İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Edirne'de Meriç Nehri'ne atılan ve halen kayıp olan mültecilerin aile ve avukatlarıyla dernek binasında basın toplantısı düzenledi.

Açıklamaya İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Sığınmacılar Platformu Meclis üyesi Taha Elgazi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukalar Ahmet Baran Çelik ve Vedat Çağırtekin ile kayıp olan Mohammet İsmail'in babası Ali Ahmet İsmail katıldı.

Toplantıda konuşan Gülseren Yoleri, mültecilere yönelik bu tarz olaylara nefret söylemlerinin yol açtığı belirterek, "Sınır geçişlerine getirilen ağır uygulamalar nedeniyle bu tehlikeli yolculuğa mülteciler kendilerini mecbur hissediyor ve bu uğurda yaşamını yitiriyorlar. Türkiye'ye gelmeye ve gitmeye çalışan mültecilerin yaşamlarını yitirdiklerini biliyoruz. Geçici koruma kimliği olan mültecilerin Türkiye'den gitmek istediklerini gösteren veriler var" dedi.

Meriç Nehri'nde mültecilere yönelik uygulanan işkencelere dikkat çeken Yoleri, "Bu hukuki süreç 2 dosyadan oluşuyor. Birinci dosya faillerin bir önce tespit edilmesi ve cezalandırılması, ikinci dosya ise kayıpların bulunması. Dış etki olmadan devletin bunu aydınlatması gerekiyor. Devletin konuyla ilgili açıklama yapmak gibi sorumluluğu var" diye belirtti.

SORUMLULAR YARGILANSIN
Nehre atılan ve isminin açılmasını istemeyen bir mülteci, Muhammet İsmail ve  beraberindeki 5 kişi ile Yunanistan'a geçmeye çalıştıklarını söyledi, "Askerler bizleri 5'er kişilik gruplara ayırdı. İsmail'in bulunduğu gruptan 2 kişi nehre atıldıktan sonra haber alamadık. Öldüklerini düşünüyoruz. Biran önce kayıp kişilerin bulunmasını ve sorumluların yargılanmasını istiyoruz" dedi.

Nehire atıldıktan sonra haber alınamayan Mohammet İsmail'in babası Ali Ahmet İsmail de oğlunun kayıp olduğu günden bu yana büyük acı çektiklerini belirterek, oğlunun bir an önce bulunması için çağrıda bulundu.

MÜCADELEMİZ SÜRECEK
Dava avukatlarından ÖHD üyesi Vedat Çağırtekin, durumun vahim olduğuna dikkat çekerek, "Olayın mağdurlarıyla görüşmemizin ardından suç duyurusunda bulunduk ve soruşturma devam ediyor. Kayıplar ile ilgili çalışmamız var. Konu ile ilgili başvurularımız devam ediyor. AFAD ile görüşmemizde bize 'İzin olmadan araştırma yapamayız' cevabı gelince bizde askeri yetkililerin yanına gittik. Oradan izin almak için de Edirne Valiliği'ne gittik. Şu an orada tıkanmış durumdayız. Arama çalışmalarının başlatılmasını istiyoruz. Bu olayın yargısal boyutunu sonuna kadar sürdüreceğiz. Sorumluların yargılanmasını sağlayacağız" diye kaydetti.

92'Sİ ÇOCUK 502 KİŞİ KATLEDİLDİ
Dava avukatlarından ÖHD üyesi Ahmet Baran Çelik ise Edirne sınırının yanı sıra Suriye sınırında da büyük faciaların yaşandığını belirterek, "Yaptığımız araştırmalara göre 2011 yılından 20 Ağustos 2021 yılına kadar Suriye sınırında 502 kişi askeri yetkililer tarafından öldürüldü. Tespit edebildiğimiz kadarıyla 502 kişinin 67'si kadın 92'si çocuk. Bunun yanı sıra 742 de yaralama olayı var. Bunlar sistematik hale dönüşmüş durumda. Buna ilişkin raporu gelecek hafta açıklayacağız. Öte yandan Edirne sınırında da ciddi oranlarda ölümler yaşanıyor. Bu iki sınır, cehenneme dönüşmüş durumda" ifadesinde bulundu.