Gezi davasında verilen siyasi karara karşı İstanbul Mimarlar Odası her gün şube binası önünde adalet nöbetinde olacağını duyurdu.
Nöbette konuşan mimarlar ve şehir plancıları, iktidarın doğa ve insan düşmanı baskı ve talan politikalarına karşı esas suçun Gezi'yi savunmamak olduğunu söyledi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, aralarında TMMOB Yönetim Kurulu üyesi yüksek mimar Mücella Yapıcı, İstanbul Mimarlar Odası avukatlarından Can Atalay, şehir plancısı Tayfun Kahraman'ın da bulunduğu 8 kişi hakkında Gezi davasında verilen siyasi karara karşı şube binası önünde nöbete başladı. Arkadaşları serbest bırakılana kadar her gün saat 17.00-20.00 arasında bina önünde olacaklarını belirten şube üyelerine, halktan da pek çok kişi desteğe geldi.
"Karanlık gider Gezi kalır. Hukuksuz tutuklamalara karşı adalet nöbetindeyiz" ve "Hepimiz Gezi'deydik. Gezi davasında verilen hukuksuz kararı tutuklamaları kabul etmiyoruz" pankartlarının binaya asıldığı nöbette insanlar hapis cezalarına alkışlar ve "Her yer Taksim, her yer direniş" sloganlarıyla tepki gösterdi.
'ASIL SUÇ GEZİ'Yİ SAVUNMAMAKTIR'
Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, hukuka değil saraya bağlı hakimlerin verdiği tutuklama kararlarının ülkenin hukuk tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirtti. "Arkadaşlarımız Gezi Parkı'na şu anda orada olmayan Topçu Kışlasının yapılarak ideolojik ve rant amaçlı bir dayatmaya karşı kamu görevlilerini uyarmıştır. Söz konusu tarihi Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nın korunması için mesleki ve toplumsal sorumluluklarının gereğini yapmışlardır" diyen Muhcu, esas suçun bunu yapmamak olduğunu vurguladı.
Davada suç teşkil edecek herhangi bir delil olmadığına işaret eden Muhcu, verilen kararın iktidarın sürekliliğini sağlamak için yürüttüğü kent, kültür, doğa ve insanlık düşmanı politikalarının bir uzantısı olduğunu dile getirdi.
Kazdağları'ndan Munzur'a, Diyarbakır'a ve Taksim'e bu düşmanlığı, baskı ve zulümü gördüklerini ifade eden Muhcu, "Bizlerin bu baskı ve zulüm karşısında otokrasiye itaat etmemiz söz konusu olamaz" dedi. Yapılan saldırıların ancak ve ancak direnişi, umudu ve mücadeleyi büyüteceğini belirten Muhcu, Mimarlar Odası genel merkezi önünde de adalet nöbeti başlatıldığına ve bu adalet nöbetlerinin arkadaşları serbest kalana kadar ülkeye yayılacağına işaret etti. Gezi'nin inşa ettiği umudun talimatlı yargı kararlarıyla yok edilemeyeceğini söyleyen Muhcu, "Açık insanlık dışı zorbalık karşısında arkadaşlarımızı, toplumsal hakları, çevre ve insanlık değerlerini savunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'BİZİM VARLIK SEBEBİMİZ KENT VE DOĞA İÇİN MÜCADELEDİR'
İstanbul Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu üyesi Pelin Pınar Giritlioğlu, meslek odaları olarak kent için, çevre için, doğa için mücadele etmenin "varlık sebepleri" olduğunun altını çizdi. "Geçmişte de bunu yaptık. Ormanlar kesilirken oradaydık, su havzaları talan edilirken oradaydık, parklar yağmalanırken, ağaçlar kesilirken oradaydık ve orada olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullanan Giritlioğlu, Gezi davasında hukuksuz inşaatlarla başlayan sürecin hukuksuz tutuklamalarla devam ettiğini söyledi. Giritlioğlu, kent için, doğa için, toplum için ve arkadaşları için mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini ifade ederek, irade ve dayanışmayla arkadaşlarını en kısa sürede hapishaneden alacaklarını kaydetti.
Bina önünde nöbet sürerken, pek çok demokratik kitle örgütü temsilcisi de dayanışmak için nöbete katıldı.