AKP’nin Meclis’e sunduğu ekonomi paketine dair açıklamaya yayımlayan KESK, işçilerin sefalet ödeneğine mahkum edildiğini belirterek, İşsizlik Sigortası Fonu’nun işçiler için kullanılması çağrısında bulundu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu, AKP tarafından getirilen “işçiye ücretsiz izin” ve “grev yasaklaması” ekonomi paketine ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Koronavirüs salgınına karşı palyatif önlemler yerine, kalıcı, emekçileri ve halk sağlığını koruyan önlemler alınması çağrısı yapılan açıklamada, “Bugüne kadar alınan önlemler ve yasalaşan paketler ise konfederasyonumuzun, emek ve meslek örgütlerinin katılımı olmaksızın, görüşleri alınmaksızın hayata geçirildi. Kamu çalışanları açısından kısmi önlemler alınsa da pek çok kamu kurumunda hayata geçirilmeyen önlemler, uyulmayan, takibi yapılmayan genelgeler nedeniyle kamu çalışanları arasında bulaşı artıyor, ölümler yaşanıyor” denildi.
Sadece hafta sonları ilan edilecek sokağa çıkma yasağıyla, virüsün bulaşma riskinin yavaşlatılması yerine yayılmasına neden olduğu vurgulanan açıklamada, Türkiye nüfusunun en az yüzde 60’ının halen potansiyel taşıyıcı-hasta olarak ölüm riskiyle işe gidip geldiği belirtildi.
‘SERMAYE CEPLERİNİ DOLDURMAYA DEVAM’
Salgının ekonomik toplumsal yaşama etkilerinin azaltılması için çıkan yasalarda da sermayedarlara 100 milyar destek, halka ise kolonya ve maske düştüğünün kaydedildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Maske dağıtımı ise haftalardır halen organize edilebilmiş değil. Sermayenin doymak bilmez kar hırsına, beton aşkına, çarklar dönsün diye her gün başka bir işçiyi, emekçiyi kurban veriyoruz. Sosyal olmayı tercih etmeyen devlet, bağış kampanyası ile topladığı paranın neredeyse iki katını bir konsorsiyuma bir ay için köprü geçiş garantisi olarak ödeyiveriyor. OHAL’den istifade emeğin haklarının gasp edilmesine, bugün Kovid-19’dan istifade bir AKP klasiği olan torba yasayla hak kayıpları ekleniyor. İşverenlerin uzun zamandan beri gerçekleşmesini istedikleri değişiklikler, salgından istifade hayata geçirilmek için torbaya atılıyor. Bugün Meclis’e salgının ekonomik ve toplumsal etkilerini azaltmaya yönelik tedbirler içeren yasa taslağının sunulmasıyla, işçiler, emekçiler yeni hak kayıplarıyla karşı karşıya; büyük şirketleri kurtarmaya, ‘sermayenin çarklarını döndürüp ceplerini doldurmaya devam’ kararları gündemde.”
‘SEFALET ÖDENEĞİ’
“Ücretsiz izin” ile işçilere asgari ücretin ve açlık sınırının çok altında ödeme yapılacağı, herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmayan, kayıt dışı çalışan yaklaşık 10 milyon emekçinin de bu ücreti dahi alamayacağı, açlığa terk edileceğine dikkat çekilen açıklamada, emekçilerin sefalet ödeneğine mahkum edileceği ifade edildi. Açıklamada, grev yasağı, “Tüm alanlarda çalışma devam ederken ve işçiler hiçbir önlem alınmaksızın, pozitif vakalar çıkmasına rağmen ölümüne çalıştırılırken, hak kayıplarına, kölece çalışma şartlarına karşı tüm itiraz ve mücadele olanaklarının da ortadan kaldırılması anlamına geliyor” olarak değerlendirildi.
KESK, taleplerini şöyle sıraladı:
“* Salgınla mücadelede zorunlu hizmet ve mal üretimi dışında bütün çalışma durdurulmalı, bu alanlar dışındaki tüm çalışanlara ücretli izin verilmelidir.
* Yasada işçilerin en temel haklarını ortadan kaldıracak ücretsiz izin ve sefalet ödeneği uygulamasından vazgeçilmeli, 15 Mart tarihi esas alınarak, hiçbir koşul aranmaksızın işten çıkarılması yasaklanan tüm işçilere asgari ücretten az olmamak kaydıyla kısa çalışma ödeneği ve daha önce işten çıkarılan tüm işsizlere işsizlik sigortası ödeneği verilmeli, işçilerin talepleri karşılanmalıdır. İşsizlik sigortası fonundaki 131 milyar TL, işçiler için kullanılmalıdır.
* Toplu İş Sözleşmesi ve grev durdurma ile ilgili madde geri çekilmelidir; Toplu İş Sözleşmeleri’nde hak düşürücü sürelerin durdurulması yeterlidir.
* 4688 sayılı yasada kamu emekçileri sendikalarının yetki tespiti, salgının gerektirdiği kısıtlamaların kaldırılmasından sonra sendikal faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli süre de göz önünde bulundurularak en erken 15 Kasım 2020 tarihi esas alınarak yapılmalıdır. Kovid-19 salgınının duruma ilişkin TTB, SES başta olmak üzere emek ve meslek örgütlerinin tavsiyeleri doğrultusunda sendikaların görüşleri alınarak tarih belirlenmelidir.
* Belediyelerin borç veya alacaklarını erteleme kararı, belediye yönetimlerinin kendi karar ve yetkilerine bırakılmalıdır.
* Salgın koşullarında halkın sağlığının korunması ve salgınla etkili mücadele edilmesi için yerel yönetimler tarafından sunulan zorunlu kamusal hizmetlerin aksamadan ve gerekli sağlık önlemleri alınarak sunulması, artan maliyetlerin karşılanması için genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere ayrılan pay, en az 6 ay boyunca ilgili belediyenin nüfusuna orantılı bir şekilde yüzde 20-50 arasında arttırılmalı ve bu paylardan hiçbir kesinti yapılmamalıdır.
* Varlık Fonu derhal lağvedilmeli, kamu kaynakları halk sağlığının, emekçilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi, herkese gelir güvencesi sağlanması için kullanılmalıdır.
* Tüm vergi yükünün emeğiyle geçinenlerin sırtına yıkılmasından vazgeçilmeli, servet vergilendirilmelidir.
* Salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık çalışanlarının talepleri karşılanmalıdır, personel sayısı güvenceli çalışma koşulları sağlanarak arttırılmalı, KHK ile işinden edilen, güvenlik soruşturması nedeniyle bekletilen tüm sağlık emekçileri acilen göreve başlatılmalıdır.
* Kamu-özel fark etmeksizin çalışan tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalıdır; kadına yönelik şiddette yaşanan artışa karşı gerekli tedbirler alınmalı, 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi etkili bir şekilde uygulanmalı; sığınma evleri arttırılmalıdır.”