Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Araştırmaları Merkezi’nin 2 Haziran’da düzenlediği 'Seçim Adaleti ve Güvenliği Çalıştayı'nın raporu açıklandı.
Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Araştırmaları Merkezi’nin 2 Haziran’da gerçekleştirdiği “Seçim Adaleti ve Güvenliği Çalıştayı”nın raporunda, 24 Haziran seçimlerine ilişkin anayasal, yasal ve uygulama düzeyinde sorunlara ve önerilere yer verildi. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent, 24 Haziran seçimlerinin bugüne kadar görülmedik bir şekilde seçim güvenliği ve adaleti açısından sorunlu bir seçim olduğuna dikkat çekti.
Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Araştırmaları Merkezi’nin 2 Haziran’da düzenlediği “Seçim Adaleti ve Güvenliği Çalıştayı”nın raporu açıklandı. Mülkiyeliler Birliğinde düzenlenen basın toplantısıyla paylaşılan raporda, 24 Haziran seçimlerine ilişkin anayasal, yasal ve uygulamaya ilişkin sorunlar ve önerilere yer verildi.
Raporu paylaşan Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent, 24 Haziran seçimlerinin bugüne kadar görülmedik bir şekilde seçim güvenliği ve adaleti açısından sorunlu bir seçim olduğuna dikkat çekti. Demirkent, anayasal düzeyde en ciddi sorunun OHAL’in seçim güvenliğini tehdit eder boyuta varması olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi ağzından muhalefet mitinglerine katılan seçmenin istihbarat tarafından takip edildiğinin öğrenildiğine dikkat çekti.
‘YSK SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA SORU İŞARETİ TAŞIYOR’
YSK’nın özellikle 16 Nisan referandumunda mühürsüz oy pusulalarını kabul etmesinin ardından başlayan tartışmalara da değinen Demirkent, çok partili sisteme geçişin ardından YSK’nın ilk defa güvenlik konusunda bu kadar çok soru işaretleri taşıdığını söyledi. İktidarın bütün yasal değişiklikleri kendi doğrultusunda yaptığını söyleyen Demirkent, seçim sürecinde icracı olan bakanlıkların değiştirileceğine ilişkin normun kaldırıldığını ve İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanlıkları tarafından yürütülecek sürecin taraflı bir seçime ilişkin kuşkular taşıyacağını belirtti. Seçim kanununda yapılan değişikliğin “bir yıl içinde uygulanamaz” ilkesinin kaldırıldığını da söyleyen Demirkent, 24 haziran seçimlerinin hemen öncesinde yapılan değişikliklerin bu seçimlerde uygulanmasının hem değişikliklerin hazırlıklarının yapılmadan uygulanması hem de muhalefet partilerinin hazırlıksız olmaları açısından sorunlarına dikkat çekti.
‘İKTİDAR KENDİ BELİRLEDİĞİ OYUNUN KURALLARINA UYMALI’
Demirkent, 36 baronun güvenlik sorunu olan bölgelere gideceğini ve özellikle birleştirilmiş ve taşınmış sandıklarda birer avukat bulunmasını sağlama yönünde önlemler alındığını belirtti. Yerel basının seçim adaleti açısından önemine dikkat çeken Demirkent, “Seçimde hile yapmak suçtur. OHAL’de anayasamız haklar bakımından askıya alınmış olsa da bu seçim sürecini yürütecek bütün kamu görevlileri ve herkes böyle davranmak zorundadır” dedi. Demirkent, 24 Haziran seçimlerinde iktidarın kendi belirlediği oyunun kurallarına kendisinin uymasını sağlamanın ve geleceğe dönük olarak da gerçek bir seçim adaletinin sağlanmasının iki önemli amaç olduğunu vurguladı.
‘ÖZGÜR İRADEYLE OY KULLANMA GÜVENCE ALTINDA DEĞİL
’Mülkiyeliler Birliği Demokrasi Araştırma Merkezi’nden Celil Kaya da seçimlerde yurttaşların özgür iradeleriyle oy kullanma hakkı ve seçim sonuçlarının değiştirilmeden yansıtılmasının iki temel önemli nokta olduğunu belirtti. Kaya, yurttaşların özgür iradeleriyle oy kullanabilmesinin şu an güvence altında olmadığını vurgulayarak, seçim gözlemcilerinin bağımsız çalısması ve sandık kurullarının bağımsız oluşmasının önemine dikkat çekti. Özellikle taşımalı ve birleştirilmiş sandıkların hem seçim güvenliği hem de erişim açısından endişe yarattığını belirten Kaya, sandıkların korucu köylerinde birleştirileceği iddialarının iktidara oy vermeyecek yurttaşlar açısından ciddi güvenlik endişesi yarattığını belirtti.
‘ANAYASAL, YASAL VE UYGULAMA DÜZEYİNDEKİ SORUNLAR’
Raporda anayasal, yasal ve uygulama düzeyindeki diğer sorunlardan bazıları ise şöyle:
-İttifak sistemi, yüzde 10’luk seçim barajı ile düşünüldüğünde temsilde eşitlik ve oy ilkelerine aykırılık taşımaktadır.
-İttifak yasasında muğlak maddeler bulunmaktadır. YSK’da çıkardığı genelgede bu muğlaklıkları giderecek düzenlemeler yapmamıştır. Örneğin, “mühürsüz oy pusulası”nın yasal hale geldiğine karşı çıkan YSK, sandık kurulunun ihmaliyle mühürleme olmazsa oyun geçerli sayılacağını belirtmektedir.
-Seçmen ihbarı ile kolluk kuvvetlerinin sandık başına gelebilecek olması birçok açıdan riskler taşımaktadır.
-Seyyar sandık uygulaması erişilebilirlik açısından olumlu bir adım olsa da muğlaklıklar giderilmemiştir, uygulama belirsizdir.
-Şu anda 16 ilde toplantı ve gösteri yasağı vardır. Seçimlerin işleyişine dair protesto yapılması durumunda protestocular derhal gözaltına alınabilir.
SEÇSİS yazılımı tamamen kapalı bir kutudur, dış denetime kapalıdır.
-Basın üzerindeki iktidar hegemonyası dolayısıyla seçmenler neredeyse tamamen bir partinin ve cumhurbaşkanı adayının propagandasına maruz kalmaktadır.
-Seçim günü iletişim araçlarının yavaşlatılabilieceğine dair endişeler gündemdedir.
-Askıya çıkan seçmen listeleriyle partilere verilen listeler arasında farklılıklar olabilmektedir.