KHK ile ihraç edilen ancak işlerine dönmek için direnen kişiler bir araya gelerek, Direnişler Meclisi kurduklarını açıkladılar.
Necdet Özsaygın
KHK ile ihraç edilen ancak işlerine dönmek için direnen kişiler bir araya gelerek, Direnişler Meclisi kurduklarını açıkladılar. Geçtiğimiz günlerde iki gün boyunca gerçekleştirdikleri İhraçlar Kurultayı’nda Direnişler Meclisi kurduklarını duyuran kamu emekçileri bir de kuruluş bildirgesi yayınladılar.
Direnişler Meclisi’nin gelin birlikte güçlendirelim dendi.
Adaletsizliğe uğrayan herkesin birlikte hareket etmeye çağrıldığı basın açıklamasında şöyle denildi:
Direnişler Meclisi adaletsizlikler karşısında hakkını aramak isteyen herkesin doğal üyesi olduğu bir örgütlülüktür. Meclis halihazırda ülke genelinde devam eden direnişlerin bir kısmını bir araya getirmeyi başarmıştır. Devam eden diğer direnişlere de ulaşmayı, bütün direnişleri aynı meclis çatısı altında toplamayı, direnenlere ve direnmek isteyen herkese güç vermeyi amaçlamaktadır.
BİZLER KİMİZ?
Ülkemizde birbirinden farklı alanlarda, farklı taleplerle yürütülen pek çok direniş vardır. Bunların önemli bir kısmı ekmekleri ellerinden alınan kamu emekçileri ve işçilerin işlerini veya gasp edilen haklarını geri alma talebiyle sürdürdükleri direnişlerdir. OHAL’den sonra Ankara’da Yüksel caddesinde başlayan işimi geri istiyorum eylemi bu gün Yüksel direnişi adıyla iki yılı aşkın süredir devam etmektedir. Aynı şekilde KHK ile işinden atılmış olan sağlık emekçisi Mahmut Konuk da Ankara’da işyeri önünde işini geri almak için mücadele etmektedir. Bodrum’da Engin Karataş öğretmen. İstanbul’da Bakırköy Özgürlük meydanında Nursel Tanrıverdi Selvi Polat Öğretmenler İş ve ekmek mücadelesini sürdürmektedir. Düzce’de KHK ile işinden atılan Mimar Alev Şahin iki yılı aşkın süredir gasp edilen ekmeğini geri almak için direnmektedir. Türkan Albayrak temizlik işçisi olarak çalıştığı Sarıyer ilçe sağlık müdürlüğündeki işinden atılmış işini geri isteyen ve hafta içi her gün işyeri önünde eylem yapan bir emekçidir.
İzmir Büyükşehir belediyesinde temizlik işinde çalışırken kadro hakkını istediği için işinden atılan Mahir Kılıç’ın direnişi zaferle sonuçlanmıştır. Direnişler meclisinin kazandığı ilk zafer olan Mahir Kılıç’ın direnişi bitmiş ancak, Mahir Kılıç direnişler meclisinin aktif bir üyesi olarak diğer direnişlere güç vermeye ve yol göstermeye devam etmektedir. Aydın Söke’de sendikalı oldukları için işlerinden atılan Sibaş Gıda işçileri aynı şekilde sendikalı oldukları için işlerinden atılan Flormar işçileri Gebze’de ki Flormar fabrikası önünde, Aydın belediyesinden sendikalaştıkları için işten atılan işçiler işyeri önünde, Bursa’da ki Cargil fabrikasından atılan işçiler fabrika önünde: Muğla, Urfa ve Eskişehir’de araç muayene istasyonunda çalışırken işlerinden atılan işçiler, Real market işçileri,Makro/Taze market işçileri gasp edilen haklarını geri almak için çeşitli biçimlerde direnmektedir.
Direnenler bir tarafa, sürekli mücadeleyi gerektiren başka pek çok sorun hayatımızı derinden etkilemektedir. Her geçen gün evine ekmek götüremediği için çareyi kendini yakmakta intihar etmekte bulan insanların sayısı artmaktadır. Halihazır da ülkemizin dört bir yanı doğa katliamlarına yol açacak çeşitli santral projeleriyle tehdit altındadır. Yüzlerce yerde ise, doğayı ve canlılığı tehdit eden santral projeleri hayata geçirilmiş durumdadır. Hayat pahalılığı ve ekonomik kriz bin bir güçlüğü beraberinde getirmekte: çocuklarımız bilimsel eğitimden uzak gerici bir eğitim anlayışına mahkum edilmekte, uyuşturucu kullanım yaşı ilkokul çağında ki çocuklarımızı tehdit eder hale gelmektedir. Mahkemeler adalet yerine adaletsizliğin adresi haline gelmiş, en basit haklarını istedikleri için insanlar yıllara varan hapis cezalarıyla tehdit edilmektedir.
NE YAPMALIYIZ?
Direnişler meclisi olarak sorunlarımızın kaynağının ortak olduğunu biliyoruz. Bunca sorunun kaynağı olan egemenleri güçlü kılan tek şeyin bizim güçsüzlüğümüz, yani örgütsüzlüğümüz olduğunun farkındayız. Onlar halk arasında yapay ayrımlar yaratarak bizi bölüyor ve güçsüzleştiriyorlar. Direnişler meclisi ise, bu güçsüzlüğü aşmanın yolunun en güçlü yanlarımızı birleştirmekten geçtiğini görmektedir. En güçlü yanımız direnişlerimizdir. Önce direnenleri bir araya getirmeli, yeni direnişlere güç ve omuz vermeliyiz."