Mersin’de Fukuşima Nükleer Santrali felaketinin yıldönümü dolayısıyla yürüyüş yapan çevreciler, Akkuyu başta olmak üzere nükleer santrallerinin durdurulmasını istedi.
Mersin Nükleer Karşıtı Platform (MNKP) üyeleri, 2011 yılında gerçekleşen Fukuşima Nükleer Santrali felaketinin yıldönümü dolayısıyla yürüyüş ve açıklama yaptı. Platform üyeleri, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin taş binası önünde Özgür Çocuk Parkı’na kadar yürüdü. "Akkuyu Fukuşima olmasın” ve “Akkuyu pahalıya patlar” ve “Nükleer öldürür” dövizlerinin taşındığı yürüyüş sonrası açıklama yapıldı.
'HAFİFE ALINIYOR'
MNKP Dönem Sözcüsü Aycan Özkan, 1950’li yıllarından beri meydana gelen onlarca nükleer santral kazasında çevrenin zarar görmediğini belirtti. Çernobil’de felaketinde dönemin yöneticilerinin kazayı hafife aldığını ve yok saydığına değinen Özkan, buna rağmen Karadeniz Bölgesi olmak üzere ülkenin diğer bölgelerinde kanser vakalarının artmaya başladığını kaydetti. Özkan, "Öyle ki Fukuşima nükleer felaketi sonrası, Japonya topraklarının yüzde 10’unun radyasyon ile kirlendiği ve bu topraklarda binlerce yıl tarım yapılamayacağı ile bölgede yaşayanların yüzde yetmişinin kansere yakalanma riskinin olduğunu Japonya hükümetinin açıklamalarından öğrendik. Felaketin yaşandığı dönemde Japonya Başbakanı görevinden istifa etmiş ve ‘Ben, dünyaya nükleer enerji olmadan işleyebilen bir toplumun gerekliliğini anlatmak istiyorum’ diyerek nükleer karşıtı hareketin bir aktivisti haline gelmiştir” dedi.
‘YOK OLUŞA KARŞI MÜCADELEYE'
Özkan, şöyle devam etti: “AKP hükümeti hala topluma nükleer santrali dayatarak, Mersin, Sinop, İğne Ada‘ya nükleer santral kurdurmak istiyor. Bunu sadece bir akıl tutulması olarak açıklayabilir miyiz? Yoksa neoliberal kapitalizmin doğayı ve yaşamı yok etme pahasına içinde bulunduğu krizden kurtulmasına yardımcı olmak mı? Bu kentin, ülkenin ve dünyanın milyonlarca yıldır süregelen doğası, ekolojisi ve kültürü, talanı ve yağmayı kendilerine rehber edinen bir avuç nükleer santral çetesi için mi var? Şirketlerin doğayı bir sermaye birikim aracı olarak görmesine, iktidarın da eşe dosta ve akrabaya rant dağıtmasına sessiz kalmayacağız. Ölümü ve yok oluşu seçmiyoruz. Mücadele ediyoruz ve bundan sonra da devam edeceğiz."