Kadıköy Demokrasi Meclisi Kadıköy Süreya Operası önünde, Kaz Dağları’nda altın arama faaliyetleri için binlerce ağacın kesilmesini,doğa katliamını protesto amacıyla bir basın açıklaması düzenledi.
HABER: NECDET ÖZSAYGIN / FOTOĞRAF: NURGÜL PAÇARO
İSTANBUL-Kadıköy Demokrasi Meclisi Kadıköy Süreya Operası önünde, Kaz Dağları’nda altın arama faaliyetleri için binlerce ağacın kesilmesini,doğa katliamını protesto amacıyla bir basın açıklaması düzenledi. KDM, Kazdağları, Hasankeyf,Salda, Fatsa, Munzur, Eskişehir için geç değil”dedi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi;
Gezi isyanının ruhu her direniş odağında,her muhalefet hareketinde doğanın ve yaşamın tahrip edilmesine itiraz eden her başkaldırıda yaşamaya devam ediyor.
Şimdi Çanakkale Kaz dağlarında, Kirazlı’da doğanın talan edilerek yüz binlerce ağacın kesilmesi bütün insanlığın ortak varlığı olan suların siyanürle kirletilmesi ve ekosistem içinde ki bitki ve hayvan varlığının yok edilmesine karşı sesimizi yükseltme zamanı.Ama bunu yaparken,Salda gölünün ve Hasankeyf’in başına gelenleri unutmadan daha dün Kuzey ormanlarının başına gelenleri unutmadan ve geriye milyarlarca tonluk siyanürlü çamurlar ve arsenikli sular bırakan daha önceki maden arama sahalarını unutmadan mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmek gerekiyor.Bergama’da ve Cerattepe’de süren mücadele bize gösterdi mücadele sürdürülmezse başarı elde edilemez.
Ruhsat alır almaz kendi güdümünde çevre dernekleri kurmaktan,bölgeyi kalkındırma ve yeni iş imkanları yaratma propagandasına kadar türlü dalaverelerle maden şirketleri yöre halkını birbirine kırdırarak işletme sahalarını insansızlaştırarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar.Bu durum toplumsal barışı tehdit ediyor ve köylülere açlıktan veya siyanürden ölmek tercihi dayatıyor. Türkiye’de önceki iktidarlar döneminde olduğu gibi şimdi de ‘’yerli’’ve milli yalanının doğaya hükmetme hamleleri olduğunu Tortum’dan Fatsa’ya, Gerze’ye,Sinop’a,Eskişehir’e kadar yayılan direnişlerden görüyoruz.
Bu direnişin en ön saflarını kadınlar tutuyor. Doğa düşmanlarının kışkırtmaları Kaz dağlarının Hasankeyf’le kardeşliğini engellemiyor.
Kanada’dan Güney Afrika’ya Yunanistan’a kadar altın madenciliğine karşı gezegenin kurtuluşu için enternasyonalist dayanışma ağları dünyanın hemen her yerinde örülüyor.
Dün Kadıköy Demokrasi Meclisi olarak Kaz dağlarındaydık.Kaz dağları Kirazlı köyü Balaban mevkiin de çadırlar kurarak Vicdan ve Su nöbeti tutan arkadaşlarımızın dostlarımızın ziyaretine gittik.Önümüzde ki günlerde de Kaz dağlarına gitmeye direnişe ortak olmaya devam edeceğiz.
Dün Kaz dağlarında maden sahasında konuşan İbrahim öğretmen direnişin özetiydi adeta.Ne diyordu İbrahim öğretmen;Bu gördüğünüz cehennem çukurunun bir arkasında ayrı bir cehennem çukuru daha vardır.Bu projenin tamamı 36 bin dönümdür.Gördüğünüz cehennem olacak cehennemin sadece onda biridir.Dağ bu iki tane dağ Kirazalan köyüne kadar patlatılacak.Ama biz izin verirsek.İzin vermeyeceğiz.
Başta Kaz dağları,Hasankeyf,Salda,Fatsa,Munzur,Eskişehir olmak üzere ekolojik kıyım ve katliamlara izin vermeyeceğiz.Ekoloji mücadelesinin Demokrasi mücadelesinin kopmaz bir parçası olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkartmadan nasıl ki 23 Haziran seçimlerinde tüm demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle başta İstanbul,Ankara olmak üzere kentlerimizi talancıların ve yağmacıların elinden kurtarmak için bir adım attıysak bu günde ortak ve birleşik mücadeleyle kentlerimizin,dağlarımızın,ovalarımızın,derelerimizin katliamına izin vermeyeceğiz.Kazdağları,Hasankeyf,Salda,Fatsa,Munzur,Eskişehir için geç değil.
Birleşe,Birleşe Direneceğiz.Birleşe,birleşe kazanacağız.