Bugün Kuzey Ormanları Savunması’nın çağrısıyla, Alakır Vadisi ile ilgili olarak Metamar Marble isimli HES'si ve madenci şirketin İstanbul ofisi önünde basın açıklaması yapıldı.
Bugün Kuzey Ormanları Savunması’nın çağrısıyla, doğa ve yaşam savunucuları, Alakır Vadisi ile ilgili olarak Metamar Marble isimli HES'si ve madenci şirketin İstanbul ofisi önünde basın açıklaması yaptı.
Alakır Nehri Kardeşliği / Kuzey Ormanları Savunması tarafından yapılan basın açıklamsında şöyle denildi:
2018 Metamar HES şirketinin Alakır'da doğaya ve yaşam savunucularına yönelik artan saldırıları, aslında yıllardır Türkiye'de doğa ve canlılara yönelik kıyımın ve hoyratlığın öne çıkan simgelerinden biri haline geldi.
Kumluca'da Beydağları'ndan doğup, Akdeniz'e dökülen yaklaşık 70 kilometrelik Alakır Nehri, uzun yıllardır üzerinde 3'ü tamamlanan, 3'ü de iptal edilen 6 HES projesi ve bunların yol açtığı yıkıma karşı verilen mücadele ile gündeme geliyor.
14 yıl önce İstanbul’daki hayatlarını sona erdirip Alakır Vadisi’ne yerleşen; kendi ürettiklerini tüketip, doğanın verdiğiyle yetinerek 14 yıldır yaşayan Birhan ve Tuğba çiftinin Alakır Nehri’ne yapılan HES’lerin benzersiz bir ekosistemi yok etmemesi için verdikleri mücadele ve bu mücadelede başlarına gelenler, Türkiye'nin her yanında yaşananların benzeri.
Birhan ve Tuğba çifti, Alakır’ı kurtarmak için 1 Mart 2009’da kurdukları Alakır Nehri Kardeşliği üzerinden hukuk mücadelesi veriyor. Ekosistemin korunması adına önemli zaferler de yaşandı bu süreçte. Alakır Nehri ve vadisi, 2017 Aralık ayında 'Kesin Korunacak Hassas Alan', 'Nitelikli Doğal Koruma Alanı' ve 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım alanı' olarak 3 ayrı statüde Doğal SİT alanı ilan edildi.
Metamar şirketinin ve iştiraklerinin Birhan ve Tuğba çiftine yönelik tehdit ve tacizleri bir süredir şirketin HES projesinden tamamen bağımsız olarak, çiftin yaşam alanlarının sınırında, onları kuşatma altına aldığı arazilerden yöneliyor Metamar, aldıkları bu arazilerden görüntüdeki 1 nolu olanı kepçe ile kazarak doğal kaynak suyunun damarını kesmişti. Son dönemde de oraya beton döküp bir konteyner yerleştirmişti.
Görüntüdeki 2 nolu arazi ise bir ormandı; içinde anıt ağaç statüsüne giren meşeler vardı. Koruma altına alınmalarına yönelik dava devam ederken Metamar şirketi tüm ormanı kesip kepçelerle kazıp üzerinde ot bile kalmayacak hale getirdi. Haftalarca kepçe çalıştırdılar. Bu alandan silah sıkıldı. Yine bu alandan HES bekçisi çifti ayaklarını bacaklarını kırmakla tehdit etti. Bu yüzden hapis yatıp çıktı. Hala bölgede dolanıyor. Yine şirket tarafından bu arazinin ortasına kameralar konuldu. Bu kameralardan bir tanesi doğrudan Birhan ve Tuğba çiftinin yaşam alanına bakıyor.
Görüntüdeki 3 nolu arazide son iki haftadır kesim yapılıyor. Kepçe gelip gidiyor. Metamar şirketinin buradaki amacı bilinmese de, adım adım Birhan ve Tuğba çiftinin yaşam alanının çevresi yok ediliyor.
Şirketin bu baskı, tehdit ve tacizlerine derhal son vermesini talep ediyoruz!
Birbirinden bağımsız birer münferit olaymış gibi tek tek ayrı savcılar tarafından ele alınan bu taciz olaylarının tek bir dosya haline getirilerek incelenmesini talep ediyoruz!