17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası kapsamında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç mezar başlarında anıldı.
Devletin kaybetme politikalarına devam ettiği belirtilen konuşmalarda; kaybetme ve cezasızlık politikalarına karşı mücadele edileceği, Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçilmeyeceği vurgulandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Cumartesi Anneleri, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası programı kapsamında 1995 yılında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un mezarı başında andı.
Gazi mezarlığında yapılan anmada, Ocak'ın mezar başından Karakoç'un mezarına kadar kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfillerle; Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak'ın fotoğrafının bulunduğu pankartlarının sessiz yürüyüş düzenlendi.
KARAKOÇ: MÜCADELENİZ İLHAM KAYNAĞIMIZDIR
Kardeşi başta olmak üzere 26 yıldır kaybetme politikasına karşı mücadele yürüten Hasan Karakoç, "26 yıldır kayıplara ilişkin mücadele ediyoruz. Onların yolunda, izinde olduğumuzu ifade ediyoruz. Devletin içerisindeki katiller, taşeron örgütlerin katlettiği biri de abim. 26 yıldır baskıya, zulme, işkence ve kaybedilme korkusuna rağmen bu mücadeleyi inatla sürdürüyoruz. İnatla, inançla mücadele ediyoruz. Binlerce insan bu mücadele ile hayattan koparılmaktan kurtarıldı. Kaybedilen, henüz akıbeti ortaya çıkarılmayan binlerce insanı da saygıyla anıyorum. Kardeşimin ve yoldaşlarının gözü arkada kalmasın. Mücadeleniz ilham kaynağımızdır" dedi.
Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren de kısa bir konuşma yaptı. Eren, kayıplarla buluşma mekanları olan Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceklerini, mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdi.
Daha sonra Hasan Ocak'ın mezarı başına geçildi. Ocak'ın mezarının üstü karanfillerle ve kaybedilenlerin fotoğraflarıyla donatıldı. Gözaltında kaybedilenler şahsında yapılan bir dakikalık saygı duruşu sonrasında İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri söz aldı.
YOLERİ: HAKİKAT VE ADALET MÜCADELESİNDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ
Yıllardır mücadele edildiğini ancak gözaltında kaybedilenlerin faillerinin korunduğunu ve kaybedilenlerin dosyalarının zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmak istendiğini vurguladı. Yoleri, "1995 yılında başlayan Cumartesi Anneleri ismiyle de bu güne kadar mücadelenin bir kazanımı gözaltında kayıpların durdurulmasıydı. 2016 yılından bu yana artan kaçırma, kaybetme girişimleri mevcut. Acılar bitmediği, kayıplar bulunmadığı halde dosyalar kapatılarak hakikat gizlenmeye çalışılıyor. Failler halen korunuyor. Yeniden gözaltına kaybetme suçunun işlenmesine imkan verecek mekanizmalar ayakta tutuluyor. Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç şahsında adalet arayışının neden kıymetli olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz. Adaletin sağlanması demek bir daha gözaltına kayıpların yaşanmaması demektir. Devleti bu politikayı uygulamadan vazgeçirecek bir toplumsa güce ihtiyacımız var. Hakikat ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
OCAK: 26 SENEDİR KATİLLERİN PEŞİNDEYİZ
Kardeşi Hasan'ı 26 yıl önce bulduklarını ve hala katillerin peşinde olduklarının altını çizen Ocak, "1995'te devlet çeteleri tarafından Alevilere yönelik bir katliam gerçekleştirildi. Hasan Ocak da bu çetelerin katliamlarına öfkesini ortaya koyan on binlerce insanlardan biriydi. Hasan'ı gözaltına aldılar, kaybettiler. 26 sene önce Hasan'ı bulduk, 26 senedir katillerin peşindeyiz. İğne ile kuyu kazar gibi hakikati ortaya çıkardık. Hakikat ortaya çıktıkça onlar yalan perdesine sığınıyorlar. Onlar önümüze polisle, jopla, mahkeme ile çıkıyorlar. Hasan'ın katillerini ortaya çıkarmadıkça mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Hakikatlerin üstünü karartamazsınız" dedi.
Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in dosyası da zamanaşımı bahanesiyle kapatılan dosyalardan. Yetkililere verdikleri dosyalarda tüm bilgilerin ayrıntılarıyla yer aldığını ancak bu dosyaların tozlu raflarda beklediğine dikkat çeken Bilgin, şöyle devam etti: "20 yıl sonra zamanaşımına uğradığını söylediler. Zamanaşımı diye bir şeyi kabul etmiyoruz, biz bu dosyaları açtırmak zorundayız. Biz bitti demeden bu davalar bitmeyecek."
'MÜCADELEMİZLE GÖKHAN GÜNEŞ'İN KAYBEDİLMESİNE İZİN VERMEDİK'
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İStanbul il Yönetici Selvinaz Göçmez de gözaltında kaybetmelerin bir devlet politikası olduğunun altını çizdi. 26 yıl önce "sağ aldınız sağ istiyoruz" şiarıyla Hasan Ocak'ı bulduklarını hatırlatan Göçmez, kendilerine "Görünmeyenler" diyen kişilerce kaçırılan sosyalist işçi Gökhan Güneş'i de aynı şiarla aradıklarını ve kaybedilmesine izin vermediklerini vurguladı.
Anma mezar başlarına karanfil bırakma ile son buldu.