KESK İzmir Şubeler Platformu, OHAL ilanının izaha muhtaç olduğunu belirterek, deprem bölgelerinin 'afet bölgesi' ilan edilmesini talep etti.
İZMİR - KESK İzmir Şubeler Platformu, depremin ardından yaşanan gelişmeler ve OHAL ilanına ilişkin basın toplantısı düzenledi. BES (Büro Emekçileri Sendikası) İzmir Şube binasında düzenlenen toplantıda açıklama yapan KESK İzmir Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, iki depremin yarattığı yıkımın sonuçlarının giderek ağırlaştığını söyledi.
Yüzbinlerce insanın durumunun yarattığı tarifsiz acıların aynı zamanda hepimize ağır sorumluluklar ve görevler yüklediğinin altını çizen Güven, "Ülkemiz bu anlamda ayağa kalmış durumda ve yetersizliklerine rağmen büyük bir dayanışma çalışması yürütülmektedir. Devlet aklı durmuş durumdadır. Enkaz altında kalanlara ilk elden yardım edilmesi gerekirken en acil 36 saatte depremzedeler maalesef kendi kaderlerine terkedilmişlerdir. Tam aksine bağımsız kuruluşlarca yapılmak istenen yardımlar engellenmeye çalışılmıştır" diye konuştu.
'DEVLET OHAL İLANI İLE KENDİNİ ORTAYA ÇIKARIYOR'
İktidarın depremin yaşandığı 10 il için ilan ettiği OHAL kararının ciddi soru işaretleri yarattığını belirten Güven, 'afet bölgesi' ilan edilmesi durumunda gerekli tüm çalışmaların yapılması, bütün kamu ve özel işletme kaynaklarının depremzedeler için seferber edilmesi mümkün iken OHAL’e neden ihtiyaç duyulduğunun 'izaha muhtaç' olduğunu dile getirdi.
Bölgede oluşturulan KESK Kriz Masası'ndan alınan bilgilere göre bölgeye gelen yardımların organize bir şekilde dağıtılamadığını belirten Güven, şöyle devam etti: "İhtiyaç olan malzemelere ihtiyaç olan özellikle kırsal köylere ve noktalara ulaştırılmıyor, mülteci depremzedelere devlet kuruluşları tarafından yardımlar verilmiyor, ayrımcılık körükleniyor; enkaz çalışmalarında yer alan teknik ekipler ve gönüllü giden sağlık ekiplerinin sağlık çalışma yapacakları ve barınabilecekleri hiçbir hazırlık yok. Enkaz çalışmaları için asbest tehlikesine karşı maskeler devlet tarafından temin edilmiyor. Yani yardımların depremzedelere dağıtılmasında devlet yok, enkaz çalışmalarında askeriye ve devlet yok, malzemelerin ayrımcı dağıtılmasına karşı devlet yok, depremzedelerin ve gönüllü çalışanların can güvenliğinin sağlanmasında ve barınmasında devlet yok ama giden yardımların, gönüllü insanların engellenmesinde devlet OHAL İlanı ile kendini ortaya çıkarıyor."
'DEPREM VERGİLERİ NEREDE?'
"Peki deprem vergileri nerede?" diye soran Güven, depremzedelerin kaderinin gönüllü insanların yardımlarına bırakılamayacağını ve deprem vergilerinin acilen depremzedelerin acil barınma ihtiyacı için harekete geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğinin altını çizen Güven, "Yardımların dağıtılmasında her türlü ayrımcılığa son verilmelidir. Gönüllü çalışan emek meslek örgülerine gönüllülere gereken barınma ve sağlıklı çalışma ortamı yaratılmalı, asbest tehlikesini karşı tüm görev yapanlara maske dağıtılmalıdır. Deprem bölgelerinde yapılması gereken en radikal tedbirler için dahi anayasal, yasal engel bulunmamakla birlikte çalışmaların hızlandırılması ve kolaylaştırılması için 10 ilin afet bölgesi ilan edilmesi yeterlidir. Bu nedenle deprem bölgesi için OHAL değil afet bölgesi ilan edilsin diyoruz" diye konuştu.