Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç'in haberine göre, Resmi Gazete’de 24 Mart 2014 tarihinde yayınlanan Sağlık Uygulama tebliğinde, bir ilacın ruhsatlı endikasyonları ve prospektüs dozu dışında kullanımının ancak Sağlık Bakanlığınca verilen endikasyon dışı ilaç kullanım onayı ile mümkün olduğu belirtiliyor ve bu konuda Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan “Endikasyon Dışı İlaç Kullanımı Kılavuzu”nda belirtilen esaslara da uyulması şartı getiriliyor. Kılavuzda tanımlanmamış durumlar için de Sağlık Bakanlığı endikasyon dışı ilaç kullanımı onayı aranıyor. Ancak SGK 3 Mart günü itibariyle Sağlık Bakanlığı’nın izin verdiği endikasyon dışı ilaç kullanımındaki bazı ilaçları ödeme kapsamına almak için şartlar öne sürdü.
SİGARA İÇMEME ŞARTI
Konuyla ilgili Hürriyet’e bilgi veren Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, SGK’nın bazı hastalıklarda getirdiği geri ödeme şartlarının vatandaş sağlığını kötü etkilediğini belirterek, “Örneğin 3 Şubat günü akciğer kanseri olan bir hastanın ilacını ödemek için sigara içmemiş olma şartı getirildi. Bu durum kabul edilebilir değil” dedi. Saydan şunları söyledi: “Hayati önemi haiz bir grup ilaç prospektüsünde belirlenen endikasyonlar dışında başka hastalıklarda da faydalı olabiliyor. Bu ilaçların SGK tarafından parasının ödenebilmesi Sağlık Bakanlığı’nın vereceği özel izinlere bağlı. Bu güne kadar bu uygulama adı geçen iki kurumun organize çalışmaları ile başarıyla sürdürülebilirken, SGK bu uygulamada kuralları zorlaştırıp, Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği izin belgelerini kabul etmeyerek hastaları adeta kendi haline bıraktı.
MS HASTALARI DA ZORDA
Hastaların hayatlarını tehdit eden bu uygulama SGK ve Sağlık Bakanlığı tarafından derhal düzeltilmeli. Akciğer kanseri, MS, Lösemi gibi bir çok hastalıkla mücadele eden hasta bu uygulamayla hayati riskle karşı karşıya kalma tehlikesinde kalıyor. Akciğer kanserinde kullanılan Erlotinib etken maddeli ilaç için SGK, vatandaşın ‘hiç sigara kullanmamış’ olmasını şart koşması ve daha önce sigara kullanmış olan kişilerin tedavisi için bu ilacın parasını ödememesi, Multipl skleroz (MS) hastalarında kullanılan Fingolimod etken maddeli ilacın ödenmesi için başka bir ilacın bir yıl süreyle kullanılmasını şart koşması, Azasitidin etken maddeli ilacın kronik miyelomonositer lösemi (KMML) ve akut miyeloid lösemi (AML) tedavisinde başarılı olsa bile 6 kürden fazla ödenmemesi, krizotinib etken maddesi içeren küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisinde kullanılan bir ilacın en az bir seri kemoterapi kullanmamış hastalara doktor gerekli görse bile ödenmemesi dikkat çekici birkaç örnek. Yani SGK daha önce sigara içti diye bir hastayı akciğer kanseri tedavisine uygun görmediği gibi, MS hastalığı olan bir hastanın başka bir ilaçla bir yıl zaman kaybetmesini şart koşarak adeta hastanın daha ağır ve gecikmiş bir MS hastalığıyla karşı karşıya kalmasını göze alabiliyor. “
SGK’nın konuya sadece finans ve maliyet gözüyle bakarak müdahele etmemesi gerektiğini kaydeden Nurettin Saydan, “Bilimsel olarak ‘hastalık yoktur, hasta vardır ve tıp hastalığı değil, hastayı tedavi etmeye çalışır.’ Yani her hastalık, her hastada aynı belirtileri göstermeyebilir, bu nedenle de her hasta için farklı ilaç, farklı yöntem ve farklı tedavi süresi söz konusudur. Tıp bilimi bu sebeple her hastaya ayrı yaklaşım sağlayarak tedavi eden bir bilim dalıdır. Bu konuda karar verecek tek yetkili hastanın hekimidir. Hekim her hasta için uygun bir tedavi protokolü hazırlar ve uygular. Buna müdahale etmek hastanın hayatıyla oynamak demektir. Özellikle hastanın tedavisi için yapılan harcamaları israf olarak görmek ve tasarruf etmek için ödeme zorlukları çıkarmak insanların hayatını tehlikeye atacak bir yaklaşım olup tasvip edilmesi düşünülemez” diye konuştu.
TTB'DEN TEPKİ
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Beyazıt İlhan, uygulamanın mantık dışı olduğunu belirterek, “Peki soruyorum, kişinin sigara içtiğini nereden anlayacaklarmış? Bu doktor ve hasta arasındaki güven ilişkisinde ortaya çıkar. Bir de doktor hastanın geçmişine ‘sigara içiyor’ diye yazarsa. Bu da demek oluyor ki SGK kişisel sağlık verilerini hastaların ilaçlarını ödeyip ödememe noktasında kullanmaya niyetli. Eğer bu yapılırsa SGK da Sağlık Bakanlığı da suç işlemiş sayılır” dedi.
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Özden Şener ise, konuyla ilgili olarak Hürriyet’e şunları söyledi: “SGK bir zorluk yaşıyor. Çünkü Türkiye’de ilaca harcanan para da giderek artıyor. 2015 rakamına göre 2 milyon kutunun üzerinde ilaç kullanıldı. Hastanelere başvuru sayıları da artıyor, tetkik sayıları artıyor. SGK’nın yükü giderek fazlalaşıyor. Kurum harcamalardan mümkün olduğunca kendini çekip, yükü yurttaşlara devretmeye çalışıyor. Bugün sigara içmeseydin ilaç paranı öderdim diyen yarın ‘kilolu olmasaydın kolestrol ilacını öderdim, spor yapsaydın kalp ilacını öderdim. Griplinin yanında durmayıp yeterli önlem alsaydın grip ilacını öderdim’ de diyebilir. İnsanlara sigara içmeyin der öneride bulunuruz, devlet olarak gerekli önlemleri de alırız ama ‘içmeseydin ilaç paranı öderdim’ diyemezsiniz. Bunu söylemek ahlaki olmaz. Herkes primlerini ödüyor. Sigara kullanan vatandaşa a bu seneye kadar bakmış, bu sene vazgeçiyor olması ilginç.”