İktidarlar yıllardır Türkiye Ekonomisini küresel kapitalist politikalara uygun hale getirmek için yeniden yapılandırdılar değiştirip dönüştürdüler. Emekliliği de esnek kuralsız güvencesiz hale getirdiler.
MAHİNUR ŞAHBAZ
Bir kez daha siyasi parti klasiklerinden biri ile karşı karşıyayız. Seçimde verilen sözler yerine getirilmiyor. CB Hükümeti Başkanı seçim öncesinde “emeklilere enflasyon farkı ve refah payı verileceğini” söylemişti. Bu bile emeklileri yoksulluk şiddetinden kurtarmazken, emekli aylığına “zam yok” denecek düzeyde zam yapıldı. Bizler korkunç bir pahalılık ve daha da çok fakirleşmenin içine itiliyoruz. Bu idare edilir kabul edilir bir durum değildir.
Ekonomimiz büyürken bizim aylıklar neden eksiliyor, alım gücü düşüyor diye sormadan, sorgulamadan bugünlere geldik. Sorgulamak; ocak temmuz zamlarının ve TUİK in enflasyon hesabının dedikodusunu yapmak. Sürekli farklı biçimlerde operasyona uğrayan seçimlerde sandıktan demokrasi hak hukuk çıkacağını beklemek değildi. Sorgulamak: Emekli aylıklarının neden altı ayda bir enflasyon oranına bağlandığını. TUİK in enflasyon hesabının ulusal sorun haline getirildiğini anlamak ve sınıf bilinciyle buna karşı tavır geliştirmekti. Bizi yoksullaştırarak yaşamımızı zorlaştıran hakikatleri hatırda tutmaktı.
İktidarlar yıllardır Türkiye Ekonomisini küresel kapitalist politikalara uygun hale getirmek için yeniden yapılandırdılar değiştirip dönüştürdüler. Emekliliği de esnek kuralsız güvencesiz hale getirdiler.
Uluslararası finans kuruluşlarına verdikleri sözü yerine getirip, emeklilik primlerini fona devredip borsaya yatırdılar. 1 Ekim 2008 de Sosyal Güvenlik Reformu yaptık dediler! Hukuku geriye doğru işleterek kazanılmış haklarımıza el koydular. Sözde reformla aylık bağlama oranı ve yöntemini değiştirilmemiş olsalardı bugün en düşük emekli aylığı 15 bin TL. olacaktı. Ayrıca emekliler enflasyon oranı taban aylığı seyyanen zam refah payı gibi safsataların dedikodusunda boğulmayacaktı.
Ülkeyi yöneten siyasiler varlıklarını küresel kapitalistlere borçlular. Bütün kaynaklar sermayeye diyorlar. Toplumsal yaşamı değil sermaye birikimini garanti etmeyi hedefliyorlar. Şimdi aylıklarımıza yapılan zamlar, sözde iyileştirmeler günü bile kurtarmıyor. Aylıklar kredi borçlarına, kredi kartlarına gidiyor. Sorunlarımızın nedeni iktidarların siyasi tercihidir! Hayat pahalılığı, yoksulluk işçi sınıfına, emeklilik haklarına inanılmaz saldırının ve sınıf sömürüsünün bir sonucudur.
Burjuvazi diyor ki herkes vergi versin benim sınıfım vermesin. Vergi vermek emeklilere, işçilere, üreticilere, çiftçilere küçük esnafa kalıyor. Devlet toplumsal sorumluluğundan vazgeçti. Emeklileri, çalışanları asgari ücretlileri daha da yoksullaştıracak yöntemler uyguluyor. Hükümet bol keseden kendi harcamaları için trilyonluk ek bütçe yaptı. Vergi ve harçlara yüzde 50 zam yaparken. Emekli aylığına yüzde 25 zammı bile ayrımcılık yaparak uyguluyor. Esnek ve kuralsızlığa devam ederek taban aylığı seyyanen zam refah payı gibi uygulamalar yapıyor. Emeklinin eğitim düzeyini, çalıştığı süreyi, emeğini, yatırdığı prim miktarını yok sayarak yoksullukta eşitliyor. Emeklinin kazanılmış hakkına ben veriyorum uygulaması yapıyor. Açlık noktasına taşıdığı yoksul emekli kitlesinin sayısını bilinçli olarak artırıyor. Bugün emeklilere verilmesi gereken enflasyon farkı yüzde 48 (ENAG). TUİK in yüzde 19,77 oranı kabul edilemez. Ayrıca TUİK in gıda enflasyon oranını yüzde 66’nın üzerinde açıklamışken. Bu gerçeği yok sayarak emekli aylığının belirlenmesi, emeklileri yaşayamaz hale getirerek kendine güvenini sarsmaktır. Emeklinin hayattan zevk almasını engellemektir. İktidar ve sessiz kalan siyasiler emeklileri depresyona sokmaktadır. Bilerek suç işlenmektedir, bundan vazgeçilmelidir.
Emekli aylıklarına yapılacak artışlar prim gün hesabı temelinde yapılmalıdır. Taban aylık uygulaması seyyanen zam refah payı gibi esnek kuralsız ayarsız uygulamalardan vazgeçilmelidir. Aylık bağlama oranları yükseltilmeli. Milli Gelirden, bütçeden pay verilerek emekli aylıkları güncellenmeli, alım gücü yükseltilmelidir. Kısıtlayıcı ve tercihli uygulamalara son verilerek kadınların dul ve yetimlerin emeklilik hak sahipliği teslim edilmeli. Hala ödenmeyen bayram ikramiyeleri ödenmelidir. EYT in emeklilik işlemleri işe başladıkları kurallar dikkate alınarak yapılmalı, bütün hakları teslim edilmelidir. Tüm emeklilik işlemlerinde norm ve standart sağlanmalı, eşitsizlikler giderilmelidir. Sesimizi duyan adil bir toplum ve adil bir toplum isteyen siyasetçiler istiyoruz. Emeklilerin yaşlıların çaresiz bırakıldığı bir toplumda hiç kimse huzurlu olamaz. Ahlaken vicdanen ve siyaseten bu böyledir.
Toplumsal huzur için sosyal güvenlik sisteminde yeniden düzenleme yapılmasını ve şirketlerin değil toplumun yararının gözetilmesi istiyoruz. Yaşlılıkta ekonomik güvence, ücretsiz erişilebilir sağlık hakkı, sosyal haklar sağlayan devlet güvencesinde kamu emekliliği hakkımız teslim edilmelidir. Bütün demokratik haklarımızı kullanarak taleplerimizin takipçisi olacağımız bilinmelidir.
Emekliler Dayanışma Sendikası Merkez Yönetim Kurulu