Gözaltında kaybedilen Mehmet Özdemir için açıklama yapan İHD İzmir Şubesi, devletin geçmişle yüzleşme sorumluluğunu yerine getirmesini istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, bu hafta gözaltında kaybedilen Mehmet Özdemir'in akıbetini sordu. Konak'ta bulunan eski Sümerbank önünde yapılan eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının yer aldığı, "Kayıplar vicdanımızdır" ve "Kayıplar belli failler nerede" yazılı pankartlar açıldı.
Basın metnini okuyan İHD İzmir Şube Yöneticisi Caner Canlı, 26 Aralık 1997 sabahı hayvan pazarına gideceğini söyleyerek evinden çıktığını ve pazarın yanındaki kahveye gittiğini belirtti. Kahveye gelen ellerinde telsiz bulunan silahı iki kişinin Özdemir'i beyaz bir taksiye bindirerek götürdüğünü söyleyen Canlı, "Mehmet Özdemir, arabanın içinde üçüncü bir kişinin de oturduğunu da görünce arabaya binmemek için uğraştı, kendisini yere attı kurtulmaya çalıştı. Ancak bu kişiler tarafından zorla, şiddet uygulanarak arabaya bindirildi ve oradan götürüldü. Bu kaçırma olayına çevrede bulunan bir çok kişi tanık oldu" dedi.
Mehmet Özdemir'in evli olduğu Enzile Özdemir'in 29 Aralık 1997günü İHD Diyarbakır Şubesi'ne eşinin zorla gözaltına alındığını, hakkında bilgi edinemediğini belirterek başvuru yaptığını ve hukuki yardım talebinde bulunduğunu aktaran Canlı, "Sonrasında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına dilekçe verildi ve eşinin kahvede otururken sivil kıyafetli polis memurları tarafından alındığını belirterek akıbetiyle ilgili bilgi istendi. Yanıt olarak; dilekçeye 'Mehmet Özdemir Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır' damgası vuruldu. Ancak bu damganın üzerinde hiçbir yetkilinin imzası yoktu. Aradan bir süre geçmesine rağmen Mehmet Özdemir'den bir haber alamayan ve nerede tutulduğu kendisine söylenmeyen Enzile Özdemir, yeniden ilgili kurumlara başvurdu. Kendisine verilen yanıtta bu defa Mehmet Özdemir'in gözaltına alınmadığı bir yanlışlık yapılarak gözaltında olduğunun söylenmiş olabileceği belirtildi" ifadelerini kullandı.
Enzile Özdemir'in 7 Ocak 1998'de durumu anlatan bir dilekçeyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yeniden başvurduğunu kaydeden Canlı, bunun üzerine bir soruşturma başlatıldığını ve Mehmet Özdemir'in akıbetini jandarmadan sorduğunu dile getirdi. Canlı, şöyle devam etti: "Uzun yazışma ve soruşturmalardan sonra 19 Aralık 2003 tarihinde, Cumhuriyet Savcısı, Mehmet Özdemir'in kaçırılmasıyla ilgili herhangi bir soruşturma açılmamasına karar verdi. Enzile Özdemir bu karara itiraz etti. 01 Eylül 2004 tarihinde, Siverek Ağır Ceza Mahkemesi, eşinin kaybolmasından birilerinin sorumlu olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığı gerekçesiyle Enzile Özdemir'in itirazlarını reddetti. Bu karar, 16 Aralık 2004 tarihinde Enzile Özdemir'e bildirildi.
Enzile Özdemir 07 Eylül 1999 tarihinde Mehmet'in zorla kaybedilmesiyle ilgili AİHM'ne başvurdu. 08 Ocak 2008 tarihinde AİHM Sözleşme'nin 2. maddesi çerçevesinde yaşam hakkının esastan ve usulden ihlal edildiğine, Enzile Özdemir açısından Sözleşme'nin 3. maddesinin (işkence yasağı), Sözleşme'nin 5. maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve Sözleşme'nin 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar verdi. Özetle devlet, AHİM tarafından yine suçlu bulundu. Biz insan hakları savunucuları devletin geçmişle yüzleşmesi için sorumluluğunu ve gerçekleri hatırlatmaya devam edeceğiz."