarla sermayeyi büyüten, doğayı, yaşam alanlarımızı yok eden, her bir tuğlasında güvencesiz işçinin kanını akıtan iktidar ve yandaşlarının zulmüne harç ettiği katliam projelerinden farklı değil. Biz bu aceleyi de bu kandırmacayı da iyi biliyoruz. Var gücümüzle bu kıyımın karşısında durmaya, Kuzey Köyleriyle, dostlarımızla, canlarımızla, İstanbullularla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Talana, kıyıma, katliama geçit vermeyeceğiz. Bütün yurttaşlarımızı yaşamı, doğayı, çocuklarımızı savunmaya davet ediyoruz. Katılın durduralım İstanbul'u birlikte kurtaralım."
Açıklama sonrasında, itiraz dilekçeleri teslim edildi.