Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) kurucu başkanı ve Türkiye Maden İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 41. ölüm yıldönümünde (22 Temmuz 1980) anılıyor.
DİSK, 27 Temmuz’da Kemal Türker’in Topkapı Mezarlığı’ndaki kabri başında bir anma programı gerçekleştirileceğini açıklarken birçok sendika ve siyasi partiden Kemal Türkler mesajı geldi.
HDP Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse Türkler’in katledilişiyle ilgili cezasızlığına çeken bir açıklama yaptı.
Yeşil Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, CHP’nin kadın ve gençlik kolları ile Umut-Sen, Nakliyat İş, Birleşik Kamu İş, Eğitim İş gibi sendikalar da Türkleri andı.
Gamze Akkuş İlgezdi, Aylin Nazlıaka, Sevda Erdan Kılıç, Sezai Temelli, Kani Beko, Emine Gülizar Emecan, Mahmut Tanal, Engin Özkoç gibi siyasi isimler de birer anma mesajı yayınladı.
"Mücadeleyi büyütme sözümüzü yineliyoruz"
HDP’den Şaziye Köse faillerin cezasızlığına dikkat çektiği açıklamada şunları söyledi.
"Ülkeyi yönetenler ve dayandıkları karanlık odaklar, 1980’de Kemal Türkler’in katledilmesinin bugün de Deniz Poyraz’ın katledilmesinin zeminini hazırlayarak esasında Türkiye halklarına karşı nefret siyasetini yaşatmayı sürdürdüklerini ve bundan nemalandıklarını gösterdiler.
"Bugün Türkiye’nin her bir köşesinde hakları için mücadele eden emekçiler, Kemal Türkler ve yoldaşlarının mücadele mirasının devamcısıdır. Bu toprakları ve alın terini sömürmek isteyen zalimler ve zulüm sürdükçe, direniş her daim var olacak ve HDP bu direnişin merkezinde yer almaya devam edecektir.
"Kemal Türkler’in mücadelemizde yaşamaya devam eden mirasını daha fazla büyüterek, Kemal Türkler ve arkadaşlarının amaçladığı bir ülkeyi hep birlikte kuracağız. Türkler’i bir kez daha sevgi, saygı ve minnetle anıyor, mücadeleyi büyütme sözümüzü yineliyoruz."
Kemal Türkler hakkında
1926'de Denizli’de doğdu. 1947’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Bir yandan öğrenimini sürdürürken, bir yandan da Emayetaş fabrikasında çalışmaya başladı. Emayetaş fabrikasında çalışırken 1948'de Maden-İş'e üye oldu. Yüksek öğrenimini yarıda bırakarak yedeksubay olarak askere alındı. Askerlik dönüşü tekrar Emayetaş'ta çalışmaya başladı.
1953'te Maden-İş'in Bakırköy Şube Yönetim Kurulu'na seçildi. 1954'te de Genel Kurul'da Genel Yürütme Kuruluna'na seçilerek, Genel Sekreterlik görevini üstlendi. Aynı yıl içinde yapılan Genel Kurul'da Genel Başkanlığa getirildi. 26 yıl aralıksız sürdürdüğü Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanlığı döneminde, sendikasının Türkiye çapında örgütlenmesine bizzat katılarak öncülük etti.
13 Şubat 1961’de Rıza Kuas, Kemal Nebioğlu, İbrahim Güzelce ve Avni Erakalın gibi arkadaşlarıyla birlikte Türkiye İşçi Partisi'ni (TİP) kurdu ve genel sekreterliğini yaptı. TİP’in 1971’de Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmasına kadar parti içinde aktif olarak çalıştı.
1961 Anayasası’nda yer alan grev hakkının gerçekleşmesi için, Türkiye İşçi Sendikaları Konfedarasyonu (Türk-İş) içinde birçok sendikacıyla birlikte mücadele verdi. 1963’teki Maden-İş Sendikası’nın Kavel’de başlatmış olduğu direnişin yürütülmesinde de aktif rol aldığı. Bir yıl sonra Singer Fabrikası’nda başlatılan grev nedeniyle de Türk-İş Genel Başkanı Seyfi Demirsoy’la birlikte kısa bir süre tutuklandı.
Aynı yıl 26 Ocak’ta yapılan sendika yönetim kurulunda Türk-İş’e karşı muhalefet kararı alan Maden-İş'in Lastik-İş, Basın-İş ve Gıda-İş'le birlikte Sendikalar Arası Dayanışma Örgütü (SADA) içinde yer almasını sağladı. Paşabahçe grevi nedeniyle Türk-İş’ten geçici olarak ihraç edildi. DAha sonra da Türk-İş’ten ayrılarak 13 Şubat 1967’de DİSK’i kurdu.
1977’de yapılan 6. Genel Kurul’a kadar DİSK’in genel başkanlığını yaptı. DİSK Türkler’in öncülüğünde 15-16 Haziran 1970’te iki gün süren büyük işçi direnişi gerçekleştirdi. Olaylar nedeniyle tutuklandı. 12 Mart’tan sonra bağımsız sendikaların katılımıyla üye sayısı daha da artan DİSK içinde baş gösteren anlaşmazlıkta Ulusal Demokratik Cephe (UDC) yanlılarıyla işbirliği yaptı.
28 Temmuz 1977’de yapmış olduğu açıklama örgüt içinde tartışmalara yol açtı. DİSK Yürütme Kurulu içinde diğer üyelerle anlaşmazlığa düşen Türkler, Aralık 1977’de yapılan 6. Genel Kurul’da genel başkanlığa seçilemedi. Bu tarihten sonra Maden-İş Sendikası’nın genel başkanlığını yürüttü. 22 Temmuz 1980'de de İstanbul Merter’deki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.
Cinayet zanlısı olarak, yedi TİP'linin öldürüldüğü Ankara Bahçelievler katliamının sorumlusu olan Ünal Osmanağaoğlu gösterildi.
Bahçelievler katliamı davasında yedi kez idam cezasına çarptırılmıştı. 19 yıl boyunca firari olarak yakalanamadı. Osmanağaoğlu, 1999'da yakalanıp cezaevine konuldu. Cezası ise idamın kaldırılmasından sonra ömür boyu hapse çevrilmişti. Türkler'in öldürülmesiyle ilgili yargılanmaya başladı. Dava 26 yıl sürdü ve 1 Aralık 2010'da zaman aşımına uğradı.
Önce beraat: Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Nisan 2003'te Türkler'i öldürmekten yargılanan Osmanağaoğlu hakkında beraat kararı vermiş, ancak Yargıtay, Mayıs 2005'te bu kararı "eksik soruşturma" gerekçesiyle bozmuştu.
Mahkeme Yargıtay'a direniyor: Mahkeme, Yargıtay'ın kararına uymamış, hiçbir işlem yapmadan aynı kararda ısrar etmişti. Türkler ailesinin avukatları, 5 Şubat 2007'de kararı temyiz ederek yeniden Yargıtay'a taşımıştı.
29 yıl sonra dava sil baştan: Yargıtay, Ocak 2009'da, Osmanağaoğlu'nun eylem yerinin belirlenmesi, keşif yapılması, planlama aşamasında görev alması ve olay sırasında silahla ateş ederek, suça asli maddi fail olarak katıldığının anlaşıldığını yazarak mahkemenin kararını ikinci kez bozdu.
Sanık ders çalışıyor: Sanık Osmanağaoğlu önce "hukuk fakültesindeki sınava çalışmak için", ardından da "ödeneksizlikten jandarma aracına benzin alınamadığı" gerekçeleriyle sanık Ünal Osmanağaoğlu iki ay boyunca mahkemeye getirilememişti. Sonuçta 1 Aralık 2010 tarihinde dava zamanaşımından düştü.
Türkler’in avukatı Rasim Öz, dosyayı AİHM’e taşıdı ama Osmanağaoğlu 30 Haziran 2014'te geçirdiği bir kalp ameliyatı sonrasında hayatını kaybetti.
Kaynak: Bianet (HA)