NECDET ÖZSAYGIN

KESK dönem sözcüsü Mesut Mike açıklaması şöyle:

15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi bastırıldıktan sonra demokrasi zaferi kutlayanlar gelinen süreçte demokrasiyi ortadan kaldırdıkları gibi dönemin karekteristiği fırsatçılık keyfiyet ve hukuksuzluğu norm haline getirmişlerdir. Yayınlanan 36 KHK ile toplamda 160 bin gözaltı,70 binden fazla tutuklama ve devlet kurumlarından 136 bin 49 ihraç gerçekleştirilmiştir.İhraç edilen kamu emekçilerinden konfederasyonumuza üye arkadaşlarımızın sayısı 4543’tür.Aynı dönemde OHAL uygulamaları ile 3046 kurum ve kuruluş kapatılmış,çalışmalarına son verilmiştir.

Aynı yolda beraber yürüyenlerin, yağan yağmurun altında beraber ıslananların istedikleri ne varsa birbirine verenlerin ikbal uğruna tüm ülkeyi birbirlerine kurdukları kumpaslarla yangın yerine çevirenlerin özetidir yukarıdaki sayılar.Birbirlerinin gönlüne kurdukları harcı,riya ve çıkar olan gönül köprüsü büyük bir gürültü ile yıkılırken tüm enkazın altında ülkeyi bırakanların eseridir yukarıdaki sayılar.

12 Eylül 1980 darbesinin en koyu karanlığını yırtarak ‘’darbeciler değil demokrasi kazanacak’’ diyen konfederasyonumuzun üyeleri bu gün tirajıkomik bir kokteyli iltisak ile işlerinden atılmış ihraç edilmişlerdir.

Kanunca açık olarak ifade edilen kovuşturmaya ve soruşturmaya yetkili organlar baypas edilmiş OHAL inceleme komisyonu, niyet çok belli olacak şekilde dosyaların mahkemeler tarafındangörülmesi ve karara bağlanması geciktirilerek süreci uzatma ve oyalama aygıtı olarak kurulmuş ve kullanılmıştır.Toplamda 124 bin 750 başvuru alan komisyon 2 yılda 50 bin 600 dosyaya bakmış bunların sadece 3 700’ü hakkında işe dönebilir kararı vermiştir ki amacı çok iyi özetlemektedir.Bu sebepten OHAL inceleme komisyonu derhal kapatılmalıdır.

Dostlar yaşanılan OHAL ve KHK sürecinde memlekette başlatılan cadı avında çubuğun bize bükülen tarafının sebebini biz biliyoruz.

KHKlar ile:

1-Kamuda güvenceli çalışmayı savunanları, kamu emekçilerinin iş güvencesini kaldırmak isteyenler ihraç etmiştir.

2-Adil bir vergi sistemi isteyenleri, emekçileri vergi yolu ile soyanlar ihraç etmiştir.

3-Emeklilik yaşının düşürülmesini savunanları emekçilere mezarda emekliliği dayatanlar ihraç etmiştir.

4-Hak ettiğinin çok altında olsa da yıllardır emeğiyle biriktirdiğini savunanları kıdem tazminatı revizyonu ile gasp etmek isteyenler ihraç etmiştir.

5-Tüm toplumsal yaşamın dinsel referanslarla yeniden yapılandırılmasına karşı laik ve seküler yaşamı savunanları, gericiliğin mutat kalelerini vakıf ve cemaatlerle kurmak isteyenler ihraç etmiştir.

6-En başından beri kesintisiz olarak sürdürdüğü parasız, ulaşılabilir ve nitelikli

Kamusal hizmet mücadelesi verenlerikamu hizmetlerini tasfiye etmeyi hedefleyenler ihraç etmiştir.

7-Halkın iradesini savunanları, KHK’lı diye bu iradeyi gasp edenler ihraç etmiştir.

8-Emeği, barışı demokrasiyi savunanlar verdikleri mücadele uğruna ihraç edilmişlerdir.

İktidarın baskıcı otoriter ve hukuk tanımaz yaklaşımı devam ediyor. Bilindiği üzere güvenlik soruşturması adı altında fişlemelere dayalı keyfi uygulamalar sonucunda binlerce kişi mağdur edilmiştir. Üç yıl boyunca süren hukuksuz düzenlemeye karşı açılan davada Anayasa mahkemesi 24 Temmuz 2019 tarihinde kararını açıklamıştır. AYM kararı ile vatandaşların kişisel veri niteliğinde kibilgilerinin memuriyete girişte değerlendirmeye tabi tutulmasının Anayasaya aykırı olduğuna hükmedilmiştir.Resmi Gazetede yayımlanan söz konusu AYM kararı ile güvenlik soruşturmalarının dayanak maddesi ortadan kaldırılmıştır.Ancak AYM kararına rağmen yaşanan mağduriyetler giderilmemiş hukuki engel ortadan kalkmasına rağmen binlerce kişinin atamaları yapılmamıştır.Üstelik önceki gün TBMM’ye sevk edilen torba yasa teklifine AYM’nin kararını yok sayan düzenlemeler eklenmiştir.Buna göre AYM tarafından iptal edilen güvenlik araştırması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak şartı 26-10-1994 tarihli ve 4045 sayılı kanuna göre güvenlik araştırması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak olarak yeniden düzenlenmektedir.

Güvenlik soruşturmalarında OHAL ile getirilen ‘’İltisak, eylem birliği’’gibi tamamen hukuksuz uygulamaların esas alınmasına devam edilmesi hedeflenmektedir. Kısacası siyasi iktidar bir kez daha hukukun arkasından dolanmakta ,sadece adayı değil birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsayan fişlemeleri kapsamını daha da genişleterek sürdürmek istemektedir. Hiçbir suç teşkil etmeyen temel hak ve özgürlükler kapsamında ki eylemlere basın açıklamalarına katılmayı hatta sendikalara üye olmayı bir suç gibi göstererek göreve atanamama gerekçesi haline getirmeyi hedefleyen söz konusu yasa teklifine karşı sessiz kalamayacağımız açıktır.

KESK her türlü baskıya, engellemeye rağmen herkese güvenceli iş güvenli gelecek talebinden taviz vermeyen kamu emekçilerinin biricik mücadele örgütüdür. İhraç edilen arkadaşlarımız tekrar görevlerine dönünceye kadar iş ekmek ve onur mücadelemizden taviz vermeyeceğiz.

Umutsuz değiliz, umudu, dayanışmayı, direnişi, mücadeleyi büyüteceğiz.

KESK İstanbul Şubeler Platformu, KHK'larla ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine iade edilmesi talebiyle Kadıköy'deki Beşiktaş İskelesi önünde açıklama yaptı.
Eylemde, "İşimizi geri alacağız", "KHK'lar gideceğiz kalacağız", "Direne direne kazanacağız", "Zafer direnen emekçinin olacak" sloganları atıldı.
Açıklama yapan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mesut Mike, 36 KHK ile toplamda 160 bin gözaltı, 70 binden fazla tutuklama ve devlet kurumlarından 136 bin 49 ihraç gerçekleştirildiğini hatırlattı. Mike, bu ihraçlardan 4 bin 543'ünün KESK üyesi olduğunu söyledi.
İhraçların kimler ve neden yaşandığını bildiklerini kaydeden Mike, şöyle devam etti:
"Kamuda güvenceli çalışmayı savunanları, kamu emekçilerinin iş güvencesini kaldırmak isteyenler ihraç etmiştir. Adil bir vergi sistemi isteyenleri, emekçileri vergi yolu ile soyanlar ihraç etmiştir. Emeklilik yaşının düşürülmesini savunanları, emekçilere mezarda emekliliği dayatanlar ihraç etmiştir. Hak ettiğinin çok altında olsa da yillardır emeğiyle biriktirdiğini savunanları kıdem tazminatı revizyonu ile gasp etmek isteyenler ihraç etmiştir. Tüm toplumsal yaşamın dinsel refetanslarla yeniden yapılandırılmasına karş laik ve seküler yaşamı savunanları, gericiliğin mutat kalelerini vakıf cemaatlerle kurmak isteyenler ihraç etmiştir. En başından beri kesintisiz olarak sürdürdüğü parasız, ulaşılabilir ve nitelikli kamusal hizmet mücadelesi verenleri kamu hizmetlerini tasfiye etmeyi hedefleyenler ihraç etmiştir. Halkın iradesini savunanları, KHK'll diye bu iradeyi gasp edenler ihraç etmiştir. Emeği, barışı demokrasiyi savunanlar verdikleri mücadele uğruna ihraç edilmişlerdir."
İktidarın baskıcı otoriter ve hukuk tanımaz yaklaşımının devam ettiğini belirten Mike, "güvenlik soruşturması" adı altında yapılan fişlemelerde binlerce kişinin mağdur edildiğini belirtti.
KESK olarak her türlü baskıya, engellemeye rağmen herkese güvenceli iş güvenli gelecek için mücadele edecekleri vurgulayan Mike, "İhraç edilen arkadaşlarımız tekrar görevlerine dönünceye kadar iş, ekmek ve onur cadelemizden taviz vermeyeceğiz. Umutsuz değiliz, umudu, dayanışmayı, direnişi, mücadeleyi büyüteceğiz" dedi.