KHK ile işinden edilen Nazan Bozkurt, 9 Haziran 2020 tarihinde yaptığı eylemde gözaltına alındığını ve ev hapsi cezası verildiğini söyledi. Bozkurt ev hapsi cezasını kabul etmeyeceğini belirtti.
ANKARA
VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ!
https://www.youtube.com/watch?time_continue=1&v=a_pzdK5me0I&feature=emb_logo
KHK mağdurlarından Nazan Bozkurt, bin 1316. gün yine açıklama bile yapamadan ‘yaka paça’ ve sürüklenerek Yüksel Caddesi’nden uzaklaştırıldı.
10 yıllık nüfus memuru iken KHK ile görevinden ihraç edildiğini hatırlatan Bozkurt, “Üç buçuk yıldır Yüksel Caddesinde “işimizi geri istiyoruz” eylemlerine katılmaktayım. Her seferinde polis tarafından farklı işlemler tesis edildi. Binlerce gözaltı, yüz binlerce lira para cezası, kanunsuz eylem davaları, işkenceler..” diye belirtti.
Tüm davalardan beraat ettiklerini ifade eden Bozkurt, “Para cezalarını bir bir iptal ettirdik. Gözaltı sebebi kalmayan polis bu kez de salgını bahane ederek açıklamalara saldırmaya başladı” dedi.
“EV HAPSİ VERİLMESİNİ KABUL EDEMEM”
PİRHA'ya konuşan Bozkurt 9 Haziran 2020 tarihinde yaptığı eyleme müdahaleyi ve ise şöyle aktardı:
“Yine açıklamaya saldırıp çekimi engelleyen polise ben engel olmak istedim. Neticede kamusal alanda çekim yapılmasına karışamazlar. Polislerden biri kendisine tekme attığım ve hakaret ettiğim gerekçesiyle benden şikayetçi olacağını söyledi. Arkadaşları hemen beni gözaltına aldılar. Oysa şikayetçi olmak istiyorsa savcılığa gidebileceğini söyledim. Gözaltı işlemini bu polisin Güvenlik Şube’de beraber çalıştığı polisler yaptı. Bunun açıkça kanuna aykırı olduğunu, husumetli olduğumuz için gözaltı işlemine müdahil olamayacaklarını, bu işlemin asayiş polisinin görev alanı olduğunu defalarca söylememe rağmen beni dinlemediler. Savcıdan gözaltı talimatını da şikayetçi polisin arkadaşları aldı ve bir gece nezarette kaldım. Ertesi sabah, beni 1 gece nezarette tutan savcıya beni götürdüler. İşlerini garantiye almışlardı. Savcı ev hapsi istedi. Hakim beni görmeden ev hapsini onadı. Oysa özgürlüğü kısıtlayıcı cezalarda hakim kişiyi görmek zorundaydı. Kaldı ki ev hapsi, tutuklamaya alternatif bir tedbirdir. Burada tutuklama koşulu yokken bu cezayı vermeleri elbette Yüksel Direnişi’ni eve hapsetme amacı taşımaktadır. Göz kemiğimi kıran polise takipsizlik verilirken ben bir polise hakaret ettiğim gerekçesiyle ev hapsi verilmesini kabul edemem.”