Tüm velileri , Okul Aile Birliklerini, eğitimde haklı taleplerimiz için Veli-Der üye olmaya ve çocuklarımızin haklarını yüksek sesle dillendirmeye davet ediyoruz.
BEYHAN KORKMAZ
Kocaeli Veli- Der Şubesi
Baskan Yardimcısı
Salgında okullarda alınmayan önlemler nedeniyle karantinaya alınan sınıflar, (+) vakalar nedeniyle kağıt üzerinde devam eden yüz yüze eğitim fiilen devam ettirilemiyor. MEB hala en temel hakkımız olmasına rağmen il il, okul okul karantinaya alınan sınıf sayısını, (+) vakaları açıklamıyor. Yalnızca İzmir’ de 6 Eylül’ den bugüne en az 523 sınıf karantinaya alındı. Son 1 hafta içersinde İzmir’ de 72 sınıf karantinaya alındı. 111 öğrenciye, 52 öğretmene (+) tanısı konuldu. Kocaelideki durum ise Veli-Der in verilerine göre 23 sınıf karantinadadir.
KARANTİNAYA ALINAN SINIFLARDA MİLYONLARCA ÇOCUK UZAKTAN EĞİTİME ULAŞAMIYOR
Uzaktan eğitime geçen sınıflarda da çocuklarımızın internet erişim ve cihaz sorunu devam ettiği için uzaktan eğitime erişim sorunu sürüyor. Çocuklarımıza Şubat ayı içerisinde 2 milyonu aşkın tablet dağıtıldığı açıklamasının da gerçek olmadığını gördük. Son yayınlanan Cumhurbaşkanlığı 2022 Yıllık Çalışma Programı’ nda salgının başından bugüne yalnızca 664 bin 157 öğrenciye tablet bilgisayar dağıtıldığı açıklandı. UNICEF Salgında Eğitime Erişilebilirlik Raporu’ nda üllkemizde en az 6 milyon öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği açıklanmıştı. Kamu kaynakları, bütçe ısrarla çocuklarımızın ihtiyaçları için kullanılmadı. Milyonlarca çocuğumuz hala uzaktan eğitime ulaşamıyor.
675 BİN ÖĞRENCİ ÖRGÜN EĞİTİM DIŞINDA
Yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimde salgın süresince ve bugün de alınmayan önlemler nedeniyle örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı hızla artıyor. ERG’ nin en son hazırladığı rapora göre 6-9 yaş arası 143, 8 bin, 10-13 yaş arası 74, 7 bin, 14-17 yaş arası 457, 2 bin çocuğumuz örgün eğitim dışında.
Kasım ayının ortasıyla birlikte ara tatilin yaklaşıyor ve ortaokul ve liselerde sınavlar devam ediyor. Sınav merkezli eğitim sistemi ve yaşanılan eşitsizlikler sonucu okul terkinin artma riski sürüyor. Önümüzdeki birkaç hafta okul terkinin artma olasılığının en yüksek olduğu zaman dilimi. Başta yoksul ailelerin çocukları olmak üzere dezavantajlı tüm kesimlerin örgün eğitim dışına çıkma olasılığı çok yüksek. Okul terki önümüzdeki dönemde başta yoksul çocuklar olmak üzere akademik “başarısızlığı” olan çocuklar açısından en önemli tehlikedir.
OKUL ÖNCESİNDEKİ ÇOCUKLARIMIZ İÇİN PARASIZ, KAMUSAL, LAİK EĞİTİM HAKTIR
Milli Eğitim Bakanı’ nın son yaptığı açıklamalarla; siyasi iktidarın kısa bir süre içerisinde beş yaş okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alacağı ve bu süreç ile birlikte Kuran kurslarının da zorunlu eğitim kapsamına alınacağı ve çok sayıda öğrencinin Kuran kurslarına devamının bu değişiklikle yaşama geçirilmek istendiğini görüyoruz. Diyanetin raporlarında 4-6 yas Kuran Kurslarında 181bin 808 ogrencinin öğrenim gördüğünü açıklandı. Okul öncesi eğitimde seferberlik ilan eden Milli Eğitim Bakanlığı, istatistiklerine göre ise toplum temelli kurumlardaki öğrenci sayısı 113 bin ile ifade edildi. Meb in okul öncesinde alternatif olamaması ve kurumlar arasındaki kopukluk veriler arasındaki tutarsızlık sorunu gün yüzüne çıkarmış ve okul öncesi çocuklarımızın eğitimde fırsat eşitliğinden ne kadar uzak oldugunun göstermiştir. Okul öncesi zorunlu eğitim Milli Eğitim Bakanlığında yapılmalı ve okul öncesi eğitimde kullanılacak materyaller çocukların gelişimi göz önüne alınarak, konusunda uzmanlarca düzenlenerek uygulanmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’ nın Kuran kurslarının zorunlu eğitim kapsamına alınması açıklaması ve Milli Eğitim Bakanı’ nın son yaptığı açıklamaları birlikte değerlendirdiğimizde 1-3 Aralık’ ta gerçekleştirilecek Milli Eğitim Şura’ sında bu noktada bir karar alınma olasılığının da çok güçlü olduğunu görüyoruz.
Okul öncesi eğitim haktır. Tüm çocuklarımızın, parasız, laik, kamusal eğitim hakkı en temel hakkıdır. Beş yaş Kuran kursu eğitiminin zorunlu eğitim kapsamına alınması uygulamaları ve arayışları sonlandırılmalıdır ve MEB üzerine düşen görevi yapmalıdır.
VAKIFLAR, DERNEKLERLE YAPILAN PROTOKOLLERE SON VERİLMELİDİR
Milli Eğitim Bakanı’ nın yaptığı son açıklamalarda vakıflar, derneklerle yapılan iş birliklerinin eğitimin niteliğini artırma hedefi ile yapıldığı açıklanıyor. Sadece Milli Eğitim Bakanı’ nın açıklamalarında değil kamu yöneticilerinin tamamının son günlerde yaptığı açıklamalarda açığa çıkan TÜGVA ve benzeri yapıları korumaya yönelik bir telaşın olduğunu görüyoruz. Yıllardır eğitim alanında yaşama geçirilen bu protokoller ve iş birliklerinin eğitimin niteliğini artırmak değil eğitimin kamusal hizmet olma özelliğini ortadan kaldırmayı hedeflediğini biliyoruz. Kamusal bir hizmet olan eğitim ısrarla vakıf ve derneklere devredilmeye çalışılıyor.
Kamu vicdanında asla kabul görmeyecek ve bize ait olan kamu kaynaklarını pervasızca kullanan bu yapılar asla meşruiyet kazanmayacaktır. Yapılması gereken açıktır; Kamusal bir hizmet olan eğitim ancak kamu görevlileri tarafından verilir. Eğitim gibi temel bir kamu hizmetini yapılan iş birlikleri ile bu yapılara devretmeye çalışmak geleceğimizi karartmak anlamına gelmektedir.
KADIN ÜNİVERSİTELERİ İLE KARMA EĞİTİM HAKKI HEDEF ALINMAKTADIR
2022 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’ nda kadın üniversiteleri ısrarı devam ettirlmektedir. 4+4+4 sonrası yaşama geçirilen uygulamalar, ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle karma eğitim hakkı hukuken ve fiilen ortadan kaldırılmıştır. Kadın üniversiteleri ile de karma eğitim hakkı ihlali sürdürülmektedir.
Karma eğitim tartışılmaz en temel haktır.
ŞURA ÖNCESİ VELİ-DER OLARAK KENDİ SÖZÜMÜZÜ SÖYLEYECEĞİZ
Yaşanan tüm gelişmelerle birlikte görüyoruz ki; 1-3 Aralık’ ta gerçekleştirilecek Şura çocuklarımızın kamusal, laik, bilimsel eğitim hakkına dair eğitim hakkı ihlallerinin yaşama geçirilmek istendiği bir kurguyla hazırlanmaktadır.
Her alanda, tüm eğitim kurumlarında çocuklarımızın eğitim hakkına sahip çıkacak ve alanın özneleri ile birlikte Şura öncesi Veli-Der olarak kendi sözümüzü söyleyecek, çocuklarımızın eğitim hakkı için mücadeleyi kararlılıkla devam ettireceğiz.
Geleceğimizin karartılmasına da çocuklarımızın haklarının çalınmasına da sessiz kalmayacağız.
Tüm velileri , Okul Aile Birliklerini, eğitimde haklı taleplerimiz için Veli-Der üye olmaya ve çocuklarımızin haklarını yüksek sesle dillendirmeye davet ediyoruz.