Koronavirüs (Kovid-19) salgının sıçradığı Silivri Cezaevi’nde, 22 Mayıs’ta bir tutuklu yaşamını yitirdi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, cezaevinde 8 Mayıs’ta 44 tutukluya koronavirüs teşhisi konulduğunu, sonrasında ise Silivri 7 Nolu L Tipi Cezaevi’nde 47, Silivri 8 Nolu L Tipi Cezaevi’nde 35 olmak üzere, Kovid-19 vaka sayısının 82 olduğunu açıkladı. Savcılık 72 tutuklunun doktor kontrolünde, 10 kişinin ise sağlık kurumlarında tedavisinin sürdürüldüğü duyurdu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Nuray Çevirmen, şimdiye kadar Silivri Cezaevi’nden aileler aracılığıyla 40 başvuru yapıldığını belirterek, bu başvuruların ağırlıklı olarak Silivri 7 Nolu ve 8 Nolu L Tipi Kapalı cezaevlerinden yapıldığını söyledi. Silivri 5 Nolu ve 6 Nolu Cezaevi’nde de vakalar olduğuna dair iddiaların olduğunu aktaran Çevirmen, ancak henüz kendilerine bu konuda başvuru yapılmadığını aktardı.
SİLİVRİ’DE İDARE YOK
Silivri Cezaevi’nde tutukluların ailelerine aktardıkları üzerinden bilgilere ulaşabildiklerini ifade eden Çevirmen, “Bir kısım aileler yakınlarıyla telefondan konuşabiliyor, bir kısmı ulaşamıyor. Silivri’de idare üzerinden ulaşmaya çalışıyorlar, ancak anladığımız kadarıyla orada bir idare de yok. Sadece infaz koruma memurları var. Onlarında enfekte olma sorunu olduğu için mahpuslarla iletişimi sıfırlanmış durumda. Birçok tutuklu telefon üzerinden ailelerine testlerinin pozitif çıktıkları bilgisini veriyor ya da aileler e-nabız sisteminde yakınlarının Kovid-19 olduklarını öğreniyor” dedi.
39 KİŞİLİK KOĞUŞA 10 KİŞİLİK YEMEK
Karantina koğuşlarında da tutukluların birçok sorunla karşılaştığına değinen Çevirmen, aileler aracılığıyla yapılan başvurularla haberdar oldukları sorunları şöyle sıraladı: “Temiz suya erişim ile ilgili problemler var. Çok sık suların kesildiğini, hijyen malzemelerine ulaşılamadığı, ücretli verilen hijyen malzemelerine de kantine ulaşım olmadığından kaynaklı alamıyorlar. Karantina koğuşlarının kirli olduğu, tutukluların ellerindeki şartlarla temizlemeye çalıştıklarını, ancak malzemelerin yetmediği ve temin edilmesinde zorlandığı belirtiliyor. Gerekli olan besinlere ulaşımda da zorlanıyorlar. Kişi başı bir bardağa denk gelecek çorba ve içerisinde çok az bakliyat bulunuyor. Hesaplandığında her kişiye 2-3 kaşık pilav verildiği, 39 kişilik koğuşa 10 kişilik yemek verildiği belirtiliyor. Ekstra beslenme malzemesine de kantine ulaşamadıkları için alamıyorlar. Bağışıklık sistemleri de zayıflamış durumda.”
KRONİK HASTALIKLAR
Karantina koğuşlarında 60 yaşında ve kronik hastalıkları olanların da olduğunu dile getiren Çevirmen, ailelerin, yakınlarının yaşamlarından endişe duyduğunu dile getirdi. Kendilerine yapılan başvuruların bir kısmında tutukluların kronik hastalığına dair bilgilerde olduğunu söyleyen Çevirmen, cezaevinde uygulanan pratiklerin salgının yayılmasında etkili olduğunun altını çizdi. Çevirmen, “8 kişi koronavirüs testi yapılması için ısrar ediyor ve yapıldığında 6 kişi pozitif çıkıyor. Tutuklular ısrar etmese yapılmayacak. Bunun yanı sıra pozitif vaka olarak düşünülenler karantina koğuşuna alınıyor, sonrasında testi negatif çıkanlar, tekrar eski koğuşlarına geri dönüyor. Bu kişilerin Kovid-19 testi pozitif çıkanlarla aynı yerde tutuldukları düşünülmeden, direk koğuşuna geri gönderiliyorlar. Salgının hızlı bir şekilde yayılmasına imkan yaratılmış durumda” diye belirtti.
Karantina koğuşlarında sadece belli aralıklarla ateş ölçümü yapıldığını söyleyen Çevirmen, teşhis konulan tüm tutukluların tedavilerinin hastanede yapılması gerektiğini belirtti. Acil bir durumda tutuklulara cezaevinde müdahalenin yeterli olmayacağını ifade eden Çevirmen, “Tutuklular cezaevinde tamamen terk edilmiş, tecrit edilmiş durumdalar. Ani bir durumda acil müdahale nasıl yapılacak?” diye sordu.
RİSK DEVAM EDİYOR
Çevirmen, kendilerine yapılan başvurular sonrasında Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Meclis İnsan Hakları Komisyonu ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuruda bulunduklarını anlattı. Silivri Cezaevi’nde yaşanan sorunlardan her kesin haberdar olduğuna vurgu yapan Çevirmen, “Ne hikmetse gerekli önlem ve tedbirler alınmıyor. Şuan sadece cezaevlerinden mahpusların ailelerine ilettiği bilgiler doğrultusunda haber alabiliyoruz. Bu kadar vaka varken, bilgiler güncel değil. Adalet Bakanlığı tarafından güncel rakama, tedavilerin yapılıp yapılmadığına, yoğun bakımda hasta olup olmadığına dair bir bilgi paylaşılmıyor. O nedenle cezaevlerinde yaşananlardan kaygılıyız. Savcılık, bakanlık harekete geçmelidir. Bu kadar vakanın olduğu bir yerde sadece tutuklular değil, infaz koruma memurları, çalışanları ve aileleri de risk altındadır. Risk devam ediyor, risk devam ettiği sürece yaşamsal sorunlar devam edecek. Tedbirler alınmalıdır” çağrısında bulundu.
MA / Berivan Altan