Yasemin Erden
VİDEO İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
https://www.youtube.com/watch?v=UL41v1GbWJs
Manisa’nın Salihli İlçesi’nin Hacıbektaşlı Mahallesi’nde kurulmak istenen Jeotermal Elektrik Santrali’ne (JES) karşı köylülerin başlattığı direniş sürüyor. Köylüler geçit vermemekte kararlı. Bugün yine eylem vardı.
Bugün, Ankara yolu üzerinde, ilçe merkezine 2 km uzaklıkta lüks bir otelde şirket bilgilendirme toplantısını burada yaptı. Bilgilendirme toplantınsın yapıldığı yerde toplanan vatandaşlar protesto gösterisinde bulunup, bu projenin uygulanmasının vazgeçilmesini istediler.
Salihli Çevre Derneği, Manisa Tabip Odası,Mimarlar Odası Salihli Temsilciliği,Manisa Ziraat Mühendisleri Odası, KESK Manisa Şubeleri, Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği Salihli Temsilciliği, Salihli Sosyal Güvenlik Müşavirler Derneği, Barış Mahallesi İnisiyatifi, Kabazlı Mahallesi İnisiyatifi, Hacıbektaş Mahallesi İnisiyatifi adına bir basın açıklaması okundu.
Salihli Çevre Derneği başkanı İsmail Hakkı Uysal tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:
Ege Bölgesinin üç önemli havzası Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes enerji şirketlerinin plansız ve arsızca saldırısı altında.
Aydın Ovası’nın bir bölümü bitik durumda, Küçük Menderes kan ağlıyor. Alaşehir Ovası’nı Alaşehir Ticaret Odası başkanının deyişiyle KAYBETTİK!
Yaşadığımız havzada Sarıgöl, Alaşehir, Salihli JES kuyularıyla çepeçevre sarılmış durumda. nefes alacak yer yok ! Ahmetli’de yerel çalışmalar var.
2017 Ağustos ayında Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın İzmir, Manisa ve çevresinde madencilik ve jeotermal faaliyetleri nedeniyle yer altı sularında arsenik seviyelerinin yükseldiğini belirterek “jeotermal ve madencilik faaliyetlerine izin verilmemesi gerekmektedir” kararına rağmen Valilik ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından kuyuların açılış izinleri ÇED gerekli değildir kararlarını hızla vermekte.
Salihli Hacıbektaş Mahallesindeki direniş karşısında enerji şirketinin usulsüz çalışması ortaya çıkmış, eşyalarını toplayarak geri çekilmişlerdir. Bizim bilmediğimiz daha ne çok usulsüzlükler var? Cevabını sizlere bırakıyorum.
Bugün Jeotermal Elektrik Santral (JES) patronlarının bir tanıtım toplantısı var.
JES’lerin ne kadar faydalı; havaya, suya, toprağa herhangi bir zararının olmadığını anlatıyorlar.
Diğer şehirlerde kurulan Jeotermal elektrik santrallerinin doğru çalıştırılmadığından bahsediyorlar.
Kendilerinin bugünlerde Salihli’de çalışmaya başlattıkları “Kapalı Devre Jeotermal Elektrik Santrali”nin en modern sistem olduğunu anlatıyorlar.
Diğer santraller de böyle kurulmuştu.
Sıra üretim aşamasına geldiğinde bedavaya ürettikleri toplam enerjin beşte birinden fazlasını reenjeksiyon sırasında kullanacaklar. Buradan beş milyarlık bir gelirin bir milyar lirasından vazgeçmek anlamı çıkmaktadır.
Jeotermal Elektrik Santralleri (JES) tüm dünyada kullanılıyor fakat onlar verimli topraklar üzerine ve yaşam alanlarına yakın inşa edilmiyor. Titiz bir planlama ve sıkı bir denetim ile yarar-zarar oranı gözetilerek yapılıyor. Dünyamızda her geçen gün temiz su kaynakları ve tarıma elverişli arazilerin yok olduğundan bahsediliyor. Bu söylem sulak , verimli bölgemizin ve çalışkan üreticimizin değerini gözler önüne seriyor.
Bugün Zafer Mahallesi Sıraağaçlar mevkiinde kurulan jeotermal elektrik santralinde zaman zaman meydana gelen arızalardan dolayı bahsedilen akışkanın geri gönderimi aksamaktadır. Doğaya ne kadarlık bir salım yapıldığı kim ne kadar biliyor?
Bildiğimiz tek şey, şu an Barış mahallesi’nin kuzey tarafında bir aydan fazla süredir durmadan bir dumanın çıktığı, sondajlar sırasında yapılan çalışmalarda müdahale edilemeyen salımların yapıldığı, buhar halinde çıkan akışkanın sebep olduğu gürültü.
Sondaj kuyuların tel örgülerini olduğu yerlere H2S tehlikesine işaret edilmekte ve maskesiz dolaşılmaması gerektiği yazılmakta.
Kontrol edecek birimler yurdumuzda çok az. Yasal düzenlemeler hep şirketlerin lehine çıkarılmakta.
Hasalan mahallesindeki seralarda kullanılan jeotermal akışkanın yetkililer incelemeye gelince geri dönüşüm kuyularına gönderildiğini, yetkililer olmadığında akışkanın doğaya salındığını orada yaşayan vatandaşlarımız söylemekte.
Mevlütlü Mahallesinden bir vatandaşımızın jeotermal kuyularının açılmasından sonra yaptırdığı toprak ve su tahlillerinde acı gerçek gözler önüne serilmekte. Toprak verimsizleşmiş, su kullanılamaz durumda.
Yaptırımı var mı? Var! Para cezaları…
Kesilen cezayı şirketler seve seve ödemekteler. Sonra? Kalınan yerden devam…..
Birinci sınıf tarım arazilerini koruyalım diye devletimiz kamu spotu yayınlıyor. Biz de bu çağrıya uyduk, devlete ve millete olan görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Ülkemizin birinci sınıf verimli tarım arazilerini, bu topraklarda yaşayan üreten insanların yaşam hakkını ve geçim kaynaklarını korumak için elimizden geleni yapıyoruz.
Salihli ve çevresinde birçok Jeotermal Elektrik Santrali (JES) projesi mevcut. Bu kadar çok projenin çevreye ve insan sağlığına zararları da o kadar çok olacaktır. Bu santrallerden çıkan buharın insan ve çevre sağlığına zararlı olduğu, atık suların yüzey sularını kirlettiği biliniyor. Çevre halkının yegane geçim kaynağının tarımsal üretim olduğu düşünüldüğünde, kamu yararından bahsetmek de mümkün değildir.
Aydın’da Buharkent’te doğanın nasıl yok olduğunu gördük.
Alaşehir yavaş yavaş ölüyor ve onların çaresizliğini gördük
Sıra bizim topraklarımıza geldi. Bizler yerin 2500 metre altından çıkan zehirli akışkan ve buhar ile zehirlenmek istemiyoruz. Daha şimdiden gözlerimizin önünde doğayı nasıl tahrip ettiklerini, ovayı dağı nasıl yok ettiklerini gördük.
Biliyoruz enerji değerli, biz de yeraltı kaynaklarımızın çevreye zarar vermeden, planlı kullanılmasından yanayız. İsteğimiz yarar-zarar oranı gözetilerek verimli, birinci sınıf tarım arazilerine ve yaşam alanlarına yakın bu tesislerin yapılmamasıdır. Çünkü tüm Salihli, Alaşehir, Sarıgöl havzasına yapılacak santrallerin toplam üreteceği elektriğin Türkiye tüketimine oranı %1 bile olmayacak. %1 için Gediz Ovasını yok etmeye değer mi? Ülkemizin bu kadar bereketli, ürün çeşitliliği yüksek ovasının yok edilmesine GÖNLÜNÜZ RAZI MI?
Salihli’nin suları kirlenmesin, çocuklarımız zehirli buharı solumasın ve ova kurumasın istiyoruz.
SALİHLİ YAŞAM HAKKINA SAHİP ÇIKIYOR.
Biz de enerji holdinglerinin değil, ÇALIŞKAN ÜRETKEN FEDAKÂR HALKIMIZIN ÇİFTÇİMİZİN YANINDAYIZ.
HAVAMIZIN, SUYUN VE BEREKETLİ VATAN TOPRAKLARININ KORUNMASI İÇİN SİZİN DE DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUZ”
VİDEO İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ