Yazdım ki başka gözler de göze arkadaş olsun. yazdım ki güzeli görsün gözler…
Kitaplar da hız çağının parçası olmuşlar artık. oysa ki en çok kitapla karşı durabilirdik bizi savuran rüzgârlara. Oysa ki en çok onun sayfalarında soluk alabilirdik eskimeyen kokulara salardık kendimizi.
Ben de kitaplar raflarda kalmasın hatim edip indirelim gözümüze diyerek cin min demedim, “kebikeç”i taktım koluma. Hangi kitabı gör derse onu gördü gözlerim. hangi kitabı oku derse onu… Yeni gözlerim kurtlara direnmesi gereken hangi kitaba dokunduysa, onu yazdım usanmadım; kımıl da kımıl da kımıl.
Yazdım ki başka gözler de göze arkadaş olsun. yazdım ki güzeli görsün gözler… Nasıl demişti hem; bir molasız yolcu furuğ; “gün öyle ummandır ki kitap kurtlarının aklına hayaline sığmaz… Ben neden duracakmışım… Yol hayatın kılcallarından geçerken ne diye duracakmışım.”
Bir kitap okuyun haydi; ne duruyorsunuz