İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 2019 yılında Marmara Bölgesi’nde bulunan hapishanelerden 502 ihlal başvurusu aldıklarını kaydetti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 2019 yılında Marmara Bölgesi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu hizmet binalarında açıkladı. Salona “Hapishanedeki insan hakları ihlallerine son”, “Tecrit işkencesine son” ve “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” dövizleri asıldı. Hazırlanan raporun sunumunu Şube Başkanı Gülseren Yoleri yaptı.
Komisyona, 2019 yılı boyunca 54 cezaevinden 502 başvuru yapıldığını belirten Yoleri, her başvuruda birden fazla ihlal şikayeti olduğundan dolayı 2 bin 186 ihlal tespit ettiklerini aktardı. Hapishanelerde işkence ve kötü muamelenin ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayan Yoleri, “Mahpuslar hastaneye kelepçeli şekilde götürülmüş, doktor ve sağlık personelinin İstanbul Protokolü’nü hatırlatarak, muayene, röntgen çekilmesi ve tedavi esnasında kelepçelerin açılmasını talep ettikleri durumlarda dahi bu talepleri reddedilmiştir. Cezaevlerinde baskı ve işkence olağanlaştırılmaya çalışılmış, ‘süngerli oda’ diye tabir edilen hücreler, işkence hücreleri olarak kullanılmıştır” dedi.
‘SAĞLIK HAKKI ENGELLENİYOR’
2019 yılı içerisinde Ali Haydar Yıldız, Vedat Aydın ve Kinyas Gülcan’ın cezaevinde şüpheli şekilde öldüğüne dikkati çeken Yoleri, “Tüm hapishanelerde, mahpuslar, etkili bir revir hizmeti alamadıklarını, tam teşekküllü hastanelere sevk taleplerinin reddedildiğini ya da geciktirilerek yapıldığını belirtmişlerdir. Yine, birbirleri ile kavgalı farklı siyasi görüşlerden mahpusların aynı ring aracıyla götürülmesi yoluyla provokasyon ve nefret saldırılarına ortam yaratılması gibi uygulamalar nedeniyle, çok sayıda mahpus hastanelere gidememekte ve tedavi olamamaktadır” diye belirtti.
‘KEYFİ CEZALAR VERİLİYOR’
Tutuklulara keyfi olarak disiplin cezaları verildiğini hatırlatan Yoleri, yeniden yargılama taleplerinde ise ayrımcı uygulamaların yapıldığını, siyasi tutukluların taleplerinin görmezden gelindiğini aktardı. 2019 yılının en önemli meselesinin açlık grevleri olduğunu ifade eden Yoleri, “8 Kasım 2018 tarihinde Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi 16 Aralık’tan itibaren pek çok cezaevine yayılmış ve 1 Mart 2019 tarihinde çoğunluğu Kürt olan siyasi mahpusların kitlesel katılımı ile süresiz ve dönüşümsüz olarak devam etmiştir. İlk çeyreği itibariyle, açlık grevinde olan mahpuslarda; kilo kaybı, midede ağrı ve yanma, bulantı, kusma, halsizlik, uyku bozukluğu, unutkanlık gibi şikâyetler artmıştır. Açlık grevi eylemi nedeniyle mahpuslara disiplin soruşturmaları açılmış ve birçoğuna iletişim cezası verilmiştir” diye konuştu.
DUYARLILIK ÇAĞRISI YAPILDI
Cezaevlerindeki doluluk oranına ve yaşanan sorunların derinleşerek devam ettiğini sözlerine ekleyen Yoleri, şunları söyledi: “Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri sadece mahpusların mücadelesi ile değil dışarıdan yürütülecek mücadelenin desteği ile önlenebilir. Bu bağlamda, hazırladığımız bu rapor, hapishanelerde yaşanan ve devasa boyutlara ulaşan sorunlara ilişkin duyarlılık ve mahpuslarla dayanışma çağrımızdır.”