Batman, İzmir ve Diyarbakır'da gözaltında kaybedilenlerin akıbetleri soruldu, bir kez daha faillerin yargılanması istendi.
Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları Batman, İzmir ve Diyarbakır'da açıklama yaptı.
BATMAN
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının olduğu pankartla açıklama yaptı. Bu hafta, 14 Nisan 1995 tarihinde Diyarbakır ili Silvan ilçesi Eşme köyünde kaybedilen Ali İhsan Dağlı'nın akıbetinin sorulduğu eylemde, "Ali İhsan Dağlı 14 Nisan 1995 tarihinde Diyarbakır'ın Silvan ilçesi Eşme köyünde gözaltına alındı. Dağlı gözaltına alınırken ve gözaltındayken görenler tanıklık yaptı. Hatta gözaltındayken çekilen fotoğrafları gazetelerde yayınlandı ama İnsan Hakları Derneği ve ailesinin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Devletin ‘biz almadık, bizde yok' cevabı hiç değişmedi. İç yargı yolları tükenince ailesi olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı" denildi.
Açıklama şöyle devam etti: "AİHM Mayıs 2007'de oy birliği ile Türkiye'yi mahkum ettiği kararında, yaralı ele geçen Dağlı'nın askeri araca bildirildikten sonra gözlerinin bağlandığı, kendisine askeri doktor tarafından tıbbi müdahale yapılarak İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğü, operasyonda görev yapan Piyade Er B.G.'nin, Dağlı'nın gizlice fotoğraflarını çektiği ve bu fotoğrafların merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Merkezi'ne gönderildiği belirtildi. Ayrıca kararda Dağlı'nın gözaltında kaybolduğu operasyonu dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı'nın yönettiği de belirtildi. B.G bu operasyona Yarbay Sabri Doğan ile yardımcısı Binbaşı Osman Yalıkaya komutasındaki Kara Kuvvetleri İç Güvenlik Piyade Alayı 2. ve 8. Kara ve Bağdere Jandarma Karakolu'ndan düzenli Jandarma birliklerinin katıldığını da aktardı. Bugüne kadar bilinen faillere ulaşma ve yargılanmalarını sağlama konusunda devlet hiçbir şey yapmadı. Tüm kayıp vakalarında olduğu gibi Ali İhsan Dağlı'yı kaybedenler de korundu. Bizler her hafta alanlardan yetkililere sesleniyoruz. Kayıplarımızın akıbetini sorgularken, onlara dair bir izi bulunmadan, hakikatler ortaya çıkarılmadan ve adalet sağlanmadan bu mücadeleden asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz."
İZMİR
İzmir'de de Konak eski Sümerbank önünde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının yer aldığı "Kayıplar vicdanındır sahip çık", "Kayıplar belli failler nerede" yazılı pankartlar açıldı. Bu hafta kaybedilen Ermenilerin anıldığı eylemin metnini İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin okudu.
İncin, "Bu toprağın hakikatlerinin unutturulmasına itirazımız bu yüzdendir. Resmi yalanlara boyun eğmeyerek, hakikati yaşatma çabamız bu yüzdendir. Biliyoruz ki adalet ve hakikat iç içedir. Hakikatin açığa çıkartılması ve kabul edilmesiyle adalet başlar. Bu nedenle inkâr edilen gerçeklerin tanınması, bu gerçeklerle yüzleşilmesi talebi barış ve demokrasi mücadelesinin önemli bir parçası olmak zorundadır. 24 Nisan'dan 107 yıl sonra devleti yönetenlere sesleniyoruz; İnkâr en kapsamlı insan hakları ihlalidir. İnkâr suçun devamıdır. Bu topraklarda işlenen bütün insanlık suçlarını kabul edin! İnkara son verin!"
DİYARBAKIR
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle 688'inci kez Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.
İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, Türkiye'de ağır insan haklarının yaşandığına vurgu yaptı. Türkiye'de 90'lı yıllarda ciddi hak ihlallerinin yaşandığını belirten Zeytun, "Yaşanan hak ihlalleri sadece geçmişe ait değildir. Geçmişte yaşananlarla yüzleşmek, devletin insanlığa karşı işlemiş suçların hesabını da vermesi gerekiyor. Toplumsal birlikteliğe ilişkin bir hukuki meseledir. Geçmiş ile ilgili yüzleşme ve hesaplaşma aynı zamanda toplumsal adalet ve barıştır. Ancak devletin o politikayı uygulamadığı gibi geçmişte yaşanan bu ağır insan haklarına ilişkin de etkili bir yargılama yapmadı. Failleri tespit edip, yargılamadı" dedi.
Hapishanelerden gelen ölüm haberleri, Batman'da işkence uygulanan köylünün tutuklanması, hastanelerdeki işkence boyutunun da önü alınamaz bir hal aldığını ifade eden Zeytun şunları söyledi: "Bu ihlallerinin sebebi hukuk üstünlüğünden uzaklaşmamış tarafsız ve yargısız makam olan yargı, iktidarın bir organa haline getirilmesinden kaynaklanıyor. Ağır ihlaller karşısında savcı etkin soruşturma yapmak yerine geçmişteki olaylarda olduğu gibi kamu görevlilerini koruyor. Böylesi bir yargı makamından hukuka uygun bir yargılama beklemiyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak, hukukun yerini bulması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Hak savunucuları, kayıp yakınları mücadele devam ediyor."