Güncel

Kocaeli'de Soma eylemi: Emek cephesi olmadıkça bu cinayetler sürer

Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Soma eylemi gerçekleştirdi.

13 Temmuz 2018 Saat: 12:47
Kocaeli'de Soma eylemi: Emek cephesi olmadıkça bu cinayetler sürer
Kocaeli'de Soma eylemi: Emek cephesi olmadıkça bu cinayetler sürer

Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Soma davasına ilişkin yaptığı eylemde, "Örgütlü bir emek cephesi olmadıkça bu cinayetler sürüp gider" dedi. 

İzmit İnsan Hakları (Sabri Yalım) Parkı'nda düzenlenen eyleme çeşitli siyasi parti, sendika, oda ve dernek destek verdi. Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin Soma davası kararına ilişkin açıklamasını okuyan Gizem Güzel, "Soma'dan bu güne en az 242 maden emekçisi daha çalışırken İSİG önlemlerinin alınmaması nedeni ile işverenlerin daha fazla kar hırsına kurban edilmiştir" dedi. 

Kocaeli İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Meclisi tarafından yapılan basın açıklamasında şöyle denildi:

BASINA VE KAMUOYUNA

Cuma günü Kocaeli’de yitirdiğimiz iki emekçinin ailelerine ve işçi sınıfına başsağlığı dileriz. Birinci vakada Arslanbey OSB’de üretim yapan Tezcan Galvaniz fabrikasında formen olarak çalışan Murat Karter (45) isimli işçi hadde hattında hayatını kaybetmiş, ikinci vakada ise Tüpraşta tank bakım çalışması yapan bir firmada çalışan Macaristan vatandaşı 42 yaşındaki bir işçi tank içinde fenalaşmış ve sonrasında hayatını kaybetmiştir.

SOMA KATLİAMINI UNUTTURMAYACAĞIZ

Bugün 13 Mayıs 2018 ve 301 canımızı yitirdiğimiz SOMA KATLİAMI’nda 4 yılı geride bıraktık.

301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma katliamı ülkemiz tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş cinayeti olarak kayıtlara geçti. Soma Holding şirketlerinden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından rödevans sözleşmesi ile işletilen maden ocağında meydana gelen patlama ve yangın vardiya değişimi sırasında meydana gelmişti ve bu sırada madende 787 kişi vardı.

Bu katliam ile doğrudan ilgili bazı hatırlatmaları yapmamız gerekir.

– Ekim 2013’te Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin hazırladığı ve Milliyetçi Hareket Partisi ile Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleri tarafından desteklenen, 60 vekilin imzaladığı, Soma’daki maden ocaklarına meydana gelen iş kazalarını araştırma amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını öneren önerge, 29 Nisan 2014’te yani katliamdan 2 hafta önce Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmiş ancak Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti.

– Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından açıklanan bilgilere göre Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., 2012 yılında 2 kez, 2013 yılında 2 kez, 2014 yılında ise 13, 14, 17 ve 18 Mart tarihlerinde iş sağlığı ve iş güvenliği yönünden teftiş edilmiş, mevzuata aykırı bir durum olmadığı rapor edilmişti.

– Dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız, Temmuz 2013’te aynı işletmenin farklı bir ocağının açılışını yapmış, örnek bir işletme olduğunu belirtmişti.

– Katliamdan sadece 1 yıl sonra “MUHTEMEL PATLAYICI ORTAMDA KULLANILAN TEÇHİZAT VE KORUYUCU SİSTEMLER İLE İLGİLİ YÖNETMELİK” hükümlerinin uygulanmasını 2020 yılına erteleyen bir bakanlar kurulu kararı yayınlanmıştı.
Tüm bu yaşananlar madenlerde işçilerin nasıl göz göre göre ölüme gönderildiğini ve gönderilmeye devam edildiğini göstermektedir. Ayrıca iş güvenliği önlemlerinde zaafiyeti süren işyerlerinde üretimin sürdürüldüğünü ve kamu otoritesinin ise uygulama zorunluluklarını ortadan kaldıran düzenlemeler yaparak ve denetleme yetki ve gücünü yeterince kullanmayarak buna göz yumduğunu göstermektedir.

Soma’daki maden işletmesi birçok maden ocağı gibi rödevans sistemi ile yani, devletin madeni kiraya vermesi ve karşılığında madendeki üretimi belirli bir fiyat üzerinden satın alması şeklinde yürüyordu. Yani işçiler kamuya ait bir ocakta hayatlarını kaybettiler. Fakat biz hükümet yetkililerinin istifa ettiği, sorumlu kamu görevlilerinin yargılandığı bir süreci yaşamadık.

Bu olayda AKP’den millet vekili aday adayı olan Başbakanlık Müşaviri ve Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel’in 10 yıllık madenciyi yerde tekmelediğine şahit olduk. Bizzat dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın ağzından iş kazlarında ölümün madencinin kaderi olduğunu, iş kazalarının kişisel koruyucusunu giymeyen işçilerin hatası olduğunu duyduk.

Aradan 4 yıl geçti ve Soma davası halen sürmektedir, ancak bugüne kadar davada ihmali olan kamu görevlileri ve yine bu ortamın oluşmasında sorumluluğu olan tek bir hükümet yetkilisi ne yargılanmış ne de istifa etmiştir.
Resmi istatistiklere göre 1941’den bu yana madenlerde 3000’den fazla madenci hayatını kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor.
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre ise Soma katliamının yaşandığı 2014 yılında 386, 2015 yılında 67, 2016 yılında 73, 2017 yılında 93 madenci madenlerde alınmayan tedbirlerin kurbanı oldu.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2017 yılında 71’i ilimizde olmak üzere en az 2006 işçi, 2018 yılının ilk 4 ayında ise en az 575 işçi çalışırken hayatını kaybetti. İlimizde 2018 yılı başından bugüne kadar 4’ü kadın 29 emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Tamamı sendikasız yani güvencesizdi.

Komşumuz, iş arkadaşımız, babamız, annemiz, arkadaşımız veya çocuğumuz… Her biri bir can parçası, her biri bu ülkenin bir emekçisi, yurttaşı. Bunca insanın ölümüne sessiz kalmayacağız. İş cinayetlerine ve meslek hastalıklarına dur demek için mücadeleden ve halkı bilgilendirmekten vazgeçmeyeceğiz.

YORUMLAR

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Net Haber Ajansı Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız