CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında Başbakan Davutoğlu'na çağrı yaptı.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu arada çok sık tartışılan bir şey var. Türkiye’nin savaşa girmesi, Suriye’de savaşa girmesi, Türkiye’yi Ortadoğu’da savaşa sokmak bu ülkeye ihanettir” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri özetle şunları söyledi:
“Bu arada çok sık tartışılan bir şey var. Türkiye’nin savaşa girmesi, Suriye’de savaşa girmesi, Türkiye’yi Ortadoğu’da savaşa sokmak bu ülkeye ihanettir, hele hele başka ülkelerin askerlerini Türkiye’ye getirip Türkiye üzerinden Suriye’ye göndermek o da başka bir ihanettir. CHP olarak biz buna asla izin vermeyeceğiz. Çünkü biz ülkemizi seviyoruz, insanımızı seviyoruz, barışı istiyoruz, kardeşliği istiyoruz, birlikte yaşamayı istiyoruz, özgürlüğü ve birinci sınıf demokrasiyi istiyoruz. Bu ülkede herkesin karnının doymasını istiyoruz.”
-“GELİN HEP BERABER SİGARAYI BIRAKALIM”-
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı özetle şunları söyledi:
“Bugün Dünya Sigarayı Bırakma Günü, tiryakiler biraz üzülecek ama… En çok sigara içen ülkeler arasında 11. sıradayız. 4 vatandaşımızdan birisi sigara içiyor. Sigaraya bir yılda ödediğimiz para 20 milyar dolar. Dünyada en çok öldüren 10 hastalıktan altısının gerekçesi sigara. Bizim ülkemizde bir yılda sigaradan 110 bin vatandaşımız hayatını kaybediyor. Dolayısıyla gelin hep beraber sigarayı bırakalım, temiz bir havayı teneffüs edelim.Biliyorum, diyeceksiniz ki ülkede temiz hava mı kaldı?
-KÜRSÜDEN BAHÇELİ’YE ‘GEÇMİŞ OLSUN’ DEDİ
Bugün uzun süredir siyasette sessizliğini sağlık nedeniyle koruyan Sayın Devlet Bahçeli bugün ilk toplantısını yaptı, kendisine şifalar diliyoruz, sağlıklar diliyoruz, sağlıklı bir yaşam kendisine bütün gönlümle ifade ediyorum ve diliyorum.
-“34 YIL GEÇTİ ARADAN 84 MADDESİ DEĞİŞTİ ANAYASANIN”-
7 Kasım 1982 anayasa oylaması yapıldı, yüzde 92 vatandaşımız dedi ki bu anayasaya olumlu oy veriyorum. 8 Kasım’dan itibaren Türkiye yeni bir anayasa arayışına girdi. 34 yıl geçti aradan 84 maddesi değişti anayasanın.Sorun sadece ve sadece bir anayasa sorunu değil. Sorun darbe hukukundan kaynaklanan temel bir sorundur. Doktora gidiyorsunuz, doktor bir teşhis koyuyor, teşhisi yanlış koyarsa bizi öldürür, doğru teşhis koyarsa tedavi eder. Biz anayasa konusunda demokrasi konusunda teşhisi doğru koymadık. Sandık ki anayasayı değiştirince her şey düzelecek.
Bizim yapmamız gereken ne, olaya doğru teşhis koymak. Olay salt bir anayasa sorunu değil, olay darbe hukuku sorunudur.
-“KOMİSYONUN ADI TÜRKİYE’Yİ DARBE HUKUKUNDAN ARINDIRMA KOMİSYONU OLMALI”-
Toplanacak komisyona bir anayasa uzlaşma komisyonu denilmesini kabul etmiyorum ve desteklemiyoruz. Komisyonun adı Türkiye’yi darbe hukukundan arındırma komisyonu olmalı. Eğer siz Türkiye’yi darbe hukukundan arındıracaksanız başımızın üstüne her türlü katkıyı vereceğiz.
-“DARBE HUKUKUNDAN TÜRKİYE’Yİ ARINDIRALIM”-
Eğer siz samimi olarak darbeye karşıysanız bizim söylediklerimizi yaparsınız, Türkiye’yi darbe hukukundan arındırırsınız. O zaman kimin darbeci kimin darbeci olmadığı samimi olarak ortaya çıkmış olur. Darbe hukukundan Türkiye’yi arındıralım. Varsanız hep beraber çalışalım.
Sayın Davutoğlu’na açık ve net çağrı yapıyorum. Bir; biz elinde sopa olan devlet istemiyoruz. Biz vatandaşına güler yüzlü hizmet eden devlet istiyoruz. Peki elinde sopa olan devlet var mı, bugünkü iktidar elinde sopa var. Yargı sopasını istediği gibi kullanabiliyor. O zaman çağrı yapıyorum, gel diyorum, komisyon kuruldu, Türkiye’yi darbe hukukundan arındıracağız, ülkeye birinci sınıf demokrasi getireceğiz, elinde sopa olan devlet değil, özgürlükçü bir devlet olsun. Siyasi Ahlak Yasasını çıkaralım. O zaman parlamento dosyaları kapatmayacak, milletvekilleri ihale peşinde koşmayacak. Cebini düşünmeyecek siyasetçi, vatandaşın cebini düşünecek.
Bunu istiyorsanız bütün gönlümüz açık.
Saydam devlet kaçak sarayın maliyetini vatandaşına açıklayan devlettir.Saydam devlet vatandaşına hesap veren devlettir. Sen gideceksin Latin Amerika’ya, özel uçakla gidebilirsin tabi ama sen giderken bir de askeri kargo uçağı senin arabanı taşıyor. Saydam devlette bunlar olmaz. Arabaya binip gideceksin. O ülkede sana tahsil edilecek araba yoksa sen o ülkeden bir araba satın al gelirken de o devlete bağışla, Türkiye’nin onurudur de bağışla.Sayın Davutoğlu’na açık çağrım, saydam devlet istiyorsan eli sopalı değil vatandaşına hizmet eden ve hesap veren devlet istiyorsan bizim gönlümüz açık.
-“SİYASİ PARTİLER YASASI VE SEÇİM YASASI DEĞİŞMELİ”-
İkinci kural, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası değişmeli.Yüzde 10 seçim barajı dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Kaldıralım bu barajı.
-“YARGININ BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI”-
Üçüncü kuralımız yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı.Yargının düzeltilmesi konusunda yine söylüyoruz, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda açık çek veriyoruz, isterse Sayın Davutoğlu hukuk fakültelerinden başlayarak yargı sistemindeki bütün aksaklıkları kaldırabiliriz. 4 yıllık hukuk fakültesi olmaz 21. Yüzyılda.
Dört; düşünceyi açıklama özgürlüğü…Beş; medya özgürlüğü…Doğru haber yaptı diye gazeteci hapse atılıyor.
-“GEL DÖRDÜNCÜ GÜÇ OLARAK MEDYAYI ANAYASAYA İLAVE EDELİM”-
Sayın Davutoğlu’na buradan çağrı yapıyorum, anayasamızda güçler ayrılığı ilkesi var, yasama yargı yürütme. Açıkça söylüyorum uygar dünyada bir de dördüncü güç var, o da medya, gel dördüncü güç olarak medyayı anayasaya ilave edelim.
TRT, benim vergimle, vatandaşın ödediği vergiyle iktidar partisinin şakşakçılığı yapılamaz.TRT benim ödediğim vergiyle Türkiye Cumhuriyetinin aleyhine yayın yapıyor.
-“ALTINCI KONU; SOSYAL DEVLET”-
Altıncı konu; sosyal devlet. 21. Yüzyılın Türkiye’sinde vatandaşlar vahşi kapitalizme teslim edilemez.
Kaşıkla verdiler, kepçeyle aldılar.Ekmek yüzde 33 zam. Kırmızı et kilosu neredeyse 50 lirayı buluyor, yüzde 21, ulaşım yüzde 30….
-“ÜNİVERSİTELER”-
Yedi; üniversiteler.. O ülkenin üniversiteleri bilgi üretiyorsa hiç kimse korkmasın.Bilgi mi üretiyor bizim üniversiteler? YÖK var kaldıralım, üniversiteler üzerindeki baskıyı kaldıralım.
-“YASAMA ORGANI YÜRÜTMENİN ARKA BAHÇESİ HALİNDE ŞU ANDA”-
Sekiz; yasama organı yürütmenin arka bahçesi halinde şu anda. Ve bunu bu tabloyu sağlayan da 12 Eylül darbe hukuku. Yasama organını güçlü hale getirmek zorundayız, parlamentoyu güçlü hale getirmek zorundayız. Gerekirse bu konuda yeni düzenlemeler yapmak zorundayız. Eğer parlamento yürütme organının telkinleriyle yolsuzluk dosyalarını kapatıyorsa o parlamentoya vatandaş saygı duymaz. O zaman kendisine açık ve net çağrıda bulunuyoruz. Bu tabloyu yaratan darbe hukukunu gel kardeşim değiştirelim, parlamentoyu güçlü hale getirelim, güçler ayrılığını güçlü hale getirelim, denge ve denetleme sistemini daha sağlıklı oluşturalım ve biz bu konuda daha ciddi ve daha tutarlı adımlar atalım.
-“DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ”-
Dokuzuncu ilke din ve vicdan özgürlüğü. Etnik kimlik üzerinden inanç üzerinden yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmamalı.
-“İÇTÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ”-
Ve parlamentonun sağlıklı çalışması için onuncu kuralımız var, İçtüzük değişikliği.
İşin özeti şu; Türkiye’nin aslında bir hükümet rejimi sorunu yok, Türkiye’nin bir kötü yönetim, darbe hukukundan kaynaklanan bir kötü yönetimi sorunu var. Bu sorunu çözmek zorundayız. Bu sorunu da parlamentoda komisyon kuruldu. Türkiye’yi darbe hukukundan arındırmak istiyorlarsa biz çalışmaya hazırız.
200 yıllık bir parlamenter sistem tecrübemiz var. Şimdi 200 yüzyılı atalım bir köşeye başka bir sistem getirelim, kime göre, hangi tarihi koşullar bunu öngörüyor? Hangi sosyolojik koşullar bunu öngörüyor? Birisinin isteği üzerine. Bir kişinin isteği üzerine rejim değişmez. Bir kişinin isteği üzerine Hitler rejimi değiştirdi, Almanya’yı felakete sürükledi, Almanlar da vazgeçtiler, onlar da parlamenter sisteme döndüler.
-“DÜNYANIN EN İYİ 20 ÜLKESİNİN 18’İNDEN PARLAMENTER SİSTEM VAR”-
İnsani gelişmişlikte dünyanın en iyi 20 ülkesinin 18’inden parlamenter sistem var. Peki en dipte kim var, en dipteki 20 ülkeye bakıyoruz, 20 ülkenin 19’undan başkanlık sistemi var.
Türkiye’nin darbe hukukundan arınması ne kadar önemliyse Türkiye’nin terör sorununu aşması da o kadar önemlidir.
7 Haziran’dan bu yana 180 günde 270 şehit verdik. Son 6 ayda verdiğimiz şehit sayısı son 19 yılın en yüksek seviyesinde.
Bunun sorumlusu kim?
Dış politikası iflas eden belki de dünya siyaset tarihine girecek bir olay var, Türkiye’nin Suriye dış politikası.
Araplardaki kabile şeyhi bile bizim gücümüzü test etmeye kalktı.
Benim ahrıma gidiyor, onuruma dokunuyor ama onların onuruna bile dokunmuyor.
24 saat içinde Şam’a ve Halep’e gideriz diyorlardı, biz oraya gidemedik ama 2.5 milyon Suriyeli geldi. 600 bini de yolda. İşin garip tarafı Süleyman Şah Türbesini bile kaçırmak zorunda kaldık.
Şamlılar cephesi diye bir örgüt daha var Suriye’de. Bu örgütün özelliği Türkiye’nin de bu örgüte destek vermiş olması. Bu örgüt geçenlerde IŞİD ile oturup sözleşme imzaladı. Şimdi merak ediyorum IŞİD ile sözleşme imzalayan Şamlılar cephesine hala siz silah yardımı yapacak mısınız? Merak ediyorum.”